Kızı, 'Erbakan'ı Anlattı Kocaeli
Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı ve eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın kızı Zeynep Erbakan, ''Babam, kişisel olarak hiç kimseye kırgınlığı olmayan bir insandı'' dedi
Partisinin Kocaeli İl Başkanlığında il ve ilçe kadın kolları yöneticileriyle bir araya gelen Zeynep Erbakan, babası Necmettin Erbakan hakkında kendisine sıkça sorular sorulduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın babasında kırgınlık oluşturup, oluşturmadığı yönünde de sorular sorulduğunu anlatan Erbakan, ''Babam, kişisel olarak hiç kimseye kırgınlığı olmayan bir insandı. Hani bu hakkını helal etti mi, etmedi mi soruları gündemdedir. Babam 'herkese hakkım helal olsun' diyerek vefat etmiştir ama bir yanlış yapıldığı zaman da uyarmayı kendisine her zaman görev olarak bilirdi'' diye konuştu.
Babasının hiçbir zaman bencil olmadığını ifade eden Erbakan, ''Babam, 'menfaati korumanın en iyi yolu, ilk önce benliğini ortadan kaldırmaktır' derdi. Babam, 'Nasıl bir insan olarak anılmak isterdiniz' sorusuna ise 'Canıyla, malıyla İslama hizmet etmeye çalışan bir insan olarak anılmak isterim' demişti. Babam, bu işe ilk başta 'ahlak ve maneviyat' diyerek başlamıştı. İnşallah Rabbim mekanını cennet eylesin'' ifadesini kullandı.
-''En çok sarı rengi severdi''-
Babasının gündelik yaşantısının da merak edildiğini vurgulayan Erbakan, Babasının en büyük zevkinin kravat seçmek olduğunu ifade etti. Zeynep Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yatağının üzerinde takım elbiseler dizilmiş, içlerine gömlekler konulmuş. Babam 6-7 tane kravatı kollarına asar, anneme göstermek için o şekilde mutfağa giderdi. Bize teker teker sorardı ama kendisinin en çok sevdiği renk sarıydı. O, içlerinden en sarı olanı seçmiştir ama gene de herkesin bir onayını almak için sorardı. Yine annemin dediğini takardı ama gözü de kendi seçtiği sarı kravatta kalırdı. Yemeği çok fazla yemezdi. Özellikle çocuklarla yemek yemekten hoşlanırdı, çocukları çok severdi. Babam, babaanneme '4 kız, 4 erkek isterim' dermiş. Çocuklarından birisinin emeklemesi, diğerinin yeni yürümesi, konuşmaya yeni başlaması... İşte babam için en güzel görüntü buydu. Babamı dünyanın en lüks ülkesine götürseniz, aynı manzarayı tattıramazsınız. Çok büyük bir zevkti. Örneğin karpuzu çocukların eline verir, elinde yemesini isterdi. Annem, 'keselim, kaşıkla verelim' derdi ama babam bunu kabul etmezdi.'' Babasının çok toleranslı olduğunu ifade eden Erbakan, şunları söyledi: ''Annem, babama 'senin sinirlerin alınmış' derdi. 28 Şubat'ta annemin bir elinde Kur'an-ı Kerim, diğer elinde telefon, ağlıyordu. Annem çok duygusaldı. Annem, babama 'yarın ne yapacağız' dedi, babam da 'sen önce buzlu bir soda getir' diyerek yanıt verdi. Annem, cevap bekliyordu babamdan... Daha sonra babam, 'yatmamız lazım, yarın önemli görüşmelerimiz var' dedi ve yattı. Sabah da babam çok sakin bir şekilde kalkmıştı. Babamın en büyük destekçesi Allah'tı. Babam, her zaman 'inanıyorsanız, üstünsünüz' derdi.''
Kaynak: AA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın babasında kırgınlık oluşturup, oluşturmadığı yönünde de sorular sorulduğunu anlatan Erbakan, ''Babam, kişisel olarak hiç kimseye kırgınlığı olmayan bir insandı. Hani bu hakkını helal etti mi, etmedi mi soruları gündemdedir. Babam 'herkese hakkım helal olsun' diyerek vefat etmiştir ama bir yanlış yapıldığı zaman da uyarmayı kendisine her zaman görev olarak bilirdi'' diye konuştu.
Babasının hiçbir zaman bencil olmadığını ifade eden Erbakan, ''Babam, 'menfaati korumanın en iyi yolu, ilk önce benliğini ortadan kaldırmaktır' derdi. Babam, 'Nasıl bir insan olarak anılmak isterdiniz' sorusuna ise 'Canıyla, malıyla İslama hizmet etmeye çalışan bir insan olarak anılmak isterim' demişti. Babam, bu işe ilk başta 'ahlak ve maneviyat' diyerek başlamıştı. İnşallah Rabbim mekanını cennet eylesin'' ifadesini kullandı.
-''En çok sarı rengi severdi''-
Babasının gündelik yaşantısının da merak edildiğini vurgulayan Erbakan, Babasının en büyük zevkinin kravat seçmek olduğunu ifade etti. Zeynep Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yatağının üzerinde takım elbiseler dizilmiş, içlerine gömlekler konulmuş. Babam 6-7 tane kravatı kollarına asar, anneme göstermek için o şekilde mutfağa giderdi. Bize teker teker sorardı ama kendisinin en çok sevdiği renk sarıydı. O, içlerinden en sarı olanı seçmiştir ama gene de herkesin bir onayını almak için sorardı. Yine annemin dediğini takardı ama gözü de kendi seçtiği sarı kravatta kalırdı. Yemeği çok fazla yemezdi. Özellikle çocuklarla yemek yemekten hoşlanırdı, çocukları çok severdi. Babam, babaanneme '4 kız, 4 erkek isterim' dermiş. Çocuklarından birisinin emeklemesi, diğerinin yeni yürümesi, konuşmaya yeni başlaması... İşte babam için en güzel görüntü buydu. Babamı dünyanın en lüks ülkesine götürseniz, aynı manzarayı tattıramazsınız. Çok büyük bir zevkti. Örneğin karpuzu çocukların eline verir, elinde yemesini isterdi. Annem, 'keselim, kaşıkla verelim' derdi ama babam bunu kabul etmezdi.'' Babasının çok toleranslı olduğunu ifade eden Erbakan, şunları söyledi: ''Annem, babama 'senin sinirlerin alınmış' derdi. 28 Şubat'ta annemin bir elinde Kur'an-ı Kerim, diğer elinde telefon, ağlıyordu. Annem çok duygusaldı. Annem, babama 'yarın ne yapacağız' dedi, babam da 'sen önce buzlu bir soda getir' diyerek yanıt verdi. Annem, cevap bekliyordu babamdan... Daha sonra babam, 'yatmamız lazım, yarın önemli görüşmelerimiz var' dedi ve yattı. Sabah da babam çok sakin bir şekilde kalkmıştı. Babamın en büyük destekçesi Allah'tı. Babam, her zaman 'inanıyorsanız, üstünsünüz' derdi.''