Süne İle Mücadele İçin Yetiştirilen Keklikler Doğaya Bırakıldı

Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Akman, ülkenin en büyük değerlerinden birinin de ‘yaban hayatı türleri’ olduğunu söyledi.

Biyolojik çeşitliliğinin ülke ve dünya için miras özelliği taşıdığını vurgulayan Akman, bakanlık olarak bu mirasa sahip çıkmak için büyük bir çaba gösterdiklerini kaydetti.

Akman, Adana Ticaret Borası ve Bal ve Arı Ürünleri Tanıtım Araştırma Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği programlara katıldı.

Süne ile biyolojik mücadele çalışmaları kapsamında Kızılkaş Köyü’nde bin kekliğin doğaya salımı töreninde konuşan Dr. Nurettin Akman, kuş ve keklik seslerinin insan ruhunda bıraktığı güzel etkilere işaret etti.Son yıllarda doğada birçok hayvan neslinin tükenmeye başladığını hatırlatan Akman, “Keklik ve sülünler bunlardan birkaç tanesidir. Cenab–ı Hak öyle bir yaratmış ki; birinin eksikliği diğerinin çok farklı bir şekilde ortaya çıkmasına neden oluyor. Süne ile mücadelede en doğal ve verimli yöntem kekliktir. Memleketim Çankırı’dan başlayarak, Yozgat, Bolu bölgesinde her yıl yüzleri bulan insanımız keneye bağlı kırım kongo hastalığından hayatını kaybediyor. Bunun nedeni burada keklik ve tavukların maalesef köy hayatından çekilmesidir.” dedi.

Bakanlığın faaliyetlerinden de bahseden Akman, Türkiye’nin dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğini bildirdi. 2023’te dünyanın ilk 10’u arasına girmeyi hedeflediklerini anlatan Akman, “Son 9 yılda 206 baraj yaptık. Orman dışı ürünlerden 1 milyar dolar gelir elde ettik.” diye konuştu.

KEKLİKLE BUĞDAY VERİMİ ARTTI

Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan, “Tarım zararlılarına karşı kanatlı yaban hayvanları ile biyolojik mücadele” projesi kapsamında ilk 2010 yılında Karaisalı ve İmamoğlu ilçelerinde toplam 2 bin 600 kekliğin doğaya bırakıldığını aktardı. 2011’de süne ve biyolojik mücadele için doğaya 300 bin adet parazitoitin bırakıldığını dile getiren Çalışkan, şunları söyledi: “Çalışma Sonrası süne zararlısının ilde azaldığı, Adana’nın kuzeyinde yetiştirilen buğday kalitesinin ovadakine yakın kaliteye ulaştığı gözlenmiştir. Çiftçimiz yüzde 20–30 değer kazanmıştır. Borsamıza 2009’da süneli buğday yüzde 39,5 iken, 2010’da yüzde 23,4,’e, 2011’de ise yüzde 6,8’e kadar düşmüştür. İki yıllık ve 50 bin TL.’lik faaliyet Sonucu 200 bin ton yemlik olacak buğdayın birinci sınıfa dönüşmesi sağlanmış, bunun parasal değeri yaklaşık 20 milyon TL.’dir.” Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürü Etem Boz da 2003–2011 yılları arasında Adana’da doğaya 4 bin adet keklik ve 830 adet sülün yerleştirildiğini ifade etti.

Boz, bu yıl da toplam 3 bin keklik salımının yapılacağını duyurdu. Daha Sonra Bakan Yardımcısı Akman ve diğer katılımcılar üretim istasyonlarında yetiştirilen keklikler doğaya bırakıldı.

ALTIN ARI ÖDÜL TÖRENİ

Bakan Akman, daha Sonra 3. Narenciye Balı Hasadı ve Altın Arı Ödül törenine katıldı.

Prof. Dr. Levent Soylu’nun narenciye bahçesinde gerçekleşen programda Akman, dünyanın her yıl 81 milyon, Türkiye’nin ise yaklaşık 1 milyon daha fazla insanı doyurmak zorunda olduğunu kaydetti.

Artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için tarım alanlarının artırılması gerektiğinin altını çizen Akman, şöyle devam etti: “Tarım alanları çeşitli nedenlerden giderek azalıyor. Arıların tozlayıcı özelliği burada büyük önem kazanıyor. Arıcılık ve ormancılık birbiri açısından stratejik öneme sahip iki konudur. Ballı bitki tür ve çeşitlerinin yüzde 75’i Türkiye’de bulunması büyük bir doğal zenginliktir.”

BAL ÜRETİMİNİ DESTEKLEMEK AMACIYLA 109 BAL ORMANI KURULDU

Adana’nın coğrafi konumu, iklimi ve bitki örtüsü nedeniyle Türkiye’nin en önemli arıcılık merkezlerinden birisi olduğunu hatırlatan Akman, ilke 3 tane petek fabrikası, 9 bal ambalaj tesisi ve bir çok tüccarın bulunduğunu belirti. Ülkenin en önemli kovan merkezlerinden birisi olan İmamoğlu’nda 50’ya yakın arı kovanı atölyesinin varlığına işaret eden Akman, şu bilgileri verdi: “Ülkedeki toplam bal ve arı ürünleri ticaretinin yaklaşık yüzde 40’ı Çukurova Bölgesi’nde. Türkiye sahip olduğu 4,4 milyon dolayındaki kovan varlığı ve 80 bin ton dolayındaki bal üretimi ile dünyanın önemli merkezleri arasında yer almakta. Türkiye, kovan balı varlığı bakımından dünyada 2. sırada yer almasına rağmen kovan başına ortalama bal üretimi 16 kg.’dır. Dünya ortalaması ise 20 kg.’dır. Bal üretimini desteklemek amacıyla bugüne kadar 109 adet bal ormanı kurulmuştur.”

Adana Valisi Hüseyin Avni Coş da en temel ve şifalı gıda maddelerinden biri olan balın sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırılmasının önemine vurguladı. Gıda denetimi konusunda aldıkları tedbirler çerçevesinde ‘gönüllü gıda müfettişliğini’ devreye soktuklarını anlatan Coş , yaptıkları denetimlerde başarılı olan firmaların sertifikalandırılacağını bildirdi. Bal Tanıtım Derneği Başkanı Ömer Salcan da Adana’nın konumundan dolayı arıcılık sanayi ve bal ticaretinde bölgede öne geçtiğini açıkladı.

Arıcılığın tarım sanayine yıllık 5 milyar dolar katkı sağladığını anlatan Salcan, arısız ve arıcısız bir tarım düşünülmeyeceğini ifade etti.

Programda Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Akman sezonun ilk narenciye balı hasadını yaptı. Açık artırma yöntemiyle satışa sunulan balı 5 bin TL.’ye Şevket Alcar aldı. Daha Sonra bu yıl Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na verilen “Altın Arı Ödülü” bakan adına Akman’a takdim edildi. Etkinliklere Vali Yardımcıları Reşat Özdemir, Mustafa Yüksel Karadağ, Ticaret Borsası Meclis Başkanı Şahin Bilgiç, Gıda ve Hayvancılık İl Müdürü Ömer Akmaz, işadamları ve köylüler katıldı.