Ergün, PMD'yi Ziyaret Etti
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün: ''Şimdi 'referanduma sunulsun' deniliyor. 8 yıllık eğitim referanduma mı sunuldu ki bu referanduma sunulsun diye bir teklif getiriliyor?'' ''Teklif, mesleki eğitime katkı sağlayacak'' ''Sanayinin işgücü ihtiyacı için başlattığımız araştırmanın sonuçlarını Haziran'da alacağız'' TBMM Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması teklifinin referanduma sunulmasıyla ilgili görüşleri değerlendirirken, ''8 yıllık eğitim referanduma mı sunuldu ki bu referanduma sunulsun diye bir teklif getiriliyor?'' dedi
Parlamento Muhabirleri Derneği'ni ziyaret eden Ergün, burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Lise düzeyinde mesleki eğitimin yüzde 65-70'lere çıkarılmasını hedeflediklerini belirten Ergün, mesleki eğitimde ciddi tahribat olduğunu, hem öğrenci sayının azaldığı hem öğrenci kalitesinin düştüğü hem de iyi öğretmenlerin başka okullara gittiği bir süreç yaşandığını anlattı.
Ergün, üniversite giriş sınavında katsayının azıltılması, sonra da kaldırılmasının son zamanlarda öğrencileri yeniden mesleki eğitime yönelttiğini ama bunun yeterli olmadığını ifade ederek, meslek liselerinin genel lise eğitimi içinde güçlü bir pozisyona sahip olması gerektiğini söyledi. Organize Sanayi Bölgeleri içinde meslek liselerinin yaygınlaştırılmasını geçen dönem başlattıklarını, bugün 10 OSB içinde meslek lisesi kurulduğunu, bazılarında meslek yüksekokulu açıldığını, hatta bir kısmında mühendislik fakültelerinin açılmasını temin etme imkanı olacağını anlatan Ergün, özel sektörün de meslek lisesi açabilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Özel sektörün meslek lisesi açmasının teşvik kapsamında değerlendirileceğini bildiren Ergün, Milli Eğitim Bakanlığı'nın meslek liselerinde öğrenci başına yaptığı harcamalar üzerinden bir hesaplama yapılarak, öğrenci başına özel sektörün açacağı meslek liselerinde bir takviyede bulunulacağını ifade etti.
Ergün, ''Öğrenci başına bir bedel ödenecek, sürdürülebilirliğini sağlamak açısından. Özel meslek liselerinde öğrencilerden bedel alınmayacak, o bedeli Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarından teşvik olarak özel meslek liselerinde uygulama imkanımız olacak. Bunun üzerinde çalışıyoruz'' dedi.
''Sanayinin insan gücü ihtiyacı araştırılıyor''- Türkiye'de ara kademe insan gücü ihtiyacının sorulması üzerine Ergün, sanayinin işgücü ihtiyacı için bir araştırma başlattıklarını, yılbaşında başlanan araştırmanın sonuçlarını Haziran ayında alacaklarını belirterek, ''bu sonuçlar bizi mesleki eğitim konusunda da yönlendirmemize de imkan verecek'' diye konuştu. CHP Genel Başanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''OSB'ler içinde yatılı meslek okullarının açılması'' görüşünün hatırlatılması üzerine Ergün, ''O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık zaten. Aklın yolu bir. Seçimlerden önceki dönemde başlattık, bu dönemde ona hız veriyoruz. Bütün OSB'lerde yaygın hale getirmiş olacağız'' karşılığını verdi. -''Yerli otomobil üretimi...'' Ergün, yerli otomobil üretimi konusundaki sorulara yanıt verirken, Türkiye'de üretim yapan firmaların büyük bölümünün konuyla ilgili çalışma içinde olduğunu ifade etti.
Ergün, ''Bu konu duygusal, milli hislerimizi okşamak açısından ortaya atılmış bir konu değil. Bunun rasyonel ekonomik sebepleri var. Bu sektör tarafından da iyi bilinmektedir. Bu kadar güçlü yan sanayinin ve 509 yıllık birikimin sonucunda yerli markalar oluşturamamış olmak, sektör açısından eksikliktir'' giörüşünü ifade etti. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedeflediğini belirten Ergün, bunu yapan ülkelerin karakteristik özelliklerinde, içinde otomotivin de olduğu sanayide bazı ürünlerde o ülkelerin hepsinin uluslararası markaları olduğunu anlattı. Ergün, Türkiye'nin hedefini yüzde 3 Ar-Ge harcaması olarak ortaya koyduğunu, 10 yılda binde 45'ten yüzde 1 seviyesine çıkarıldığını, aynı süreçte milli gelirin ise 3 kat arttığına işaret ederek, ''2023'te Ar-Ge harcamasının yüzde 3 olmasını hedefliyoruz, bu 60 milyar dolar demektir. Bunun içinde patent, lisans sayılarının da artması gerekiyor'' dedi.
