Ergenekon Davasında, AK Parti Milletvekili Şirin Ünal Dinleniyor
Egenekon davasının bugünkü duruşmasında, AK Parti Milletvekili Şirin Ünal'ın tanık sıfatıyla ifadesine başvuruluyor.
Ünal'ın bazı sanıkların talebi doğrultusunda dinlendiği öğrenildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 254. duruşmasına Mustafa Balbay, Hasan Iğsız, Veli Küçük, Dursun Çiçek ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 36 tutuklu sanık katıldı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık ile başka suçlardan tutuklu olan Yalçın Küçük ve Sami Hoştan ise duruşmaya gelmedi.Duruşmada, AK Parti Milletvekili Şirin Ünal'ın, bazı sanıkların talebi üzerine tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu. 6 yıl tümgeneral göreviyle çalıştıktan sonra 2010 yılı 30 Ağustos tarihinde emekli olduğunu belirten Şirin Ünal, emekli olduktan sonra AK Parti'den milletvekili seçildiğini söyledi.
Dava konusu iddialara ilişkin bilgisi sorulan Ünal, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesinin bir gazetede yayınlandığı 12 Haziran 2009 tarihinde de Harekat Dairesi'ne vekalet ettiğini anlattı. Haberin yayınlanmasının ardından yaşadığı bazı olayları anlattı. Ünal, "Dursun Çiçek olmadığı için onun altında bulunan 2 subay Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş yanıma gelerek haklarında böyle bir haber yayınlandığını, kendilerinin bu konuyla bir ilgileri olmadığını söylediler. Ben de görevim gereği bu 2 subayı Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'a çıkardım. Komutana da kendilerinin böyle bir şey yapmadıklarını söylediler. Hasan Iğsız da 'Zaten ben de size böyle bir görev vermedim.' dedi.
Ardından da komutanın yanından ayrıldık." ifadesini kullandı.Daha sonra olay zamanında Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri olan Orgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından arandığını belirten Ünal, "Bu konuyla ilgili olarak bir soruşturma başlattıklarını söyleyerek benim de gelip ifade vermemi istedi. Ben de gidip bildiklerimi anlattım." diye konuştu.
Daha sonra da Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "TSK içerisinde normal bir hiyerarşiye uymayan Ergenekon ya da başka bir isimde illegal bir yapılanmaya şahit oldunuz mu?" diye sordu. Kendisine doğrudan söylenmiş bir şey olmadığını belirten Ünal, "Böyle bir konuya basında yayınlanan haberlerden tanık oldum." dedi.
Ünal, Karargah evleri soruşturmasında geçen konuları da basından duyduğunu sözlerine ekledi. Savı Pekgüzel, "Dava konusu 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesi gibi başka belgelerin de askeri kurallara ve usullere uygun olarak hazırlanıp hazırlamadığı gibi konular konuşuldu mu? Her belgenin bu usullere uygun olarak hazırlanması şart mıdır?" diye sordu. Böyle bir şartın olmadığını belirten Ünal, "Her şey genelgelere uygun olmayabilir. Özel kanallarda yürütülen bazı konular olabilir. Komutan belli subayları yetkilendirebilir ya da belli bir rütbenin altına bu emrin inmemesini isteyebilir." dedi.
Pekgüzel, "19 Haziran 2009 Cumartesi günü, geceyi de kapsayacak şekilde evrak kırpma işlemi yapılmış. Siz de yıllarca subay olarak görev yaptınız. Böyle bir uygulama yapılabilir mi? Yani hafta sonu ya da gecelere kadar mesai saatleri dışında görev yapılır mı?" diye sordu. Kendisinin Genelkurmay Harekat Başkanlığı Komuta Kontrol Dairesi Başkanlığı yaptığını ve 7 gün 24 saat şeklinde görev yaptıklarını belirten Ünal, diğer dairelerde bu durumun nasıl olduğunu bilemediğini söyledi.
Ünal, MEBS Daire Başkanlığı'nda bilgisayarlarda geri getirilemeyecek şekilde 35 kez bilgisayarların silinmesi konusundan da bilgisi olmadığını söyledi.
'BENİ BUNLARIN DIŞINDA TUTTULAR'Ayışığı, Yakamoz ve Sarıkız isimli darbe planlarından haberi olup olmadığı sorulan Ünal, net olarak böyle planlardan bilgisi olmadığını belirterek, "Ben emrimde çalışan kişileri politikadan uzak tutmaya çalıştım. Askerlik yeminine bağlı görev yapmaları konusunda telkinlerde bulundum. Kişisel tavrımı bildikleri için beni böyle konuların dışında tuttular." şeklinde konuştu.
İLGİMİZİN OLMADIĞI, BÖYLE BİR ÇALIŞMA OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZDoğrudan soru sorma işlemi sırasında söz alan tutuklu sanık Dursun Çiçek, Ünal'a davaya konu olan İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki askeri yazım hatalarını hatırlatarak bu şekilde bir belgenin kurmay albay rütbesindeki asker tarafından hazırlanıp hazırlanmayacağını sordu. İddianameye konu belge ile kendisinin komutanlığını yürüttüğü Komuta Kontrol Daire Başkanlığının bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayan Ünal, "Bizim ilgimizin bulunmaması bu çalışmanın olduğu anlamına da gelmez, olmadığı anlamına da gelmez." cevabını verdi .
