Taksim'de 'Yeni Anayasa Yolunda Biz' Konferansı
Taksim'de düzenlenen "Yeni Anayasa Yolunda Biz" konferansı, değişik toplum kesimlerinden katılımcıları bir araya getirdi.
Friedrich-Ebert-Stiftung Türkiye Temsilcisi, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), Küresel ve Yerel Düşünce Derneği (KÜYEREL) ile Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) tarafından düzenlenen "Yeni Anayasa Yolunda Biz" konferansı, Taksim Point Otel'de gerçekleştirildi.
Çeşitli katılımcıların bir araya geldiği konferansta; lezbiyen, gay, biseksüel ve transgender (LGBT) grupları, engelliler, Romanlar, Ermeniler, mülteciler ve vicdani retçiler, yeni anayasa ile ilgili fikirlerini paylaştı.
Toplantının açılışında konuşan Friedrich-Ebert-Stiftung Türkiye Temsilcisi (FES) Michael Meier, yeni anayasasının, toplumun tüm katmanlarını ve süreçteki tüm siyasi aktörlerini içine alacak şekilde, mümkün olan en geniş uzlaşma ile hazırlanması gerektiğine inandıklarını belirterek, "Bugün engelliler, etnik azınlıklar, LGBT grupları, göçmen kurumları, kadın, çocuk ve hayvan hakları grupları gibi Türkiye'deki çeşitli toplumsal grupları temsil eden sivil toplum örgütü temsilcilerini davet ettik. Burası,gruplarınızın Türkiye'de karşılaştığı sorunları tartışmanız ve yeni anayasanız hakkındaki beklentilerinizi ifade etmek için bir platform. Bu konferansı destekleyerek yeni anayasanın her bir insanın, özellikle aramızda en zayıf ve en korunmasız olanların onurunu ve faydasını savunması gerektiği bilincini uyandırmayı umuyoruz" dedi.
Ermeni Cemaati temsilcisi Tatyos Bebek ise eski anayasanın tamamen yok sayılarak yeni anayasa çalışmalarına başlanması gerektiğini belirterek, "Gerçekten bu siyasi kültür ve zihniyeti değiştiremezsek yapacağımız bir şey kalmaz. Agop diyor ki, 'Benim çocuğum polis niye olamıyor?' Aslında anayasanın hiçbir yerinde Agop'un oğlunun polis olmasını engelleyen bir madde yok. Ama oradaki siyasi zihniyete göre olamaz. Agop'un oğlu polis olamaz, subay olamaz. Siyasi zihniyeti eğer değiştiremezsek, devlet-bireyarasındaki kurguyu yeniden düzenleyemezsek yaptığımız şey aynı şeye dönüşür" ifadelerini kullandı.
Toplantıya LGTB bireyleri temsilen katılan Mehmet Tarhan ise, kendilerinin yıllardır anayasal bir kampanya yürüttüklerine dikkat çekerek, "Anayasa'nın eşitlik maddesine cinselliğin ve cinsiyet kimliği ibaresinin eklenmesi yönünde 8 yıldır mücadele veriyoruz. LGBT olarak birincil talep tabii ki tanınma, varlığın tescili görünmesi. Diğer bir amacımız LGBT bireylerde ülkedeki bütün mesellerle ilgili görüş üretecek ilgiyi uyandırmak, onları köşeye yer altına sıkıştırılmış, görünmezliğe mahkum edilmişdurumdan çıkarıp olabildiğince yurttaşlar olarak siyasal alanda sözlerini söylemelerini sağlamak" diye konuştu.
Engellilerin taleplerini anlatan Altı Nokta Körler Derneği temsilcisi Murat Demirok ise, şunları söyledi: "Yasada yer alan 'özürlüler' kelimesi bizi üzüyor. Neyin özürlüsü, neyin özrü. Bizim bir kabahatimiz, bir suçumuz mu var? Bizim önümüze konulan engeller var. Esas özür dilenecek kesim bizleriz. Ülkemizde 8 milyon 400 bin engelli evinden çıkamıyorsa bu benim sorunum değil. "
Çeşitli katılımcıların bir araya geldiği konferansta; lezbiyen, gay, biseksüel ve transgender (LGBT) grupları, engelliler, Romanlar, Ermeniler, mülteciler ve vicdani retçiler, yeni anayasa ile ilgili fikirlerini paylaştı.
Toplantının açılışında konuşan Friedrich-Ebert-Stiftung Türkiye Temsilcisi (FES) Michael Meier, yeni anayasasının, toplumun tüm katmanlarını ve süreçteki tüm siyasi aktörlerini içine alacak şekilde, mümkün olan en geniş uzlaşma ile hazırlanması gerektiğine inandıklarını belirterek, "Bugün engelliler, etnik azınlıklar, LGBT grupları, göçmen kurumları, kadın, çocuk ve hayvan hakları grupları gibi Türkiye'deki çeşitli toplumsal grupları temsil eden sivil toplum örgütü temsilcilerini davet ettik. Burası,gruplarınızın Türkiye'de karşılaştığı sorunları tartışmanız ve yeni anayasanız hakkındaki beklentilerinizi ifade etmek için bir platform. Bu konferansı destekleyerek yeni anayasanın her bir insanın, özellikle aramızda en zayıf ve en korunmasız olanların onurunu ve faydasını savunması gerektiği bilincini uyandırmayı umuyoruz" dedi.
Ermeni Cemaati temsilcisi Tatyos Bebek ise eski anayasanın tamamen yok sayılarak yeni anayasa çalışmalarına başlanması gerektiğini belirterek, "Gerçekten bu siyasi kültür ve zihniyeti değiştiremezsek yapacağımız bir şey kalmaz. Agop diyor ki, 'Benim çocuğum polis niye olamıyor?' Aslında anayasanın hiçbir yerinde Agop'un oğlunun polis olmasını engelleyen bir madde yok. Ama oradaki siyasi zihniyete göre olamaz. Agop'un oğlu polis olamaz, subay olamaz. Siyasi zihniyeti eğer değiştiremezsek, devlet-bireyarasındaki kurguyu yeniden düzenleyemezsek yaptığımız şey aynı şeye dönüşür" ifadelerini kullandı.
Toplantıya LGTB bireyleri temsilen katılan Mehmet Tarhan ise, kendilerinin yıllardır anayasal bir kampanya yürüttüklerine dikkat çekerek, "Anayasa'nın eşitlik maddesine cinselliğin ve cinsiyet kimliği ibaresinin eklenmesi yönünde 8 yıldır mücadele veriyoruz. LGBT olarak birincil talep tabii ki tanınma, varlığın tescili görünmesi. Diğer bir amacımız LGBT bireylerde ülkedeki bütün mesellerle ilgili görüş üretecek ilgiyi uyandırmak, onları köşeye yer altına sıkıştırılmış, görünmezliğe mahkum edilmişdurumdan çıkarıp olabildiğince yurttaşlar olarak siyasal alanda sözlerini söylemelerini sağlamak" diye konuştu.
Engellilerin taleplerini anlatan Altı Nokta Körler Derneği temsilcisi Murat Demirok ise, şunları söyledi: "Yasada yer alan 'özürlüler' kelimesi bizi üzüyor. Neyin özürlüsü, neyin özrü. Bizim bir kabahatimiz, bir suçumuz mu var? Bizim önümüze konulan engeller var. Esas özür dilenecek kesim bizleriz. Ülkemizde 8 milyon 400 bin engelli evinden çıkamıyorsa bu benim sorunum değil. "