Üniversiteleri yeniden sıralamaya tabi tutmak istedikleri, ''girişimcilik'' ve ''yenilikçilik'' endeksi oluşturduklarını bildiren Ergün, öğretim üyelerinin yükselme kriterlerinin de yeniden belirlendiğini anlattı. -''Teşvik sistemiyle ete kemiğe bürünecek'' Ergün, sektörün içindeki ana aktörlerin konuyla ilgili çalışma yaptığını, teşvik sistemiyle bu çalışmaların ete kemiğe bürüneceğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Ortaklarına bu projeleri onlar da götürüyor. Türkiye'de başka markaların üretimini yapan ana aktörlerin Türk ortaklarına, ya müstakil olarak kendiniz yapın ama mevcut ortaklarınıza da 'şimdiye kadar sizinle ortaklık yaptık, sizin markanızı, teknolojinizi, tasarımınızı burada üretmek için size partner olduk, şimdi yeni bir ortaklık yapacağız, bizim tasarımımızı, teknolojimizi ve markamızı üretmek için siz bize ortak, partner olun.' Bunu OYAK'ın Renault'a, TOFAş'ın Fiat'a, Koç Grubu'nun Ford'a, Kibar Holding'in Hyundai'ye bunu çok rahat teklif edebilmesi lazım. Eminim onlar da bu konuda ciddi çalışma içindeler.'' Ergün, ''Koç Grubu dışında bu işe talip olduğunu söyleyen oldu mu?'' sorusuna, ''Somut projelerden biri olarak KARSAN bir adım attı. Tasarımını yaptı, testlerden geçirdi, dizaynını yaptı, ürünün markalaştırmak yolunda üretim safhasına geldi. O şimdi bir segmentte, taksi niteliğinde bir araçla yola çıkmak istiyor. Önemli olan platform... Siz bir platform oluşturduğunuz zaman üzerine 6-7 model koyabiliyorsunuz'' karşılığını verdi. -Bilim ve teknoloji ataşeleri- Ergün, Türkiye'nin yurtdışında çok sayıda araştırmacı ve akademisyeni bulunduğunu hatırlatarak, değişik üniversitelerde ciddi araştırmalar yapan akademisyenlerin dağınık ve Türkiye ile entegre olmadığını ifade etti.
Bakan Ergün, ''İlk kez hükümet olarak bu konuyu ele aldıklarını, dünyadaki akademisyenlerimizi hem kendi ülkelerinde bir araya getiriyoruz, hem de yılda bir defa aralarında bazı alanlardakileri seçerek Türkiye'de bir araya getireceğiz. Temmuz ayında 'Türk Akademisyenler Kurultayı' düzenleyeceğiz. Belirli alanlarda birbiriyle işbirliği yapacaklar. Aralarında veri tabanı, network oluşuyor'' dedi. İkinci adım olarak bazı ülkelerde bilim ve teknoloji ataşelikleri oluşturacaklarını bildiren Ergün, biri San Francisco ve Boston'da olmak üzere ABD'de 2, Avrupa merkezi olarak Almanya Berlin ve Japonya'da aşacaklarını, sayının 4'ten 10'a çıkacağını, Çin, Hindistan, Rusya, Güney Afrika ve Brezilya'nın da buna ekleneceğini söyledi.
