Danıştay Nişasta Bazlı Şeker Kotasının Artırılması Kararını Durdurdu
Bakanlar Kurulu'nun 2010-2011 pazarlama yılında nişasta bazlı şekerler (NBŞ) için 29 Haziran 2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile Şeker Kurumu tarafından 244 bin 400 ton olarak belirlenen NBŞ kotasının yüzde 50 oranında artırılmasına ilişkin kararı bir kez daha yargıdan döndü.
Şeker-İş Sendikası tarafından Danıştay 13. Dairesi'ne açılan dava sonucunda verilen yürütmenin durdurulması kararında, nişasta bazlı şeker kotasının artırılması şartlarının oluşmadığı 'Şeker Kurulu tarafından ayrılan kotanın yüzde 50 oranında artırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmamaktadır ' denilerek ifade edildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nca düzenlenen Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2009 faaliyetlerine ilişkin Denetim Raporu'nda, 'Şeker Kurumu tarafından rekabet şartları ve yurtiçi üreticilerin durumu da dikkate alınarak, nişasta kökenli üreticiler için tespit edilen kotanın Bakanlar Kurulu'nca her pazarlama yılı değişen oranlarda yükseltilmesinin, TÜRKŞEKER'e ek finansman yükü getirdiği ve stokları artırdığı dikkate alınarakuygulamanın gözden geçirilmesi ' önerisine rağmen kotanın ısrarla arttırılması yönünde karar alındığını bildirdi. Gök, 'Şeker piyasasında pancardan üretilen şekerin satış payını azaltılıp, stokların artmasına neden olurken, pancardan şeker üreten fabrikaların kapasitelerinin altında çalışmasına yol açmaktadır ' dedi.
'PANCARDAN ŞEKER ÜRETİMİ ÖZELLEŞTİRME İLE YOK EDİLMEK İSTENİYOR, NBŞ İLE ŞEKERİN ÖNÜ AÇILIYOR '
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ kotasının ortalama yüzde 2 olarak uygulandığı 480 milyon nüfuslu AB ülkelerinde NBŞ üretimi 570 bin ton, iken 75 milyon nüfuslu Türkiye'de NBŞ üretiminin 366 bin ton olmasının manidar olduğunu kaydetti. Gök, Türkiye'de NBŞ üreticileri ile şekerli gıda ve içecek üreticilerinin oluşturduğu anti-pancar lobisinin, sağlık risklerine rağmen, daha çok 'kar ' güdüsüyle hareket ederek, NBŞ kotalarının arttırılması yönünde sürekli ve yoğun bir çalışma yürüttükleriniiddia etti. Gök, pancardan şeker üretimin özelleştirme ile yok edilmek istendiğini, özelleştirmenin fabrikaların kapatılması amaçlanarak yapıldığını, bu durumda kotasının çok çok üstünde kapasitesi olan NBŞ üreticilerine gün doğacağını bildirdi.
Şeker-İş Sendikası'nın hukuki mücadelesinde bir kez daha haklı çıktığının altını çizen Gök, dünya ülkelerinin NBŞ üretimini sınırlandırdığı 21. yüzyılda ülkemizde bu tür tartışmalarla kamuoyu oluşturulmasının mantığını kavrayamadıklarını söyledi. Şeker kurumu bürokratlarına da serzenişte bulunan Gök, 'Konu milli menfaatlerimiz olduğunda sorumluluk almaktan kaçınan tavırlarını onaylamak mümkün değildir. Öyle ise bu kurumun üyeleri kime ve neye hizmet ettiklerini bir an önce kamuoyuna açıklamakzorundadırlar ' diye konuştu.
Gök, gelinen süreçte Şeker-İş Sendikası olarak sorumluluk almayan, Danıştay kararlarını etkisiz bırakmaya yönelik kararların altına imza atan Şeker Kurulu üyelerine yönelik her türlü hukuki haklarını kullanacaklarının da altını çizdi.
