Gürsel Tekin’den “Dinlenme” Yorumu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programında “Ben de dinleniyorum” sözlerine ilişkin, “Doğrusu bir ülkenin başbakanının güvenliği yoksa, 74 milyon vatandaşımızın da güvenliği yok demektir” dedi.

Gürsel Tekin’den “Dinlenme” Yorumu
CHP Bağcılar İlçe Başkanlığı'nı ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tekin, şöyle konuştu:
“Türkiye'de maalesef her gün başka bir konuyla karşı karşıya kalıyoruz. Ekonomik, sosyal, siyasal sorunlar çığ gibi büyüyor. En son sayın başbakan televizyon ekranlarında ‘dinleniyorum' diye itirafta bulundu. Özellikle iki ay önce Meclise sunduğumuz soru önergesinde daha sonra da basınla paylaşmış olduğum bu durumla ilgili Sayın Başbakan “Dinleniyor musunuz?” sorusuna nihayet cevap verdi. Doğrusu bir ülkenin başbakanının güvenliği yoksa 74 milyon vatandaşın güvenliği yok demektir.”

Bugüne kadar siyasilerin, gazetecilerin dinlendiğini söylediklerini ancak seyirci kalındığını iddia eden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki 2005'ten bugüne kadar siyasilerin, gazetecilerin çeşitli sebeplerle yasa dışı dinlenmeleri gazetelerin televizyonların konusu olmuştu. Biz isterdik ki hukuk devleti olan bir ülkede, bunlara müdahale edilsin. İstedik ama ne yazık ki herkes seyirci kaldı. Ancak aklıma Cumartesi Annelerinin söylediği bir söz geldi. ‘Susma sustukça sıra sana gelecek' Nihayet görüyoruz ki sıra başbakana gelmiş.”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla ilgili de bir sonuca varılamadığını belirten Tekin, şunları söyledi:
“Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiaları vardı. Kozmik odalarda aramalar yapıldı. Türkiye'de uzun bir süre gündemde kalmıştı. Uzun süre geçmiş olmasına karşı bir sonuç alınmadı. Şimdi merak ediyoruz bunun sonucu ne oldu?''

Başbakan Erdoğan'ın dünyanın her yerinde derin devletin olduğu sözlerine ilişkin konuşan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başbakan Erdoğan dünkü konuşmasında dünyanın her yerinde derin devletin olduğunu itiraf etti. Dünyanın her yerinde derin devlet kavramı vardır. Ancak hiçbir ülkede başbakanlar dinlenilmez. Hiçbir ülkenin başbakanı baba ocağına giderken 600 korumayla gitmez. Dünyanın hiçbir ülkesinde Hz. Mevlana'nın törenine giderken yüzlerce polisle gitmez. Şimdi bu tarz şeylere bakıldığında bu durum bizi kaygılandırıyor. Kim sorusunu sayın başbakan kamuoyuyla paylaşırsa umarım bu dinlemeler ortadan kalkacaktır. Yasadışı dinlemelerin de bu vesileyle önüne geçilmiş olur. Tabi sayın başbakanın devlet kavramında neyi anladığına bağı. Uzun süre belediye başkanlığı yaptığı için belediye yönetir gibi Türkiye'yi yönetmek istiyor. Yasama, yürütme, yargı iç içe girmiş. Sayın başbakan defalarca kendisi itiraf etti. İngiltere başbakanı ifade vermeye gitti. Yasama yürütme yargı dedikleri budur. Gelişmişlik bunun üzerine kurulmuştur. Almanya'da niçin yaşamıyoruz. Erdoğan yanlışlarımı görmeyin diyor.”

Bir basın mensubunun ODTÜ'de yaşanan olaylarla ilgili başbakanın açıklamalarıyla ilgili sorusuna Tekin, şöyle karşılık verdi:
“İlk kez bir bilim yuvasında kendi öğrencisine sahip çıkan bir rektörle karşılaştım. Kendimi çok mutlu hissediyorum. Bir bilim yuvasında öğrencilerin coplandığı, gazlandığı bir yerde öğrencisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyorum. 3 bin polisle bir bilim yuvasına girilmez. Sayın başbakanın bunu bilmesi lazım. Bu ülkenin bilim aydınları, öğrencisi itirazlarını yapacak buna alışık olacaksınız”

ULUDERE OLAYI

Uludere'de yaşanan olayın sorumlusunun başbakan olduğunu iddia eden Tekin, şunları söyledi:
“Uludere'nin tek sorumlusu başbakandır. Çünkü yetki sayın başbakandadır. Uludere'nin üzerinin kapanması mümkün değildir. Uludere olayı hiçbir zaman unutulmayacaktır.”

Partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için Mustafa Sarıgül'ün düşünülüp düşünülmediği sorusuna esprili bir şekilde yanıt veren Tekin, şunları söyledi:
“Sakın bana Sarıgül'ü sormayın, dün Hatay'da da söyledim. İstanbul şu an çaresiz bir kent haline gelmiş. Kar yağar Allah'tan gelir, sel gelir felaket olur, iktidarın hiçbir suçu olmaz. AK Parti iktidarının ve belediyelerin hiçbir suçu olmaz. Bir suç varsa ya vatandaştadır ya da ilahi adalettedir. Altyapı sorunları çözülememiş, planlama sorunları çözülememiş, ulaşım sorunu çözülememiş, mülkiyet sorunu çözülememiş. Çözülememiş yüzlerce sorun söyleyebilirim. Çözülmüş ne var sadece kendi camiasındaki yurttaşların rantları çözülmüştür. Yarın hava alabileceğiniz bir yer yok İstanbul'da. Bu kadar sorun varken çağırın siyasi partileri İstanbul'un dertlerini konuşalım”

Parti merkezinde üyelerle bir süre sohbet eden Tekin, daha sonra teşkilattan ayrıldı .

Kaynak: İHA