Türk Sinemasının “Kırgın” Yönetmeni Metin Erksan Yaşar’da Anıldı

Ağustos ayında hayata gözlerini yuman, Türk sinemasında unutulmaz filmlere imza atan ünlü yönetmen Metin Erksan Yaşar Üniversitesi’nde anıldı. İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü tarafından düzenlenen anma etkinliğinde bir araya gelen akademisyenler ve öğrenciler, Metin Erksan’ın yönettiği, başrollerini Hülya Koçyiğit, Erol Taş ve Ulvi Doğan’ın oynadığı, 1964 yılında düzenlenen Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüne layık görülen Susuz Yaz filmini izlediler. Etkinliğe konuk olarak katılan Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aysun Akıncı Yüksel, Erksan’ın geçmişini, sinema anlayışını ve filmlerinin özelliklerini anlattı. “BİR YANI KIRGIN BİR YÖNETMENDİ” Metin Erksan’ın bir yanının kırgın olduğunu ve bu yüzden senelerce film çekmediğini kaydeden Doç. Dr. Aysun Akıncı Yüksel, “Bu Türk sineması için gerçekten çok büyük bir kayıptı. Günümüzde onun çalışmalarının Türk sinemasına kattığı değeri ve yönetmenlerin zihnini ne kadar çok açtığını görüyoruz; Onun sinemasının izlerini bazen Ömer Kavur’daki tutku kavramında, biçimciliğini ise Reha Erdem’de görüyoruz. Döneminin çok önünde bir yönetmendi tüm yapıtlarını var olan zorlu şartlara rağmen, mücadele ederek gerçekleştirdi. İşte bu nedenle büyük bir yönetmendi” diye konuştu.

“SANSÜRDEN NASİBİNİ O DA ALDI” Metin Erksan’ın bazı filmlerinin sansüre takıldığını kaydeden Doç. Dr. Yüksel, bunun en can alıcı örneğinin; Fakir Bayburt’un sinemaya aktarılan eseri olan Yılanların Öcü filmi olduğunu söyledi.

Filmin Komünizm propagandası yaptığı iddiası ile yasaklandığını kaydeden Yüksel, ünlü yönetmenin filmini, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e izlettikten sonra sansür kararının kaldırılabildiğini söyledi.

Erksan’ın sinemasında yer alan konuları anlatan Doç. Dr. Yüksel, “Erksan’ın filmlerinde mülkiyet kavramının tartışıldığını görüyoruz. Yılanların Öcü filminde toprak mülkiyeti, Susuz Yaz’da suyun mülkiyeti, Kuyu filminde ise erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü tartışılırken, yasaların da sorgulandığını görüyoruz” dedi.

“FİLMLERİNDE MUTLAK KÖTÜ YOKTUR” Ünlü yönetmenin filmlerinde yer alan karakterlerden bahseden Yüksel, “Yeşilçam’ın altın döneminde çekilen filmlerin çoğu karşıtlıklar üzerine kuruludur. İyi ve kötü, zengin ve fakir, geleneksel ve modern gibi çatışmalara dayanır anlatılardır. Oysa Metin Erksan’ın filmlerinde ne iyi mutlak iyidir, ne de kötü mutlak kötüdür. Derinliği olan karakterler yaratır. Zengin ile fakirin çatışmasından bahsediyoruz. Onun filmlerinde kötüler var ama bunlar mutlak kötü karakter değiller. Tutku kavramının çok kullanıldığını görüyoruz. Filmlerinde baş edilemez bir tutku vardır” diye konuştu.