Sanıklar ve Avukatları Esas Hakkındaki Savunmalarını Tamamladı

Yargıda rüşvet iddialarına ilişkin davada, sanıklar ve avukatları esas hakkındaki savunmalarını tamamladı.

Rüşvet aldığı iddia edilen eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan ile bu davayla birleştirilen ve rüşvet vermekle suçlanan 15 sanığın yargılanmasına Yüce Divan'da devam edildi.

Sanık Erdoğan, aklanacağına yürekten inandığını belirterek, esas hakkındaki savunmasına başladı.

Kendi döneminde, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nde, davacı kuruluş CNR şirketinin lehine de karar verildiğini belirten Erdoğan, ''Bir kimse bir olaydan 1 ay sonra menfaat tesis ettiği kimsenin aleyhine karar verebilir mi-'' dedi.

Adalet müfettişince yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu savunan Erdoğan, ''İddianame ve mütalaa çelişkilerle doludur. Varsayımlarla, ön kabullerle hareket edilmiştir, hiçbir somut delil yoktur. Dayanılan deliller de yasal değildir. Hakkımda alınan iletişimin tespiti ve teknik izleme kararı adalet müfettişince alınmıştır. Bu nedenle hükümsüzdür. İş böyle olunca hukuka aykırıdır'' diye konuştu.

Adalet Müfettişinin kendisiyle ilgili soruşturma yapma yetkisi olmadığını öne süren Erdoğan, Yargıtay Başkanlığına soruşturma için derhal bilgi verilmesi gerektiğini, ancak bunun yapılmadığını söyledi.

-''Belge niteliği taşımaz''-

Adalet müfettişinin kendisi hakkında verdiği iletişimin tespiti ve teknik takip kararının geçersiz sayılacağını iddia eden Erdoğan, kendisini takip eden polislerin de ''sözde takip'' yaptıklarını savundu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''İddia makamı, emniyet görevlilerince yapılan takibin teknik takip olmadığını kabul etmiştir. Ancak iddia makamı bu takibi fiziki takip olarak değerlendirmiştir. Buna da katılmak mümkün değil. Yasaya aykırı takip yok hükmünde olduğuna göre fiziki takipten söz edilemez ve buna değer verilemez. Aksi halde yasaların kıymeti kalmaz. Herkes herkesi takip edebilir. Ülkemiz hukuk devleti olmaktan çıkar, polis devleti olur.''

Bir suça tanıklık eden polislerin derhal ''suç üstü'' yapması gerektiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''İsnat edilen suçun en önemli maddi delili suç üstüdür. Ama nedense yapılmamıştır. Yapılan işlemler yok hükmündedir ama bunların hiçbiri suç üstüne engel değildir. Suç üstü yapılmamasının tek nedeni olabilir. O da böyle bir takibin yapılmamış olmasıdır. Adalet Müfettişi Halit Kıvrıl'ın 'neden suçüstü yapılmadığı' sorusuna, 'gerek görmedim' cevabı vermesi işin ciddiyetiyle bağdaşmaz.''

Polislerin ifadelerinde çelişki bulunduğunu, üçüncü kişilerin aralarındaki konuşmaların kendisi hakkında delil kabul edilemeyeceğini belirten Erdoğan, içeriği belli olmayan görüşmelerle suçlanamayacağını, ihtimaller üzerinden suç işlendiğinin kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Erdoğan, Yargıtay üyelerinin, savunmasını doğruladığını, dosyanın sırası geldiğinde görüşüldüğünü, üyelerin kendi iradeleriyle oylarını kullandıklarını anlattı.

Soruşturmayı yürüten polislerin taraf durumuna geldiğini, bu nedenle tanık olamayacaklarını savunan Erdoğan, Yüce Divan heyetinin polislerin tanıklıklarına değer vermeyeceğine inandığını söyledi.

