AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'ten çarpıcı açıklamalar...

AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, Beyaz Tv'de yayınlanan Sürmanşet programında önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'ten çarpıcı açıklamalar...
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'ten çarpıcı açıklamalar...
AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek, Beyaz Tv'de yayınlanan Sürmanşet programında, açıklamalarda bulundu.

AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in konuşmalarından satır başları:

KOBANİ DAVASINDA KARAR!

'Bir davanın siyasi olabilmesi için tamamen siyasi olaylar çerçevesinde gerçekleşmesi lazım. Bu işin içerisinde biliyorsunuz 2 polisimiz şehit oldu, 31 kişi hayatını kaybetti, 221 tane vatandaşımız yaralandı, 139 tane de polisimiz yaralandı. Böyle bir hadisenin siyasi olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Mahkemeler bu konuyla ilgili gerektiği şekilde cezalarını vermiştir. Bundan sonra ülkemiz içerisinde bu tür kalkışmalara, bu tür ayaklanmalara yol açabilecek nitelikte ki her siyasetçinin de bu konuda ders alması gerektiğini düşünüyorum.'

'Önüne gelen siyasetçi, vatandaşı sokağa dökmeye kalkarsa Türkiye'de güvenlikten bahsedebilmemiz mümkün olmaz. O yüzden çok net olarak bilmemiz lazımdır, bu dava siyasi bir dava değildir. Aslında burada bir cinayet vardır. Yasin Börü'nün katledildiği, arkadaşlarının katledildiği ve ayrıyetten de burada iki polisimizin şehit olmasıyla ilgili bir durum vardır. Bu kişileri sokağa çağıran şahıslar bellidir, tespit edilmiştir. Bunların siyasetçi olması veya normal vatandaş olmasının arasında bir fark yoktur.'

ÖZGÜR ÖZEL'DEN KOBANİ SANIKLARINA DESTEK!
'KABUL EDİLEBİLİR TARAFI YOK'

'Aslında burada CHP'nin genel başkanlığını yapan ama CHP'nin geçmiş tarihini bilmeyen Özgür Özel ile de karşılaşıyoruz. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Biliyorsunuz bugün ceza alanlardan bir tanesi de Ahmet Türk... II. Abdülhamid'in kurduğu Hamidiye Alayları vardı. Hamidiye Alayları'nd yer alan isimlerden bir tanesi de Ahmet Türk'ün dedesiydi. İsmi Hüseyin Kanco. CHP, o dönem Türkiye kurulduktan sonra biliyorsunuz bir rejim değişikliği söz konusu oldu. Bu Hüseyin Kanco, Türkiye'deki rejim değişikliğini kabul etmeyeceğini söyleyen isimlerden bir tanesiydi ve bu rejim değişikliğini kabul etmedikten sonra ilk önce Mardin'den askerler gönderildi, yine 'Yok, biz kabul etmiyoruz' denildi. Sonra bir tabur asker gönderildi. Orada yine çok ciddi olaylar cereyan etti, yine bu aileyle ilişkili olarak onlarla baş edilemez gibi bir durum yaşandı. Daha sonrasında Diyarbakır'dan topçu alayları şuanda Ahmet Türk'ün oturduğu alanın içerisindeki yerlere top atışı yaptı ve daha sonra bu Hüseyin Kanco denilen kişi yani Ahmet Türk'ün dedesi ve ailesi Türkiye'deki rejimi kabul etme durumuna geldiler. O dönemin içerisinde Kanco dediğimiz ailenin soyadı 'Türk' olarak değiştirildi. Yani o dönemde Türkiye'de rejime karşı çıkan kişileri aslında asker zoruyla götürtüp 'Rejimi kabul edeceksiniz.' diyen siyasi parti CHP'dir. Bugün de çok farklı bir durum yok. Bugün de yine Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne, değiştirecek, ciddi terör eylemleri yapılan, insanların hayatını kaybettiği ve çok ciddi olarak Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir duruşu olan ve bunları destekleyen bir kitle var. O gün CHP iktidarda olduğu için bu kişilere verdikleri cezalar veya bu kişilere yaptıklarını normal karşıladılar. Bugün bunun bir benzeri olarak yine Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yapılan bir harekete, AK Parti hükümette olduğu ve karşı çıktığı 'Hayır arkadaş, bu dava hukuki değildir.' dediler. Peki o zaman siz bu ailenin niye soyadını değiştirdiniz? Bu ailenin o dönem niye evlerini bombaladınız? Bende size bunu soruyorum...'

DEM PARTİ, KOBANİ DAVASININ KARARLARINI TANIMIYORMUŞ!

'Tanısanız ne olur tanımasanız ne olur... Adalet işler, gerekeni yapar, siz de buna uymak zorundasınız.'

İMAMOĞLU'NA GÖRE BOŞUNA HAPİS YATIYORLARMIŞ!