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Doğu Perinçek ve Muzaffer Tekin'in de aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık ile başka suçlardan tutuklu olan Yalçın Küçük ve Sami Hoştan ise duruşmaya gelmedi.Duruşmada, AK Parti Milletvekili Şirin Ünal'ın, bazı sanıkların talebi üzerine tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu. 6 yıl tümgeneral göreviyle çalıştıktan sonra 2010 yılı 30 Ağustos tarihinde emekli olduğunu belirten Şirin Ünal, emekli olduktan sonra AK Parti'den milletvekili seçildiğini söyledi.
Dava konusu iddialara ilişkin bilgisi sorulan Ünal, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesinin bir gazetede yayınlandığı 12 Haziran 2009 tarihinde de Harekat Dairesi'ne vekalet ettiğini anlattı. Haberin yayınlanmasının ardından yaşadığı bazı olayları anlattı. Ünal, "Dursun Çiçek olmadığı için onun altında bulunan 2 subay Sedat Özüer ve Ziya İlker Göktaş yanıma gelerek haklarında böyle bir haber yayınlandığını, kendilerinin bu konuyla bir ilgileri olmadığını söylediler. Ben de görevim gereği bu 2 subayı Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'a çıkardım. Komutana da kendilerinin böyle bir şey yapmadıklarını söylediler. Hasan Iğsız da 'Zaten ben de size böyle bir görev vermedim.' dedi.
Ardından da komutanın yanından ayrıldık." ifadesini kullandı.Daha sonra olay zamanında Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri olan Orgeneral Hıfzı Çubuklu tarafından arandığını belirten Ünal, "Bu konuyla ilgili olarak bir soruşturma başlattıklarını söyleyerek benim de gelip ifade vermemi istedi. Ben de gidip bildiklerimi anlattım." diye konuştu.
Daha sonra da Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel "TSK içerisinde normal bir hiyerarşiye uymayan Ergenekon ya da başka bir isimde illegal bir yapılanmaya şahit oldunuz mu?" diye sordu. Kendisine doğrudan söylenmiş bir şey olmadığını belirten Ünal, "Böyle bir konuya basında yayınlanan haberlerden tanık oldum." dedi.
Ünal, Karargah evleri soruşturmasında geçen konuları da basından duyduğunu sözlerine ekledi. Savı Pekgüzel, "Dava konusu 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' belgesi gibi başka belgelerin de askeri kurallara ve usullere uygun olarak hazırlanıp hazırlamadığı gibi konular konuşuldu mu? Her belgenin bu usullere uygun olarak hazırlanması şart mıdır?" diye sordu. Böyle bir şartın olmadığını belirten Ünal, "Her şey genelgelere uygun olmayabilir. Özel kanallarda yürütülen bazı konular olabilir. Komutan belli subayları yetkilendirebilir ya da belli bir rütbenin altına bu emrin inmemesini isteyebilir." dedi.
Pekgüzel, "19 Haziran 2009 Cumartesi günü, geceyi de kapsayacak şekilde evrak kırpma işlemi yapılmış. Siz de yıllarca subay olarak görev yaptınız. Böyle bir uygulama yapılabilir mi? Yani hafta sonu ya da gecelere kadar mesai saatleri dışında görev yapılır mı?" diye sordu. Kendisinin Genelkurmay Harekat Başkanlığı Komuta Kontrol Dairesi Başkanlığı yaptığını ve 7 gün 24 saat şeklinde görev yaptıklarını belirten Ünal, diğer dairelerde bu durumun nasıl olduğunu bilemediğini söyledi.
Ünal, MEBS Daire Başkanlığı'nda bilgisayarlarda geri getirilemeyecek şekilde 35 kez bilgisayarların silinmesi konusundan da bilgisi olmadığını söyledi.
'BENİ BUNLARIN DIŞINDA TUTTULAR'Ayışığı, Yakamoz ve Sarıkız isimli darbe planlarından haberi olup olmadığı sorulan Ünal, net olarak böyle planlardan bilgisi olmadığını belirterek, "Ben emrimde çalışan kişileri politikadan uzak tutmaya çalıştım. Askerlik yeminine bağlı görev yapmaları konusunda telkinlerde bulundum. Kişisel tavrımı bildikleri için beni böyle konuların dışında tuttular." şeklinde konuştu.
İLGİMİZİN OLMADIĞI, BÖYLE BİR ÇALIŞMA OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZDoğrudan soru sorma işlemi sırasında söz alan tutuklu sanık Dursun Çiçek, Ünal'a davaya konu olan İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki askeri yazım hatalarını hatırlatarak bu şekilde bir belgenin kurmay albay rütbesindeki asker tarafından hazırlanıp hazırlanmayacağını sordu. İddianameye konu belge ile kendisinin komutanlığını yürüttüğü Komuta Kontrol Daire Başkanlığının bir ilgisinin bulunmadığını vurgulayan Ünal, "Bizim ilgimizin bulunmaması bu çalışmanın olduğu anlamına da gelmez, olmadığı anlamına da gelmez." cevabını verdi .