Müsiad: Tekstil Sektörünün Geleceği Markalaşma, Teknoloji ve Ar-gede

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Başkanı Feysel Ablak, tekstil sektörünün geleceğini markalaşma, teknoloji, ar-ge ve pazarlamada olduğunu geçtiğini söyledi.

Müsiad: Tekstil Sektörünün Geleceği Markalaşma, Teknoloji ve Ar-gede
Kurulun Türkiye İstişare Toplantısı, Denizli'deki Anemon Otel ' de yapıldı. Toplantıya AK Parti Milletvekilleri Nihat Zeybekci ve Mehmet Yüksel, MÜSİAD Denizli Şube Başkanı Necip Filiz, Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer, Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Süleyman Kocasert ve derneğe üye işadamları katıldı.

Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen panelin başkanlığını, Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Ziya Küçük yaptı. Panelde Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay, Ekonomi Danışmanı Hikmet Baydar ile Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Başkanı İsa Dal, alanlarıyla ilgili tahmin ve değerlendirmelerde bulundular.

Tekstil ve hazır giyim sektörünün GSYH ' nin yaklaşık yüzde 10 ' unu sağladığını belirten Kurul Başkanı Ablak, “Emek yoğun bu sektörde yaklaşık 2,5 milyon çalışanımız istihdam edilerek, ortalama 20 milyar dolarlık ihracat yapılmakta olup 10 milyar dolarlık iç pazar tüketim hacmi bulunmaktadır. Son yıllarda ihracatımız artmasına rağmen kârlılığın düşmesi ve kalitede rekabetin giderek artışı moda, marka, teknik bilgi esaslı ve inovatif ürünlere yönelik verimli çalışmayı gerekmektedir. Sektörün, fiyat maliyet rekabetinden ziyade kalite rekabetinin belirleyici olduğu, yüksek kalitede moda, marka ve bilgi bazlı ürünlerin üretilip satıldığı bir yapıya dönüşeceği anlaşılmaktadır.” dedi. Döviz kuru gibi faktörlerin yanısıra makine, teknoloji ve tekstil kimyası üretiminin hangi ülkelerde yapılacağının, tekstil ticaretinin gelecekteki seyrini belirleyeceğini vurgulayan Ablak, “Tekstil ve konfeksiyon talebi nüfus artışı, iktisadi büyüme, harcanabilir gelirdeki artış, şehirleşme ve modadan etkilenmektedir. Kotaların olmadığı bir rekabet ortamı da gözönüne alındığında dünya tekstil ve tekstil kimyası ticaretinin önemli oranda büyüyeceği değerlendirilmektedir. Ülkemizin en azından bugünkü payını alabilmesi sektörün, fiyat maliyet rekabetinden piyasa yapıcı bir konuma getirebilmesine bağlıdır. Bunun için faSoncudan çok, marka üreten bir ülke olmamız şarttır. Ayrıca piyasa şartlarını ihracat, yatırım ve istihdama dönüştürmenin yollarının da aranması gerekmektedir.” diye konuştu. Tekstilin Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olduğunu belirten Feysel Ablak, “Toplam istihdamın yaklaşık yüzde 20 ' si, tekstil ve hazır giyim sanayisi tarafından sağlanmaktadır. Bununla birlikte tekstil, en çok sorunla karşılaşılan sektördür. Bu sorunların nedeni, sektörün öneminin gereği gibi anlaşılamaması ve ekonomik potansiyelin iyi değerlendirilememesidir.” dedi. Sektörün Son yıllardaki yatırımlarıyla teknik alandaki yetersizliklerinin hızla azaldığını anlatan Ablak, “Gelecek yıllarda teknoloji yatırımlarına daha da hız verilmek suretiyle rakip ülkelerle Türkiye arasındaki fark kapanacaktır. Birçok yabancı ülkede, 'Made in Turkey' yazılı mallar özellikle talep edilmektedir. Profesyonel kadrolara duyduğumuz ihtiyaç kadar, bu kadroların istihdamına da gereken önemi vermek gerekmektedir.” diye konuştu.

Türkiye ' de tekstil sektörünün üretim kapasitesinin etkin kullanılmasında sıkıntılar yaşadığını belirten Ablak, şunları söyledi: “Özellikle üretimde kullanılan makine ve hammadde tedarikinde dışarıya bağımlıyız. Ülkemizde bütün sektörlerin ortak sıkıntısı olan üretim maliyetlerinin yüksek olması da bir diğer zayıf yanımızı teşkil etmektedir. Hammadde tedarikindeki sıkıntılarımız, enerji maliyetlerinin yüksekliği ve bunun yanında devlete ödenen sigorta primlerindeki yüksek oranlar, sektöre ilerleme hususunda ciddi sıkıntılar yaşatmaktadır.”