Başbakan Yardımcısı Atalay: '' Ben Bu Tahliyelerden Memnun Oldum''
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''Türkiye'de devlet yakın tarihte vatandaşının adeta güvenini kaybetmek için çok şey yapmış.Kürt kökenli vatandaşlar da bunlardan biri. Güven zedelenmesi olmuş. O güveni kazanmak için çok çaba sarf ettik. AK Parti dönemi o vatandaşı tekrar kazanmaya çaba dönemidir'' dedi
Atalay, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Atalay, ''Uludere ziyaretinizde sizden özür istendi mi?'' sorusu üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan ve eşi Yıldız Atalay ile yaptığı ziyareti ''anneler buluşması'' olarak nitelendirdi ve ziyaretin çok sıcak bir atmosferde gerçekleştiğini söyledi. Ziyareti ve oradaki ortamı önemsediklerini ifade eden Atalay, şöyle konuştu: ''Biliyorsunuz daha önce orada farklı partilerin yanlış tahrikleri oldu. Bu sefer öyle değildi. Vatandaşlarımızın en önemli beklentisi şu; bu olay aydınlatılsın, öncesi, sonrası. Bu neden oldu? Sorumluları bulunsun. Biz de zaten bu konuda olanca hassasiyetimizi ifade ettik. Bunu sizden çok biz istiyoruz dedik. Devlet eski devlet değil, hükümet eski hükümet değil. Hiçbir şey kapalı kalsın istenmiyor. Türkiye'de artık her şey şeffaflaştı. Bu olay belki başka zamanlar olsaydı farklı tepkiler verilirdi. Devletin belki tepkisi belki farklı olurdu. Üstü belki örtülüp giderdi. Bu olay olduğunda ilk Genelkurmay Başkanı açıklama yaptı, 'bir hata oldu' dedi.'' Genelkurmay Başkanlığı'nın Uludere olayıyla ilgili raporunun sorulması üzerine Atalay, henüz bir rapor ortaya çıkmadığını, yargı ve soruşturma boyutunun devam ettiğini, kendilerinin de bunu beklediğini bildirdi. Vatandaşların dertlerini, acılarını, duygularını paylaşmak, onlara destek vermek için çaba sarf ediklerini dile getiren Atalay, özür konusunda ise ''En derin üzüntüler ifade edildi. Yürüyen bir yargı süreci de var. Bu kadar üzüntünün belirtilmesi her şeyi içine alır zaten. Başbakanımız da mesajını iletti. Eşi ve kızlarının orada eşini çocuğunu kaybetmiş annelerle, hanımefendilerle bir araya gelmesi en önemli paylaşma değil midir?'' diye konuştu.
''Soruşturma devam ediyor''
Beşir Atalay, ''Uludere'de vur emrini kim verdi?'' sorusu üzerine, olayla ilgili adli ve askeri yargının soruşturmasının devam ettiğini belirtti. Kendilerinin de bu süreci beklediğini bildiren Atalay, ''Şu anda bu konuda idare olarak söyleyeceğimiz bir şey yok. O sonuç çıksın, hepimiz bunu paylaşırız, kamuoyuyla da bunu paylaşırız'' dedi. ''Uludere olayından sonra bölgede devlete ve güvenlik güçlerine karşı bir güvensizlik söz konusu mu, diyaloğu nasıl sıkılaştıracaksınız?'' sorusu üzerine, Atalay, AK Parti olarak kamuoyu nabzını çok iyi tuttuklarını söyledi. Kendisinin de bilimsel alanından dolayı bu konuya yakın olduğunu ifade eden Atalay, siyasetin en önemli denetleyicisinin vatandaş olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her ay araştırma yaptırdığını ve vatandaşların icraatları nasıl değerlendirdiği konusunda bilgi sahibi olduğunu kaydeden Atalay, bu konuda da yeni yaptırdıkları bir çalışma bulunduğunu aktardı. Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de devlet yakın tarihte vatandaşının adeta güvenini kaybetmek için çok şey yapmış. Güvenini kazanma çalışmaları yapmamış, hele belli dönemlerde. Kürt kökenli vatandaşlar da bunlardan birisi. Güven zedelenmesi olmuş. O güveni kazanmak için biz biz çok çaba sarf ettik. AK Parti dönemi, o vatandaşı tekrar kazanmaya çaba dönemidir. Bu demokratikleşme, bölgeye götürülen hizmetler, vatandaşla diyalog... Biz vatandaşın içinde olmayı çok istiyoruz. Başbakanımızın bölgede siyaset yapan milletvekillerimize, teşkilatlarımıza en önemli talimatı budur. Vatandaşın içinde olacaksın. Biz de parti ve hükümet olarak yeni bir çalışmayı başlatmak istiyoruz. Onun plan ve programını yapıyoruz. Bunu yakın zamanda başlatacağız. Gerek hükümet üyeleri, gerek parti yöneticileri ve gerekse milletvekilleri köylere kadar gidip anlatmak istiyoruz. Vatandaş devletin samimiyetini biraz daha yakın bilsin istiyoruz. Gidip yüzyüze görüşmenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Vatandaşın gözlerinin içine bakarak bunları anlatmak gerekiyor. Terörle mücadelenin bir boyutu da vatandaşa sahip çıkmak. Götürdüğünüz hizmetlerle, onların önceleri hayal bile edemeyeceği adımlar atıldı. Onları iyice anlatmak gerekiyor. Vatandaşla bütünleşme dediğimiz bu. AK Parti'nin temel vizyonu, her bölgede vatandaşla daha fazla yüz yüze gelme.'' ''Anketten çarpıcı bir sonuç çıktı mı?'' sorusu üzerine Atalay, vatandaşın devlete güveninde artış olduğunu bildirdi. Atalay, vatandaşın şeffaflığın ve hukukun arttığının, eskiden görülen adaletsizliğin, işkencenin, baskının ve faili meçhullerin olmadığının, hakkın, hukukun korunduğu bir sistemin geliştiğinin farkında olduğunu bildirdi.