'PANCAR ÇİFÇİSİ BİR AVUÇ NBŞ LOBİSİNE KURBAN EDİLİYOR '
NBŞ üreticilerinin oyun içinde oyun kurguladıklarının altını çizen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ sektöründe kar marjının yüzde 300 ile 700 arasında olduğuna dikkat çekti. NBŞ üreticilerinin bu tatlı kardan vazgeçmemek adına mısırı pancara alternatif olarak göstermeye çalıştıklarını ve pancar tarımının mısır çiftçilerine zarar verdiğini ileri sürdüğünü de hatırlatan Gök, pancar çiftçisinin bir avuç NBŞ üreticisine kurban edilmeye çalışıldığını da kaydetti. Pancar tarımı ve pancar şekerisektörünün istihdam yaratıcı, tarımı ve hayvancılığı geliştirici, yan sektörleri destekleyici etkileri, çevre dostu olması, 3 milyar dolarla en fazla katma değer yaratan sektörlerden biri olduğunu ve özellikle de sağladığı sosyal faydanın büyüklüğü nedeniyle tüm dünyada korunan ve desteklenen sektör olduğuna vurgu yapan Gök, Türkiye'nin bu sektörü desteklemeyen tek ülke konumunda olduğunu söyledi. Nişasta bazlı şekerlerin sağlık boyutuna da değinen Gök şöyle konuştu: 'Dünya bugün NBŞ'lerin sağlığa zararlarını tartışırken ülkemizde NBŞ'lerin kotasının artırılmasına yönelik bilinçsiz kararlarla insanlarımızın sağlığı ve geleceği ile oynanmaktadır. Özellikle ABD'de bugüne dek yapılmış pek çok bilimsel araştırmada, NBŞ ile beslenen farelerde algıda zayıflamanın ortaya çıktığı ve bundan büyük endişe duyulduğu iddia edilmektedir. Başta obeziteye bağlı olmak üzere kanser, kalp yetmezliği, astım, karaciğer yağlanması, yüksek tansiyon gibi birçok hastalığa davetiye çıkardığıuzmanlar tarafından iddia edilmektedir. Her Mahalleden Bir Milyoner Yerine Her Evden En Az İki Obez; Amerikancıların Yeni Rüyasını oluşturmaktadır. NBŞ'ler konusunda Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının geç de olsa okul kantinlerinde hamburger, kola vb. mısır şurubu içeren yiyeceklerin satışına yasak getiren kararlar almaları, bu riski doğrulamaktadır. Bu doğrultuda ülkemizin geleceği ve sektörümüzün devamlılığı açısından bu hayati konuda en doğru kararın verileceği inancıyla pancar şekeri sektörüne karşıyasaları da zorlayarak haksız rekabet yaratmaya çalışanlar için Türk pancar çiftçisi ve şeker üreticisi ile 70 yıllık mazisi boyunca ülke ekonomisine 3 milyar dolarlık katma değer sağlayan ve yıllık 3 milyon ton şeker üretim kapasitesine ulaşmış şeker sanayii bir avuç NBŞ kartellerine feda edilmemelidir. '
Kaynak: İHA
Konuyla ilgili açıklama yapan Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nca düzenlenen Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin 2009 faaliyetlerine ilişkin Denetim Raporu'nda, 'Şeker Kurumu tarafından rekabet şartları ve yurtiçi üreticilerin durumu da dikkate alınarak, nişasta kökenli üreticiler için tespit edilen kotanın Bakanlar Kurulu'nca her pazarlama yılı değişen oranlarda yükseltilmesinin, TÜRKŞEKER'e ek finansman yükü getirdiği ve stokları artırdığı dikkate alınarakuygulamanın gözden geçirilmesi ' önerisine rağmen kotanın ısrarla arttırılması yönünde karar alındığını bildirdi. Gök, 'Şeker piyasasında pancardan üretilen şekerin satış payını azaltılıp, stokların artmasına neden olurken, pancardan şeker üreten fabrikaların kapasitelerinin altında çalışmasına yol açmaktadır ' dedi.
'PANCARDAN ŞEKER ÜRETİMİ ÖZELLEŞTİRME İLE YOK EDİLMEK İSTENİYOR, NBŞ İLE ŞEKERİN ÖNÜ AÇILIYOR '
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ kotasının ortalama yüzde 2 olarak uygulandığı 480 milyon nüfuslu AB ülkelerinde NBŞ üretimi 570 bin ton, iken 75 milyon nüfuslu Türkiye'de NBŞ üretiminin 366 bin ton olmasının manidar olduğunu kaydetti. Gök, Türkiye'de NBŞ üreticileri ile şekerli gıda ve içecek üreticilerinin oluşturduğu anti-pancar lobisinin, sağlık risklerine rağmen, daha çok 'kar ' güdüsüyle hareket ederek, NBŞ kotalarının arttırılması yönünde sürekli ve yoğun bir çalışma yürüttükleriniiddia etti. Gök, pancardan şeker üretimin özelleştirme ile yok edilmek istendiğini, özelleştirmenin fabrikaların kapatılması amaçlanarak yapıldığını, bu durumda kotasının çok çok üstünde kapasitesi olan NBŞ üreticilerine gün doğacağını bildirdi.