''Mesleki eğitime katkı sağlayacak''- Ergün, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin teklifi mesleki eğitim açısından nasıl değerlendirdiği sorusuna karşılık, sistemi, ''mesleki eğitime katkı sağlayacak sistem'' olarak gördüğünü belirterek, şöyle konuştu: ''Eğitim sistemimiz içinde belirli bir kademede öğrencilerin yeteneklerine göre tercih edebilecekleri alanlarla ilgili seçmeli dersler konulduğunda, mesleki eğitim konusuna dahi iyi bir yöneliş olacaktır. Bu sistem bu esnekliği getiriyor. Mevcut sistemde esneklik yok, katı bir sistem. Zaten bilimsel bir temele de dayanmıyor. 28 Şubat sürecinin sonucu olarak Parlamentoda nasıl tartışıldığını biliyoruz. O zamanki hükümet, 8 yılık kesintisiz eğitim düzenlemesini getirirken derinlemesine analizler yapıp, bilimsel çalışmalar yapıp getirmiş değil. Şimdi 'referanduma sunulsun' deniliyor. 8 yıllık kesintisiz eğitim referanduma mı sunuldu ki bu referanduma sunulsun diye bir teklif getiriliyor? Sistemin amacı, 28 Şubatın hedeflerini gerçekleştirmeye dönük olduğu için eğitim sistemini restore etmek veya yükseltmek, eğitim kalitesini artırmak, mesleki eğitimi güçlendirmek gibi amaçlardan uzak. Tek amacı var; 'bu gidişatın önünü kesmemiz lazım. Durum çok vahim, eğer imam hatip liseleri böyle giderse filan düşüncedeki siyasi partinin oyları yüzde 65'lere ulaşacak, bu da Türkiye için çok büyük tehlike olacak. O zaman bu işin önünün mutlaka kesilmesi lazım.' Bu doğru bir şey değil ki. Bunu yapalım derken bütün mesleki eğitim tahrip olup gitti. Ben meslek lise, teknik lise mezunuyum. Biz çok sınavlarla girdik, seçmece öğrenciler giriyordu ve çok iyi öğretmenler oluyordu. üniversitede önümüz açıktı. Çoğu üniversiteye gitmiyordu, sanayide olmayı veya kendi işini kurmayı tercih ediyordu. Üniversiteye gitmek isteyenin de önü açık olsun. Siz mesleki eğitimde bir müfredat koyuyorsunuz, sonra o çocuklardan biri üniversiteye gitmek isterse ayağına ayrıca ağırlıklar bağlıyorsunuz. Koşacak ya ötekilerle beraber. Böyle bir şey haksızlıktı, bunun düzeltilmesi açısından son derece önemli. İtirazlar var, ne manaya geliyor, 'biz bu amaç için yapmıştık. Şimdi yeni getirilen sistem, imam hatiplerin de önünü açıyor, herkesin önünü açsın ama imam hatiplerinkini kapatsın.' Böyle bir zihniyetle hareket edilemez. O da bir meslek lisesi ve önünün açık olması lazım.'' Ergün, sistemin ''başka zaviyeden'' tartışıldığını, içeriğinin tartışılmadığını belirterek, imam hatipler konusuna odaklandığını, bu nedenle yanlış ve eksik bilgilerle konuşulduğunu söyledi .
Ergün, üniversite giriş sınavında katsayının azıltılması, sonra da kaldırılmasının son zamanlarda öğrencileri yeniden mesleki eğitime yönelttiğini ama bunun yeterli olmadığını ifade ederek, meslek liselerinin genel lise eğitimi içinde güçlü bir pozisyona sahip olması gerektiğini söyledi. Organize Sanayi Bölgeleri içinde meslek liselerinin yaygınlaştırılmasını geçen dönem başlattıklarını, bugün 10 OSB içinde meslek lisesi kurulduğunu, bazılarında meslek yüksekokulu açıldığını, hatta bir kısmında mühendislik fakültelerinin açılmasını temin etme imkanı olacağını anlatan Ergün, özel sektörün de meslek lisesi açabilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Özel sektörün meslek lisesi açmasının teşvik kapsamında değerlendirileceğini bildiren Ergün, Milli Eğitim Bakanlığı'nın meslek liselerinde öğrenci başına yaptığı harcamalar üzerinden bir hesaplama yapılarak, öğrenci başına özel sektörün açacağı meslek liselerinde bir takviyede bulunulacağını ifade etti.
Ergün, ''Öğrenci başına bir bedel ödenecek, sürdürülebilirliğini sağlamak açısından. Özel meslek liselerinde öğrencilerden bedel alınmayacak, o bedeli Milli Eğitim Bakanlığı kaynaklarından teşvik olarak özel meslek liselerinde uygulama imkanımız olacak. Bunun üzerinde çalışıyoruz'' dedi.