Kürtçe eğitim
Beşir Atalay, Kürtçe eğitime ilişkin soru üzerine, bütün bunların ajandalarında, demokratikleşme ve milli birlik ve kardeşlik projesinin içindeki konular olduğunu söyledi. Kürtçe eğitimin ''özel olarak oturulup karar verilmiş bir konu olmadığını'' dile getiren Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz şuna çalışıyoruz; Türkiye'de çoğulcu bir yapıyı gerçek manada kurmak, gerçek bir demokratik yapı. Bunun için de herkes hakkına, hukukuna tam anlamıyla sahip olsun ama bunun için tarafların samimi olması lazım. Bir yandan Türkiye'de birlik ve bütünlük korunacak. Bir yandan da herkes istediği her hakka sahip olacak. Burada samimiyet olacak. Ülkenin bölünmez birliği, bütünlüğü, kimse bunlarla uğraşmayacak. Terör olmayacak. Bakın terör olmasın bu konularda daha hızlı mesafeler alınır ama terör olduğu sürece atılacak adımların birçoğu atılmaz.'' Nevruza yönelik özel bir çalışmanız olacak mı? sorusu üzerine Atalay, Türk dünyasında Bahar Bayramı olarak kutlanan Nevruz'u devlet olarak da bütün boyutlarıyla kutladıklarını bildirdi. Vatandaşların Nevruz'u şenlik içinde kutlamalarını isteyen Atalay, Nevruz'u siyaset platformu olarak görenlerin yanlış yaptığını dile getirdi. Atalay, ''Devlet olarak nerede ne oluyor farkındayız, her şeyi takip ediyoruz ama şu anda öyle çok endişe edici şeyler görmüyoruz. Vatandaşlarımız barış ve huzur içinde nevruzu kutlayacak, biz de onların güvenle kutlaması için tedbirimizi alacağız'' diye konuştu.
Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluk halinin son bulması ve tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili soru üzerine, Atalay, Meclis ile ilgili olduğu için milletvekillerinin durumu hakkında konuşmak istemediğini bildirdi. Atalay, ''Gazeteciler ve basınla ilgili, Türkiye doğrusu son aylarda hak etmediği olumsuz imajla suçlandı. Bu uluslararası alana da taşındı. Bu kadar demokratikleşme çaba ve adımlarından sonra Türkiye'nin böyle suçlanması büyük bir haksızlık. Onun için ben bu tahliyelerden memnun oldum. Umarım bizim de yeni çalışmalarımız var özellikle şiddet içermeyen her düşüncenin ve ifadenin daha da özgür olması yönünde çalışmalarımız var. Umarım bu alan genişler. Düşünce özgürlüğü sonuna kadar sağlansın. Ben Türkiye'nin uluslararası imajını da düşünerek bu tahliyeleri olumlu buluyorum'' diye konuştu.
