Bdp Grup Başkanvekili Kaplan: Bahar geliyor, ben korkuyorum

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, "Bahar geliyor, ben korkuyorum arkadaşlar.Baharın gelmesi demek; korku demek, felaket demek, çatışma demek, cenaze demek. Böyle görüşmelerle çözülecek bir olay değil" dedi.

TBMM Adalet Komisyonu'nda, Milli İstihabarat Teşkilatı (MİT) Yasası'nda değişiklik öngören teklifin görüşmelerinde BDP adına söz alan Kaplan, Kürt sorununun konuşulamadığı için 30 yıldır çözülemediğini iddia ederek, 'Meclis'te konuşamadınız, siyasi irade sorumluluk alamadığı için mecliste çözülemedi. Eğer bütün partiler 30 yıldır süren bu çatışmada bizim de sorumluluğumuz var gençlerden askerden, polisten, vatandaştan..Daha dün operasyon yapıldı. Hiç mi irade yok. Biz diyalog istiyoruz ' ifadelerinikullandı.

'Devletin önemli bir kurumu olan MİT'in Oslo'da, Kandil'de, İmralı'da görüşme yapması, bu sorunun çözümüne katkı sunuyorsa Meclis'teki bütün iradelerin buna destek olması lazım ' diyen Kaplan, şunları kaydetti: 'Burada şunu sormak lazım; benim kafam net değil, Allah aşkına bir tane özel yetkili bir savcı kendinde güç bulabilir mi, bir MİT müsteşarını soruşturmaya çağırmaya. Başına ne geleceğini göremez mi? Ne geldiğini duymuyor mu Fahrettin Sarıkaya'dan dolayı. Yani burada çok dikkatli olmamız gereken bir nokta var. Siyasetin yargıya müdahalesi felakettir. Yargının siyasallaşması daha büyük felakettir. Güçler ayrılığının birliğe dönüşmesi de felakettir. ' '

YENİ ANAYASA'YI FIRSATA ÇEVİRELİM ' Y
eni bir anayasa sürecine girildiğini hatırlatan Kaplan, şöyle devam etti: 'MİT'in asli göreviyle ilgili, Sayın Fidan'ın yaptığı çalışmalarla ilgili, Oslo ki ondan önce Emre Taner dönemi var ve mensuplarının Oslo'da, Kandil'de ve İmralı'da yaptığı görüşmeleri gelin Meclis olarak yetkilendirelim. Biz bunu öneriyoruz. Gelin, meclis olarak bu silahı susturmak için, kardeşin kardeşi öldürmesine son vermek için yani önümüzdeki anayasa fırsatını tarihi bir fırsata çevirmek için, tüm grupların yer alacağı bir özel kanun çıkaralım. Bu özel kanuna göre 'bu konuları MİT dahil görüşmeyapabilir' diye. Ama bunun içine 'sorumsuzsun' diyerek birilerine 'cinayet işle, muhaliflerini öldür, sen de sorumsuzsun' demek gibi bir pozisyona düşerseniz sürekli şimşekleri üzerinize çekersiniz. ' Hasip Kaplan, 1999'dan bugüne kadarki süreci bildiğini dile getirerek, 'Asla MİT tek başına Öcalan ile görüşmedi. MİT, Öcalan ile görüşen heyeti açıklıyorum: Genelkurmay'dan bir kişi, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden, Jandarmadan, İçişleri Bakanlığı'ndan, Adalet Bakanlığı'ndan, Milli Savunma Bakanlığı'ndan, bir de MİT'ten, Burada gerçekleri görmemiz lazım. İşte Karayılan'ın açıklaması, 'biz devletle görüştük, heyetlerle görüştük'; bir kişi 'yoktu' diyor. Ben soruyorum peki bu diğerlerini kim koruyacak? Yanibir görev üstlenmişler. Gelin, diyaloğun, uzlaşmanın konuşmanın çözmenin yol ve yöntemini mecliste yaratalım. Ama bu yasayla olmaz. Parti olarak biz bunu öneriyoruz ' ifadelerini kullandı

'BAHAR GELİYOR, BEN KORKUYORUM '
'İmralı'da avukatların hepsi tutuklanırken Allah, vicdan, adalet adına konuşuyorum; 40 avukat tutuklanırken, görüşme notları Adalet Bakanlığı memurları anında bakana ve Başbakan'a iletirken, anında Genelkurmay Başkanı'na iletirken, yani MİT müsteşarını koru, avukatları tutukla, diğerini bilmem ne yap böyle adalet anlayışı olabilir mi? ' diye konuşan Kaplan, şunları kaydetti: 'Bu Kürt sorunun çözmek 24. dönem Meclisi'ne nasip olsun. Bahar geliyor, ben korkuyorum arkadaşlar. Baharın gelmesi demek, korku demek, felaket demek, çatışma demek, cenaze demek. Böyle görüşmelerle çözülecek bir olay değil. Bu meclisin mutlaka irade göstermesi lazım. Burada kişileri kurtararak, yasalar çıkararak, hükümeti koruyarak iktidarı koruyarak kollayarak bunun sonunu getiremeyiz. Ayıp ya, 8 milletvekilimiz tutuklu, onlara yasa yapmak gerektiği zaman yargıya müdahale olur, bu nedir? Biz çözümekapalı değiliz. Biz meclisin iradesinin adres olmasından yanayız. Açık söylüyorum; benim partimin görüşü, bu nedenle buna karşıyız. Diyaloğa karşı olduğumuz için değil. Diyalog, uzlaşma sonuna kadar ama Sayın Bozdağ, suç işleyerek değil, asla suç işleyerek hiç kimse dünyada barışı sağlayamaz. Cinayet işleyerek, ortalığı birbirine katarak, provokasyonlar yaparak. Bu sorun basit bir MİT, bir Fidan olayı değil, bu sorun Kürt sorunundan kaynaklanan devasa bir sorun. Sizin önünüzde iki yol var. Ne diyeyim,adalet sizin, izin sizin, ferman sizin, fetva sizin, çoğunluk sizsiniz. Bu konuda bir ışık görürsek, bu bahar silahları susturabilirsiniz. Göremezsek birlikte cenazelerin altında ezileceğiz; iktidarıyla muhalefetiyle ezileceğiz. Ve tarih bu meclis vekillerini yargılayacaktır, bu sorunu nasıl 30 yılda çözemediniz, anayasada uzlaşamadınız diye. Mesele bu kadar basit, yoksa bir kişiyi kurtarmak önemli değil. '
Kaynak: İHA