Kılıçdaroğlu'ndan Protokol Konuşmalarının İptaline Tepki
Mevlana'nın 739. Vuslat Yıl Dönümü etkinlikleri kapsamında Şeb-i Arus törenine katılmak üzere Konya'ya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, protokol konuşmalarının iptal edildiğini televizyondan öğrendiğini ve yadırgadığını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Şeb-i Arus törenlerinde siyaset yapılmıyor. Gönüller sultanı Mevlana'dan söz edeceğiz. Neden iptal ediliyor? Büyük bir olasılıkla sayın Başbakanın hazırlıkları bitmedi. Cama yansıtılma sürecinde bir aksilik olmuştur. O yüzden protokol konuşmaları iptal edilmiştir. Biz oraya gidip siyasetten mi bahsettik bugüne kadar? Hz. Mevlana bir siyasal grubun değil, 74 Milyonunun ortak paydasıdır. Dünya kültür mirasının çok önemli bir parçasıdır. Ben de televizyonlardan duydum, yadırgadım." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gençlere 'evlenin' çağrısına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, gençlerin önceliğinin iş bulmak olduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a seslenerek vatandaşa önce iş bulma çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, iş bulan vatandaşların zaten evleneceğini aktararak "Siz vatandaşa iş bulun o zaten evlenir. Anne - baba ne bekliyor, kızım iş bulacak, oğlum iş bulacak ve ben de onları evlendireceğim. 25 yaşındaki çocuk babanın emekli aylığına bakıyorsa o çocuk nasıl evlenecek. Bunların ayağı yere basmıyor, dünyadan habersiz bunlar. Sanıyorlar herkesin oğlu kendi çocukları gibi. Hepsinin gemisi, yatı, apartmanı var, neymiş evlenin. İyi de bunlar nasıl evlenecekler? O babaya sordun mu bu çocuk neden evlenmiyor diye? Türkiye gerçeklerinden bu kadar kopuk bir siyasal anlayışı içime sindiremiyorum. Vatandaşla açıkca dalga geçmektir bu. Tam bir komedi. Herhalde mizah ustalarının tekrar devreye girmesi lazım, beklediğimiz de o." dedi.
Konya'da olmaktan mutlu olduğunu dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bazı esnafları ziyaret ettiğini dile getirerek izlenimlerini şu şekilde anlattı: "Konuştuğum 3 esnafa durumlarını sordum, üçü de çok olumsuz bir tablo çizdiler. Memnun olmadıklarını, Konyalıların alışverişe gelmediğini, bıçak gibi kesildiğini, siftah yapmakta zorlandıklarını anlattılar. Eğer Konya'da tablo böyleyse Türkiye'de de bundan daha farklı bir tablonun olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çünkü Konya tarımı, sanayisi gelişmiş bir ilimiz. Aynı zamanda bir üniversite kenti burası. Eğer esnaf şikayet ediyorsa ciddi bir sorun var. Yolda gelirken çiftçilerle konuştuk, buluştuk. Onlar da benzer şikayetleri dile getirdiler. Aslında toplumun her kesiminden şikayet var. Bir esnaf durumumuz kötü, perişanız ama konuşamıyoruz. Bu da ilginç bir şey. Niye konuşamıyorsunuz? Çekiniyorlar tabi. Yarın maliye memuru gelecek bize ceza yazacak. Zaten siftah yapamıyoruz bir de ceza ödeyeceğiz. Bu anlayışı demokrasi ile bağdaştırmak mümkün değil. Yurtta şikayetini bile korkarak dile getiriyor." Okullarda tek tip kıyafetlerin kaldırılması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Okul kıyafetleriyle ilgili yine şikayet geldi esnafımızdan. Ben küçük bir esnafım diyor, kıyafet serbestisi geldi, ben çok büyük bir yükün altına girdim, herhalde iflas edeceğim diyor. CHP ortak kıyafete taraftarız. Okul aile birlikleri okula devam edecek çocukları için ortak bir kıyafet üzerinde uzlaşabilirlerdi, bütün aileler o kıyafeti alırlar. Bunun illa siyah önlük olması şart değil. Ama siz kıyafeti serbest bıraktığınız andan itibaren pek çok sorun yaşayacaksınız. Çocuklar yaşayacaklar bu sorunları. Bunu esnafın kendisi söylüyor. Hükümet böyle bir karar alırken kime danıştı, kimin bilgisini aldı? Sabah oturuyorlar, bir karar alıyorlar öğleden sonra da uygulayacağız diyorlar. Bir devlet böyle yönetilmez: 'Nasıl olsa vatandaş bana oy verecek ben bildiğimi okurum' Vatandaş siz bildiğinizi okuyun diye size oy vermedi." ifadelerini kullandı.
TANRIKULU: ARINÇ, DAĞDAN NASIL İNİLECEĞİNE ÇÖZÜM ÜRETMELİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 'Ben de olsam dağa çıkardım' şeklindeki açıklamaları hakkında sorulan Kılıçdaroğlu, bu soruya MYK Üyesi Gürsel Tekin'in cevap verebileceğini söyledi.