''Sanayinin insan gücü ihtiyacı araştırılıyor''- Türkiye'de ara kademe insan gücü ihtiyacının sorulması üzerine Ergün, sanayinin işgücü ihtiyacı için bir araştırma başlattıklarını, yılbaşında başlanan araştırmanın sonuçlarını Haziran ayında alacaklarını belirterek, ''bu sonuçlar bizi mesleki eğitim konusunda da yönlendirmemize de imkan verecek'' diye konuştu. CHP Genel Başanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''OSB'ler içinde yatılı meslek okullarının açılması'' görüşünün hatırlatılması üzerine Ergün, ''O gündeme getirdiğinde biz yapmıştık zaten. Aklın yolu bir. Seçimlerden önceki dönemde başlattık, bu dönemde ona hız veriyoruz. Bütün OSB'lerde yaygın hale getirmiş olacağız'' karşılığını verdi. -''Yerli otomobil üretimi...'' Ergün, yerli otomobil üretimi konusundaki sorulara yanıt verirken, Türkiye'de üretim yapan firmaların büyük bölümünün konuyla ilgili çalışma içinde olduğunu ifade etti.
Ergün, ''Bu konu duygusal, milli hislerimizi okşamak açısından ortaya atılmış bir konu değil. Bunun rasyonel ekonomik sebepleri var. Bu sektör tarafından da iyi bilinmektedir. Bu kadar güçlü yan sanayinin ve 509 yıllık birikimin sonucunda yerli markalar oluşturamamış olmak, sektör açısından eksikliktir'' giörüşünü ifade etti. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olmayı hedeflediğini belirten Ergün, bunu yapan ülkelerin karakteristik özelliklerinde, içinde otomotivin de olduğu sanayide bazı ürünlerde o ülkelerin hepsinin uluslararası markaları olduğunu anlattı. Ergün, Türkiye'nin hedefini yüzde 3 Ar-Ge harcaması olarak ortaya koyduğunu, 10 yılda binde 45'ten yüzde 1 seviyesine çıkarıldığını, aynı süreçte milli gelirin ise 3 kat arttığına işaret ederek, ''2023'te Ar-Ge harcamasının yüzde 3 olmasını hedefliyoruz, bu 60 milyar dolar demektir. Bunun içinde patent, lisans sayılarının da artması gerekiyor'' dedi.
Üniversiteleri yeniden sıralamaya tabi tutmak istedikleri, ''girişimcilik'' ve ''yenilikçilik'' endeksi oluşturduklarını bildiren Ergün, öğretim üyelerinin yükselme kriterlerinin de yeniden belirlendiğini anlattı. -''Teşvik sistemiyle ete kemiğe bürünecek'' Ergün, sektörün içindeki ana aktörlerin konuyla ilgili çalışma yaptığını, teşvik sistemiyle bu çalışmaların ete kemiğe bürüneceğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Ortaklarına bu projeleri onlar da götürüyor. Türkiye'de başka markaların üretimini yapan ana aktörlerin Türk ortaklarına, ya müstakil olarak kendiniz yapın ama mevcut ortaklarınıza da 'şimdiye kadar sizinle ortaklık yaptık, sizin markanızı, teknolojinizi, tasarımınızı burada üretmek için size partner olduk, şimdi yeni bir ortaklık yapacağız, bizim tasarımımızı, teknolojimizi ve markamızı üretmek için siz bize ortak, partner olun.' Bunu OYAK'ın Renault'a, TOFAş'ın Fiat'a, Koç Grubu'nun Ford'a, Kibar Holding'in Hyundai'ye bunu çok rahat teklif edebilmesi lazım. Eminim onlar da bu konuda ciddi çalışma içindeler.'' Ergün, ''Koç Grubu dışında bu işe talip olduğunu söyleyen oldu mu?'' sorusuna, ''Somut projelerden biri olarak KARSAN bir adım attı. Tasarımını yaptı, testlerden geçirdi, dizaynını yaptı, ürünün markalaştırmak yolunda üretim safhasına geldi. O şimdi bir segmentte, taksi niteliğinde bir araçla yola çıkmak istiyor. Önemli olan platform... Siz bir platform oluşturduğunuz zaman üzerine 6-7 model koyabiliyorsunuz'' karşılığını verdi. -Bilim ve teknoloji ataşeleri- Ergün, Türkiye'nin yurtdışında çok sayıda araştırmacı ve akademisyeni bulunduğunu hatırlatarak, değişik üniversitelerde ciddi araştırmalar yapan akademisyenlerin dağınık ve Türkiye ile entegre olmadığını ifade etti.