'Selahattin Demirtaş, HAMAS'a 'terör örgütü' diye nitelendirme yapıyor, orada vatanları için mücadele eden mücahitlere 'terörist' damgası vurmaya kalkıyor ama bu olaylarda kendi ülkesinde 2 polis şehit olmuş, 31 vatandaş hayatını kaybetmiş , bu konularla alakalı ceza alan kişileri ise savunuyor. Hadi bakalım çıkabilirseniz çıkın işin içinden.'

'Burada devreye şu giriyor; Yurtdışı güçlerinin, dış güçlerin, kimleri ve nasıl istediği şekilde kullandığınında bana göre açık bir göstergesi. Bugün FETÖ ağzı, PKK ağzı ve bunun yanında Ekrem İmamoğlu'nun ağzının arasındaki fark nedir? Üçü de aynı şeyi söylüyor. Bu üçünü ortak noktada buluşturan nedir?'

İMAMOĞLU'NDAN 45 GAZETECİ İLE ROMA GEZİSİ!

'Türkiye'de 'tasarruf tasarruf' diye bağıranların, bu nokta Sayın cumhurbaşkanımızı, AK Parti hükümetini eleştiren kişilerin aslında neler yaptığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmaya başladı.'

'Ben milletvekili olmadan önce biliyorsunuz Beyaz TV'de görevimin başındaydım ve bizler yurtdışına Sayın cumhurbaşkanımıza davet edildiğimiz zaman eşlik ediyorduk. Bizler, gittiğimiz bütün yurtdışı gezilerinde her zaman yemek paralarımızı, otel paralarımızı ve oradaki bütün harcamalarımızı kendi kurumlarımızdan aldığımız paralarla yapıyorduk. Tüm basın mensupları bunu bu şekilde yapıyordu. Bunun sebebi de Sayın cumhurbaşkanımız çok yoğun bir gezi dönemi geçiriyor, dönüşte uçakta basın mensuplarıyla bir araya geliyor. Uçağa binmezsek kendisi ile görüşebilme imkanımız zor olduğundan dolayı uçakta kendisine eşlik ediyoruz. Ekrem İmamoğlu yurtdışına giderken bütün gazetecilerin paralarını ödüyor, otel paralarını ödüyor, yemek paralarını ödüyor ama Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanıyla beraber ister 50 tane gitsin ister 10 tane basın mensubu gitsin herkes parasını kendi ödüyor. Sadece bir kaç tane ülke gelen bütün heyeti misafir etmek istedi. Bunlardan bir tanesi Birleşik Arap Emirlikleri'ydi. Bunun dışında hiçbir şekilde devlet yine bir ücret ödemedi.'

'Bunlar İtalya'da çok güzel bir otelde kalmışlar, Roma'da güzel bir otelde zannediyorum otel fiyatları 500 euro ile 2 bin 500 euro arasında değişen oda fiyatlarının olduğu odalarda kalınmış. Kimin kaç liralık odalarda kaldığını bilebilme ihtimalimiz yok. Bunu onların yetkililerine sormamız lazım. Oradan birkaç tane tanıdığım muhabir var. Telefonlar aradım 'Ne yaptınız? dedim. 'Akşam yemeğe götürdüler.' dedi. 'Ne yediniz, ne içtiniz? Bir anlatın.' dedim. Çünkü, milletin parasını toplayıp, gidip orada gazetecilere yedirip içiriyorlar ya burada neler yenilmiş içilmiş diye sordum. Siz gazetecileri yemeğe götüreceksiniz, orada şarapları açacaksınız, güzel bir balık restorantında yemek yiyeceksiniz, hepsini yedikten sonra da bunun parasını İBB'ye ödetmeye kalkacaksınız. Sonra da bize 'tasarruf tasarruf' diye bağırmaya kalkacaksınız.'

'Roma Belediye Başkanı ile görüşecekmiş, randevusu varmış. Roma Belediye Başkanı, Vatikan'da çok özel bir toplantısı olduğu için Ekrem İmamoğlu ile görüşmeyi iptal etmiş. Bu bir. İki, İtalya Milli Olimpiyat Komite Başkanı toplantıya geliyor, esniyor 4-5 defa, 10 dakika sonra önemli bir işi olduğu gerekçesiyle bütün basın mensuplarının önünde kalkıyor ve gidiyor. Ekrem İmamoğlu'nu da orada tek başına bırakıyor. Rezilliğe bakar mısınız... Sen İBB başkanısın. Uçak tut, Roma'da birinci sınıf otel ayarla, gazetecileri al yemeğe götür, seni orada 10 dakika dinlesin komite başkanı, 'Erken ayrılmam gerekiyor.' desin ve çeksin gitsin. İşte Türkiye'nin itibarını zedeleyen adamlar bunlardır. Sayın cumhurbaşkanımızın, cumhurbaşkanı olduğu dönemden bugüne kadar hiç böyle hiç böyle bir hadise ile karşılaşabilir misiniz? Türkiye'yi hiç böyle bir durumun içerisine sokar mı?'