Şeker-İş Sendikası'nın hukuki mücadelesinde bir kez daha haklı çıktığının altını çizen Gök, dünya ülkelerinin NBŞ üretimini sınırlandırdığı 21. yüzyılda ülkemizde bu tür tartışmalarla kamuoyu oluşturulmasının mantığını kavrayamadıklarını söyledi. Şeker kurumu bürokratlarına da serzenişte bulunan Gök, 'Konu milli menfaatlerimiz olduğunda sorumluluk almaktan kaçınan tavırlarını onaylamak mümkün değildir. Öyle ise bu kurumun üyeleri kime ve neye hizmet ettiklerini bir an önce kamuoyuna açıklamakzorundadırlar ' diye konuştu.
Gök, gelinen süreçte Şeker-İş Sendikası olarak sorumluluk almayan, Danıştay kararlarını etkisiz bırakmaya yönelik kararların altına imza atan Şeker Kurulu üyelerine yönelik her türlü hukuki haklarını kullanacaklarının da altını çizdi.
'PANCAR ÇİFÇİSİ BİR AVUÇ NBŞ LOBİSİNE KURBAN EDİLİYOR '
NBŞ üreticilerinin oyun içinde oyun kurguladıklarının altını çizen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ sektöründe kar marjının yüzde 300 ile 700 arasında olduğuna dikkat çekti. NBŞ üreticilerinin bu tatlı kardan vazgeçmemek adına mısırı pancara alternatif olarak göstermeye çalıştıklarını ve pancar tarımının mısır çiftçilerine zarar verdiğini ileri sürdüğünü de hatırlatan Gök, pancar çiftçisinin bir avuç NBŞ üreticisine kurban edilmeye çalışıldığını da kaydetti. Pancar tarımı ve pancar şekerisektörünün istihdam yaratıcı, tarımı ve hayvancılığı geliştirici, yan sektörleri destekleyici etkileri, çevre dostu olması, 3 milyar dolarla en fazla katma değer yaratan sektörlerden biri olduğunu ve özellikle de sağladığı sosyal faydanın büyüklüğü nedeniyle tüm dünyada korunan ve desteklenen sektör olduğuna vurgu yapan Gök, Türkiye'nin bu sektörü desteklemeyen tek ülke konumunda olduğunu söyledi. Nişasta bazlı şekerlerin sağlık boyutuna da değinen Gök şöyle konuştu: 'Dünya bugün NBŞ'lerin sağlığa zararlarını tartışırken ülkemizde NBŞ'lerin kotasının artırılmasına yönelik bilinçsiz kararlarla insanlarımızın sağlığı ve geleceği ile oynanmaktadır. Özellikle ABD'de bugüne dek yapılmış pek çok bilimsel araştırmada, NBŞ ile beslenen farelerde algıda zayıflamanın ortaya çıktığı ve bundan büyük endişe duyulduğu iddia edilmektedir. Başta obeziteye bağlı olmak üzere kanser, kalp yetmezliği, astım, karaciğer yağlanması, yüksek tansiyon gibi birçok hastalığa davetiye çıkardığıuzmanlar tarafından iddia edilmektedir. Her Mahalleden Bir Milyoner Yerine Her Evden En Az İki Obez; Amerikancıların Yeni Rüyasını oluşturmaktadır. NBŞ'ler konusunda Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının geç de olsa okul kantinlerinde hamburger, kola vb. mısır şurubu içeren yiyeceklerin satışına yasak getiren kararlar almaları, bu riski doğrulamaktadır. Bu doğrultuda ülkemizin geleceği ve sektörümüzün devamlılığı açısından bu hayati konuda en doğru kararın verileceği inancıyla pancar şekeri sektörüne karşıyasaları da zorlayarak haksız rekabet yaratmaya çalışanlar için Türk pancar çiftçisi ve şeker üreticisi ile 70 yıllık mazisi boyunca ülke ekonomisine 3 milyar dolarlık katma değer sağlayan ve yıllık 3 milyon ton şeker üretim kapasitesine ulaşmış şeker sanayii bir avuç NBŞ kartellerine feda edilmemelidir. '