Bakan Ergün, ''İlk kez hükümet olarak bu konuyu ele aldıklarını, dünyadaki akademisyenlerimizi hem kendi ülkelerinde bir araya getiriyoruz, hem de yılda bir defa aralarında bazı alanlardakileri seçerek Türkiye'de bir araya getireceğiz. Temmuz ayında 'Türk Akademisyenler Kurultayı' düzenleyeceğiz. Belirli alanlarda birbiriyle işbirliği yapacaklar. Aralarında veri tabanı, network oluşuyor'' dedi. İkinci adım olarak bazı ülkelerde bilim ve teknoloji ataşelikleri oluşturacaklarını bildiren Ergün, biri San Francisco ve Boston'da olmak üzere ABD'de 2, Avrupa merkezi olarak Almanya Berlin ve Japonya'da aşacaklarını, sayının 4'ten 10'a çıkacağını, Çin, Hindistan, Rusya, Güney Afrika ve Brezilya'nın da buna ekleneceğini söyledi.
''Mesleki eğitime katkı sağlayacak''- Ergün, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin teklifi mesleki eğitim açısından nasıl değerlendirdiği sorusuna karşılık, sistemi, ''mesleki eğitime katkı sağlayacak sistem'' olarak gördüğünü belirterek, şöyle konuştu: ''Eğitim sistemimiz içinde belirli bir kademede öğrencilerin yeteneklerine göre tercih edebilecekleri alanlarla ilgili seçmeli dersler konulduğunda, mesleki eğitim konusuna dahi iyi bir yöneliş olacaktır. Bu sistem bu esnekliği getiriyor. Mevcut sistemde esneklik yok, katı bir sistem. Zaten bilimsel bir temele de dayanmıyor. 28 Şubat sürecinin sonucu olarak Parlamentoda nasıl tartışıldığını biliyoruz. O zamanki hükümet, 8 yılık kesintisiz eğitim düzenlemesini getirirken derinlemesine analizler yapıp, bilimsel çalışmalar yapıp getirmiş değil. Şimdi 'referanduma sunulsun' deniliyor. 8 yıllık kesintisiz eğitim referanduma mı sunuldu ki bu referanduma sunulsun diye bir teklif getiriliyor? Sistemin amacı, 28 Şubatın hedeflerini gerçekleştirmeye dönük olduğu için eğitim sistemini restore etmek veya yükseltmek, eğitim kalitesini artırmak, mesleki eğitimi güçlendirmek gibi amaçlardan uzak. Tek amacı var; 'bu gidişatın önünü kesmemiz lazım. Durum çok vahim, eğer imam hatip liseleri böyle giderse filan düşüncedeki siyasi partinin oyları yüzde 65'lere ulaşacak, bu da Türkiye için çok büyük tehlike olacak. O zaman bu işin önünün mutlaka kesilmesi lazım.' Bu doğru bir şey değil ki. Bunu yapalım derken bütün mesleki eğitim tahrip olup gitti. Ben meslek lise, teknik lise mezunuyum. Biz çok sınavlarla girdik, seçmece öğrenciler giriyordu ve çok iyi öğretmenler oluyordu. üniversitede önümüz açıktı. Çoğu üniversiteye gitmiyordu, sanayide olmayı veya kendi işini kurmayı tercih ediyordu. Üniversiteye gitmek isteyenin de önü açık olsun. Siz mesleki eğitimde bir müfredat koyuyorsunuz, sonra o çocuklardan biri üniversiteye gitmek isterse ayağına ayrıca ağırlıklar bağlıyorsunuz. Koşacak ya ötekilerle beraber. Böyle bir şey haksızlıktı, bunun düzeltilmesi açısından son derece önemli. İtirazlar var, ne manaya geliyor, 'biz bu amaç için yapmıştık. Şimdi yeni getirilen sistem, imam hatiplerin de önünü açıyor, herkesin önünü açsın ama imam hatiplerinkini kapatsın.' Böyle bir zihniyetle hareket edilemez. O da bir meslek lisesi ve önünün açık olması lazım.'' Ergün, sistemin ''başka zaviyeden'' tartışıldığını, içeriğinin tartışılmadığını belirterek, imam hatipler konusuna odaklandığını, bu nedenle yanlış ve eksik bilgilerle konuşulduğunu söyledi .