EGM: Gaz Mühimmatının İnsan Sağlığına Kalıcı Zarar Verdiğine İlişkin Rapor Yok
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), toplumsal olaylarda kullanılmakta olan göz yaşartıcı gaz mühimmatından dolayı, herhangi bir şekilde 'insan sağlığına kalıcı zarar verildiğine dair' resmi raporlarda intikal eden bir hususun bulunmadığını bildirdi.
Yazılı bir açıklama yapan emniyet, bazı basın yayın organlarında Son günlerde göz yaşartıcı gaz kullanımı ve etkileriyle ilgili olarak çıkan haberlere ilişkin açıklama yapılma gereği duyulduğunu ifade etti.
Türk Polis Teşkilatı'nın Türkiye'nin 1997 yılında taraf olduğu 'Kimyasal Silahlar Sözleşmesi, 5564 Sayılı "Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretimi, Stoklanması ve Kullanımının Yasaklanması Hakkında Kanun' ve '2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu' çerçevesinde tüm modern polis teşkilatlarında olduğu gibi göz yaşartıcı gaz kullanıldığının hatırlatıldığı açıklamada, ilgili kanunun 16. maddesinde maddi gücün, "Polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade eder." şeklinde tanımlandığı belirtildi. Toplumsal olaylarda güç kullanılması durumunda göz yaşartıcı gazların kullanılabileceğine dair değişik tarihlerde verilen AİHM kararlarında da bu hususun hükme bağlandığının anlatıldığı açıklamada, "Göz yaşartıcı gazların, insan sağlığına kalıcı zarar verdiği şeklinde yer alan iddiaların gerçek dışı olduğu klinik raporlarda da tespit edilmiştir. İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ana Bilim Dalı tarafından OC gazı ile ilgili hazırlanan raporda; 'biber gazları ve tozlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin hiçbirinin kalıcı olmadığı, bu bulguların o bölgenin suyla yıkandığında daha çabuk silinebileceği' ifade edilmiştir." denildi. Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 tarihinde meydana gelen toplumsal olaylarda hayatını kaybeden Metin Lokumcu isimli vatandaşla ilgili, Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu İstanbul 1. İhtisas Kurulu'nun verdikleri kararlarda, şahsın ölüm nedeninin, "Kendisinde kalp damar hastalığı bulunan kişinin ölümünün, mevcut hastalığın olayın efor ve stresi ile aktif hale geçmesi Sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir." denildiğinin aktarıldığı açıklamada, ayrıca gazetelere yansıyan AİHM kararı incelendiğinde göz yaşartıcı gazın kullanılmasından dolayı alınmış bir karar olmadığı ancak gazın kullanım şekline yönelik bir karar olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, "Toplumsal olaylarda kullanılmakta olan göz yaşartıcı gaz mühimmatından dolayı, herhangi bir şekilde 'insan sağlığına kalıcı zarar verildiğine dair' resmi raporlarda intikal eden bir husus bulunmamaktadır. Alımı yapılan gaz mühimmatının içerisindeki göz yaşartıcı maddelerin OC veya CS gazı olup olmadığı, 'laboratuvarlarda' test ettirilmekte olup, uygun olanların kabulü yapılmaktadır. Teşkilatımızda kullanılan göz yaşartıcı gazlar, bu konuda eğitim almış uzman perSonelimiz tarafından yetkili amirin emriyle kullanılmaktadır. Ayrıca bu gazlar, kullanan perSonelimiz üzerinde de bugüne kadar hiçbir şekilde kalıcı bir zarar meydana getirmemiştir." ifadeleri kullanıldı.
Türk Polis Teşkilatı'nın Türkiye'nin 1997 yılında taraf olduğu 'Kimyasal Silahlar Sözleşmesi, 5564 Sayılı "Kimyasal Silahların Geliştirilmesi, Üretimi, Stoklanması ve Kullanımının Yasaklanması Hakkında Kanun' ve '2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu' çerçevesinde tüm modern polis teşkilatlarında olduğu gibi göz yaşartıcı gaz kullanıldığının hatırlatıldığı açıklamada, ilgili kanunun 16. maddesinde maddi gücün, "Polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçlarını ifade eder." şeklinde tanımlandığı belirtildi. Toplumsal olaylarda güç kullanılması durumunda göz yaşartıcı gazların kullanılabileceğine dair değişik tarihlerde verilen AİHM kararlarında da bu hususun hükme bağlandığının anlatıldığı açıklamada, "Göz yaşartıcı gazların, insan sağlığına kalıcı zarar verdiği şeklinde yer alan iddiaların gerçek dışı olduğu klinik raporlarda da tespit edilmiştir. İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ana Bilim Dalı tarafından OC gazı ile ilgili hazırlanan raporda; 'biber gazları ve tozlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerinin hiçbirinin kalıcı olmadığı, bu bulguların o bölgenin suyla yıkandığında daha çabuk silinebileceği' ifade edilmiştir." denildi. Artvin'in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 tarihinde meydana gelen toplumsal olaylarda hayatını kaybeden Metin Lokumcu isimli vatandaşla ilgili, Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu İstanbul 1. İhtisas Kurulu'nun verdikleri kararlarda, şahsın ölüm nedeninin, "Kendisinde kalp damar hastalığı bulunan kişinin ölümünün, mevcut hastalığın olayın efor ve stresi ile aktif hale geçmesi Sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir." denildiğinin aktarıldığı açıklamada, ayrıca gazetelere yansıyan AİHM kararı incelendiğinde göz yaşartıcı gazın kullanılmasından dolayı alınmış bir karar olmadığı ancak gazın kullanım şekline yönelik bir karar olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, "Toplumsal olaylarda kullanılmakta olan göz yaşartıcı gaz mühimmatından dolayı, herhangi bir şekilde 'insan sağlığına kalıcı zarar verildiğine dair' resmi raporlarda intikal eden bir husus bulunmamaktadır. Alımı yapılan gaz mühimmatının içerisindeki göz yaşartıcı maddelerin OC veya CS gazı olup olmadığı, 'laboratuvarlarda' test ettirilmekte olup, uygun olanların kabulü yapılmaktadır. Teşkilatımızda kullanılan göz yaşartıcı gazlar, bu konuda eğitim almış uzman perSonelimiz tarafından yetkili amirin emriyle kullanılmaktadır. Ayrıca bu gazlar, kullanan perSonelimiz üzerinde de bugüne kadar hiçbir şekilde kalıcı bir zarar meydana getirmemiştir." ifadeleri kullanıldı.