Kaynak: AA
''Soruşturma devam ediyor''
Beşir Atalay, ''Uludere'de vur emrini kim verdi?'' sorusu üzerine, olayla ilgili adli ve askeri yargının soruşturmasının devam ettiğini belirtti. Kendilerinin de bu süreci beklediğini bildiren Atalay, ''Şu anda bu konuda idare olarak söyleyeceğimiz bir şey yok. O sonuç çıksın, hepimiz bunu paylaşırız, kamuoyuyla da bunu paylaşırız'' dedi. ''Uludere olayından sonra bölgede devlete ve güvenlik güçlerine karşı bir güvensizlik söz konusu mu, diyaloğu nasıl sıkılaştıracaksınız?'' sorusu üzerine, Atalay, AK Parti olarak kamuoyu nabzını çok iyi tuttuklarını söyledi. Kendisinin de bilimsel alanından dolayı bu konuya yakın olduğunu ifade eden Atalay, siyasetin en önemli denetleyicisinin vatandaş olduğunu belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her ay araştırma yaptırdığını ve vatandaşların icraatları nasıl değerlendirdiği konusunda bilgi sahibi olduğunu kaydeden Atalay, bu konuda da yeni yaptırdıkları bir çalışma bulunduğunu aktardı. Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'de devlet yakın tarihte vatandaşının adeta güvenini kaybetmek için çok şey yapmış. Güvenini kazanma çalışmaları yapmamış, hele belli dönemlerde. Kürt kökenli vatandaşlar da bunlardan birisi. Güven zedelenmesi olmuş. O güveni kazanmak için biz biz çok çaba sarf ettik. AK Parti dönemi, o vatandaşı tekrar kazanmaya çaba dönemidir. Bu demokratikleşme, bölgeye götürülen hizmetler, vatandaşla diyalog... Biz vatandaşın içinde olmayı çok istiyoruz. Başbakanımızın bölgede siyaset yapan milletvekillerimize, teşkilatlarımıza en önemli talimatı budur. Vatandaşın içinde olacaksın. Biz de parti ve hükümet olarak yeni bir çalışmayı başlatmak istiyoruz. Onun plan ve programını yapıyoruz. Bunu yakın zamanda başlatacağız. Gerek hükümet üyeleri, gerek parti yöneticileri ve gerekse milletvekilleri köylere kadar gidip anlatmak istiyoruz. Vatandaş devletin samimiyetini biraz daha yakın bilsin istiyoruz. Gidip yüzyüze görüşmenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Vatandaşın gözlerinin içine bakarak bunları anlatmak gerekiyor. Terörle mücadelenin bir boyutu da vatandaşa sahip çıkmak. Götürdüğünüz hizmetlerle, onların önceleri hayal bile edemeyeceği adımlar atıldı. Onları iyice anlatmak gerekiyor. Vatandaşla bütünleşme dediğimiz bu. AK Parti'nin temel vizyonu, her bölgede vatandaşla daha fazla yüz yüze gelme.'' ''Anketten çarpıcı bir sonuç çıktı mı?'' sorusu üzerine Atalay, vatandaşın devlete güveninde artış olduğunu bildirdi. Atalay, vatandaşın şeffaflığın ve hukukun arttığının, eskiden görülen adaletsizliğin, işkencenin, baskının ve faili meçhullerin olmadığının, hakkın, hukukun korunduğu bir sistemin geliştiğinin farkında olduğunu bildirdi.
Kürtçe eğitim
Beşir Atalay, Kürtçe eğitime ilişkin soru üzerine, bütün bunların ajandalarında, demokratikleşme ve milli birlik ve kardeşlik projesinin içindeki konular olduğunu söyledi. Kürtçe eğitimin ''özel olarak oturulup karar verilmiş bir konu olmadığını'' dile getiren Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz şuna çalışıyoruz; Türkiye'de çoğulcu bir yapıyı gerçek manada kurmak, gerçek bir demokratik yapı. Bunun için de herkes hakkına, hukukuna tam anlamıyla sahip olsun ama bunun için tarafların samimi olması lazım. Bir yandan Türkiye'de birlik ve bütünlük korunacak. Bir yandan da herkes istediği her hakka sahip olacak. Burada samimiyet olacak. Ülkenin bölünmez birliği, bütünlüğü, kimse bunlarla uğraşmayacak. Terör olmayacak. Bakın terör olmasın bu konularda daha hızlı mesafeler alınır ama terör olduğu sürece atılacak adımların birçoğu atılmaz.'' Nevruza yönelik özel bir çalışmanız olacak mı? sorusu üzerine Atalay, Türk dünyasında Bahar Bayramı olarak kutlanan Nevruz'u devlet olarak da bütün boyutlarıyla kutladıklarını bildirdi. Vatandaşların Nevruz'u şenlik içinde kutlamalarını isteyen Atalay, Nevruz'u siyaset platformu olarak görenlerin yanlış yaptığını dile getirdi. Atalay, ''Devlet olarak nerede ne oluyor farkındayız, her şeyi takip ediyoruz ama şu anda öyle çok endişe edici şeyler görmüyoruz. Vatandaşlarımız barış ve huzur içinde nevruzu kutlayacak, biz de onların güvenle kutlaması için tedbirimizi alacağız'' diye konuştu.
Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutukluluk halinin son bulması ve tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili soru üzerine, Atalay, Meclis ile ilgili olduğu için milletvekillerinin durumu hakkında konuşmak istemediğini bildirdi. Atalay, ''Gazeteciler ve basınla ilgili, Türkiye doğrusu son aylarda hak etmediği olumsuz imajla suçlandı. Bu uluslararası alana da taşındı. Bu kadar demokratikleşme çaba ve adımlarından sonra Türkiye'nin böyle suçlanması büyük bir haksızlık. Onun için ben bu tahliyelerden memnun oldum. Umarım bizim de yeni çalışmalarımız var özellikle şiddet içermeyen her düşüncenin ve ifadenin daha da özgür olması yönünde çalışmalarımız var. Umarım bu alan genişler. Düşünce özgürlüğü sonuna kadar sağlansın. Ben Türkiye'nin uluslararası imajını da düşünerek bu tahliyeleri olumlu buluyorum'' diye konuştu.