-''Yüzüme bakmadan beni nasıl tanıyorlar''-

Erdoğan, ''Davayla ilgili konu gazetelere yansımış, fotoğraflarım yayınlanmışken, polislere teşhis yaptırılmasını doğru bulmuyorum. 'Şimdi görsek tanımayız' diyen polisler olaydan 4 sene sonra yüzüme bakmadan beni nasıl tanıyorlar- Zifiri karanlık dedikleri bir ortamda gördükleri kişiyi nasıl tanıyorlar-'' dedi.

Avukat Necdet Okçu'dan karton mağaza poşeti içerisinde gazete kağıdına sarılı para olduğu değerlendirilen nesneler aldığının iddia edildiğini anımsatan Erdoğan, polislerin görmedikleri şey üzerinde yorum yaptıklarını söyledi.

Erdoğan, ''Yıllarca yüksek yargı başkanlığı yapmış bir kimsenin, bir avukattan hem de kaldırıma oturarak sokak ortasında aldığı paraları herkese göstererek cebine koyması gibi bir şey olabilir mi- Poşet içinde alınan bir şeyi poşetle götürmek varken sokak ortasında teşhir etmek akıl dışı'' şeklinde konuştu.

-''Vicdan para sayma makinesi midir''-

Polis amiri Deniz Özkoçak'ın, ''alınan miktarın vicdanen 200 bin lira olduğunu söyleyebileceği'' yönünde beyanı olduğunu belirten Erdoğan, ''Vicdan para sayma makinesi midir- Vicdanla para mı sayılır-'' dedi.

Başsavcılığın esas hakkındaki mütalaasını kabul etmediğini söyleyen Erdoğan, ''İddia makamı hukuk kuralları çerçevesinde delillerle gerçeği ortaya çıkarmak zorundadır. Haksız ve yersiz suçlamalarla karşınızdayım. Ortada akla uygun iddia ve delil yoktur. Deliller hukuk dışıdır. İddia makamı iddiasını ispatla yükümlüyken, haksız itham karşısında suçsuzluğumu kanıtlamak durumunda bırakıldım'' ifadesini kullandı.

-''Anayasadan kaynaklanmayan kamusal yetki kullanılamaz''-

Erdoğan'ın avukatı Bülent Acar da anayasadan kaynaklanmayan hiçbir kamusal yetkinin kullanılamayacağını belirterek, adalet müfettişinin yetkisini aştığını söyledi.

Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu vurgulayan Acar, ''Yetki varsa kamusal işlem vardır, yetki yoksa yoktur. Burada takdir yok, siyah beyaz örneğindeki gibi bir tespit var'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruları da değerlendireceğini anımsatan Acar, ''Bu dava, bu niteliğiyle de önemli. Bu, hukuka aykırı delil elde edilip edilmediği ve Türkiye'de temel hakların korunması konusunda tam bir turnusol kağıdı işlevi görecektir'' diye konuştu.

Adalet müfettişinin kendisini bu konuda yetkili görmesinin mümkün olmadığını söyleyen Acar, ''Hukuk devletinde insanlar öyle zannederek yetkili olabiliyorsa konuşacak bir şey yok. Hukuk devletinde her şeyin başı Anayasa'dan yetkinizi alacaksınız'' dedi.

Sunulan delillerin hukuka aykırı elde edildiğini, hukuka aykırı delillerin karar aşamasında yok sayılması gerektiğini öne süren Acar, hukuka uygun elde edilen delillere bakıldığında, isnat edilen suç fiili olmadığından müvekkilinin beraatini istedi.

Polislerin beyanlarında poşetten çıkarıldığını iddia ettikleri nesnenin para olduğunu söyleyemediğini belirten Acar, ''İçinde para olabilir demek, olmayabileceği anlamına da gelir. Yani şüphe vardır. Para yok, para yoksa suç da yok'' diye konuştu.

Yüce Divan'a başkanlık eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, dosyanın karar için incelemeye alınmasına karar verildiğini bildirerek, duruşmanın 19 Aralık'a bırakıldığını açıkladı.

Muhabir: Ferdi Türkten

Yayıncı: İbrahim Uyar
Kaynak: AA