Ancak Tekin, konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.Toplantıya katılan CHP Genel Başkan Yardımcılarından Sezgin Tanrıkulu ise toplantı sonrası soru hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bülent Arınç, 30 yıl önce herkesin bildiği bir zulme, işkenceye insanlık dışı duruma vurgu yaptı dün. Türkiye'de bilmeyen yok. Ama Bülent Arınç'a düşen bugün gençler nasıl dağlara çıkmayacak, dağdakiler nasıl inecek, buna dair birşeyler söylemesi lazım. "
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gençlere 'evlenin' çağrısına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, gençlerin önceliğinin iş bulmak olduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a seslenerek vatandaşa önce iş bulma çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, iş bulan vatandaşların zaten evleneceğini aktararak "Siz vatandaşa iş bulun o zaten evlenir. Anne - baba ne bekliyor, kızım iş bulacak, oğlum iş bulacak ve ben de onları evlendireceğim. 25 yaşındaki çocuk babanın emekli aylığına bakıyorsa o çocuk nasıl evlenecek. Bunların ayağı yere basmıyor, dünyadan habersiz bunlar. Sanıyorlar herkesin oğlu kendi çocukları gibi. Hepsinin gemisi, yatı, apartmanı var, neymiş evlenin. İyi de bunlar nasıl evlenecekler? O babaya sordun mu bu çocuk neden evlenmiyor diye? Türkiye gerçeklerinden bu kadar kopuk bir siyasal anlayışı içime sindiremiyorum. Vatandaşla açıkca dalga geçmektir bu. Tam bir komedi. Herhalde mizah ustalarının tekrar devreye girmesi lazım, beklediğimiz de o." dedi.
Konya'da olmaktan mutlu olduğunu dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bazı esnafları ziyaret ettiğini dile getirerek izlenimlerini şu şekilde anlattı: "Konuştuğum 3 esnafa durumlarını sordum, üçü de çok olumsuz bir tablo çizdiler. Memnun olmadıklarını, Konyalıların alışverişe gelmediğini, bıçak gibi kesildiğini, siftah yapmakta zorlandıklarını anlattılar. Eğer Konya'da tablo böyleyse Türkiye'de de bundan daha farklı bir tablonun olmadığını bilmemiz gerekiyor. Çünkü Konya tarımı, sanayisi gelişmiş bir ilimiz. Aynı zamanda bir üniversite kenti burası. Eğer esnaf şikayet ediyorsa ciddi bir sorun var. Yolda gelirken çiftçilerle konuştuk, buluştuk. Onlar da benzer şikayetleri dile getirdiler. Aslında toplumun her kesiminden şikayet var. Bir esnaf durumumuz kötü, perişanız ama konuşamıyoruz. Bu da ilginç bir şey. Niye konuşamıyorsunuz? Çekiniyorlar tabi. Yarın maliye memuru gelecek bize ceza yazacak. Zaten siftah yapamıyoruz bir de ceza ödeyeceğiz. Bu anlayışı demokrasi ile bağdaştırmak mümkün değil. Yurtta şikayetini bile korkarak dile getiriyor." Okullarda tek tip kıyafetlerin kaldırılması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Okul kıyafetleriyle ilgili yine şikayet geldi esnafımızdan. Ben küçük bir esnafım diyor, kıyafet serbestisi geldi, ben çok büyük bir yükün altına girdim, herhalde iflas edeceğim diyor. CHP ortak kıyafete taraftarız. Okul aile birlikleri okula devam edecek çocukları için ortak bir kıyafet üzerinde uzlaşabilirlerdi, bütün aileler o kıyafeti alırlar. Bunun illa siyah önlük olması şart değil. Ama siz kıyafeti serbest bıraktığınız andan itibaren pek çok sorun yaşayacaksınız. Çocuklar yaşayacaklar bu sorunları. Bunu esnafın kendisi söylüyor. Hükümet böyle bir karar alırken kime danıştı, kimin bilgisini aldı? Sabah oturuyorlar, bir karar alıyorlar öğleden sonra da uygulayacağız diyorlar. Bir devlet böyle yönetilmez: 'Nasıl olsa vatandaş bana oy verecek ben bildiğimi okurum' Vatandaş siz bildiğinizi okuyun diye size oy vermedi." ifadelerini kullandı.
TANRIKULU: ARINÇ, DAĞDAN NASIL İNİLECEĞİNE ÇÖZÜM ÜRETMELİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 'Ben de olsam dağa çıkardım' şeklindeki açıklamaları hakkında sorulan Kılıçdaroğlu, bu soruya MYK Üyesi Gürsel Tekin'in cevap verebileceğini söyledi.
Ancak Tekin, konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.Toplantıya katılan CHP Genel Başkan Yardımcılarından Sezgin Tanrıkulu ise toplantı sonrası soru hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bülent Arınç, 30 yıl önce herkesin bildiği bir zulme, işkenceye insanlık dışı duruma vurgu yaptı dün. Türkiye'de bilmeyen yok. Ama Bülent Arınç'a düşen bugün gençler nasıl dağlara çıkmayacak, dağdakiler nasıl inecek, buna dair birşeyler söylemesi lazım. "