Hakkari'de niye Türk bayrağı ile dolaşamadın?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da sert sözlerle yüklendi.

Hakkari'de niye Türk bayrağı ile dolaşamadın?
Başbakan Erdoğan, Birinci Meclis önünde yapılan olaylı Cumhuriyet yürüyüşü nedeniyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Erdoğan, “Ulus’ta Türk bayrağıyla dolaşmak kolay, Hakkari’de niye Türk bayrağıyla dolaşamadın?” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;


"Cumhuriyet cumhurundur, halkındır. Cumhuriyet'i kendilerine ait bir sembol olarak göstermeye çalışanlar kendilerine ait bir imtiyaz yönetimini arzulamaktadır.

Türkiye, diktatörlük dönemine tanık oldu. İsmeti İnönü’nün ‘milli şeflik’ dönemi otoriter rejimin sürdüğü dönemdir. CHP’nin otoriterliğine karşı millet Cumhuriyet ve demokrasinin yanında yer almıştır.

Cumhuriyet karşıtı bir kesim varmış gibi ortalığı velveleye verenler, kendi menfaat düzeninin yıkılmasından telaşa kapılmaktadırlar.

Birinci Meclis’in önüne cebren ve hileyle girmek, Cumhuriyete sahip çıkmak değildir. Bugünkü CHP’nin alakası yoktur.

Türk bayrağını, Gazi Mustafa Kemal’i kendilerine siper edenleri esefle gördük. Hipodromda olanlar millet değil miydi? Orada devlet de millet de vardı. Sokağı terörize ederek eylem gerçekleştirdin. Niye yasaklı yerde yapıyorsunuz? Bayramı sizin dışınızda olanlara niçin zehir ediyorsunuz?

8 toplantı yerinin birinde yapabilirdiniz. Demokrasi kurallar manzumesinin işletildiği bir sistemdir. 'Ordu göreve' diye pankart açanlar, bugün askere hakaret ediyor. Bunların anladığı ya işi orduya havale etmek ya da sokağa çıkıp illegal eylem yapmaktır. CHP, milletle birlikte muhalefet yapmayı bir türlü öğrenemedi.

Bunların derdi dün de Cumhuriyet değildi, bugün de değil. Cumhuriyet birilerinin değil, cumhurundur, yani halkındır. Bunların derdi 'Cumhur olmasa Cumhuriyeti ne güzel idare ederdik'dir. CHP bu anlayıştadır. Bu cumhur, Cumhuriyeti onlara asla teslim etmedi, etmeyecek. Biz cumhuru gerçek anlamda Cumhuriyet'le buluşturduk.

'ŞEKERİ ELİNDEN ALINMIŞ HIRÇIN ÇOCUK GİBİ'

CHP Genel Başkanı’nı sorumlu davranmaya, Cumhuriyet’in özüne saygılı davranmaya çağırıyorum. Şekeri elinden alınmış çocuk hırçınlığıyla siyaset yapılmaz. Ana Muhalefet Genel Başkanlığı hiç yapılmaz.

MEDYAYA TEPKİ
Bazı köşe yazarlarına hayret ediyorum. ‘Apo’nun posterlerine izin veriliyor, Atatürk’ün posterine niye izin verilmiyor’ deniyor. Yazıklar olsun. Bu nasıl haddini bilmezliktir. Hipodromda bulunanlar ellerinde Türk bayrağı ve Atatürk posterinden başka bir şey taşımadılar, orada birlikte olabilirdik. Siz nasıl olup da kalkıp da nasıl ‘Türk bayrağı, Atatürk posteri engellendi’ diyorsunuz. Bu ayrımcılıktır, bölücülüktür. Bunların derdi kesinlikle Cumhuriyet değil, bunların derdi istismardır. Türk bayrağını da Atatürk’ü de bugüne kadar istismar etmişlerdir. Yalancının mumu yatsıya yanar. Bunların mumu da yatsıya kadar yandı.

'HAKKARİ'DE NİYE TÜRK BAYRAĞIYLA DOLAŞMADIN?'

Ulus’ta Türk bayrağıyla dolaşmak kolay, Hakkari’de niye Türk bayrağıyla dolaşamadın? Biz Cumhuriyeti 59 yıl sonrasına hazırlıyoruz, onlar 89 yıl öncesinin hayalini kuruyorlar.

Engelli atlamada Kılıçdaroğlu, destekli atlıyor. İki engel atladı. Destekli atlıyor, bununla övünebilir.

'TERÖRİST HOLİGANLAR'
Ankara’da, Sinan Erdem Spor Salonu’nda yaşanan görüntüler Türkiye’nin imajını yaralıyor. Güçlü Türkiye imajına zarar veriyor. Bu tür çirkinliği bir kez daha yaptılar.

Kadınlar Tenis Şampiyonası’na zemin hazırlandı, imkanlar seferber edildi. Belli bir grup, holigan olarak -bunlar terörist holiganlar- çirkinlikle salonu tahrik ettiler. Dünyanın 100’ü aşkın ülkesinde canlı olarak veriliyor. Böyle bir seyircinin olduğu ülkeye, şehire olimpiyat verilir mi? Ulus’taki zihniyet hangi zihniyet neyse Sinan Erdem’deki zihniyet de aynı zihniyettir.

Şırnak’ta şehit olan polis memuru İbrahim Engin’e Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Nöbette olan polisimizi, şehrin içinde roketatarla şehit edeceksin, sonra operasyon yapılmasın diyeceksin. Böyle bir şey olur mu? Bizim amacımız terörü bitirerek huzur ortamını temin etmektir.

Ana Muhalefet Genel Başkanı ‘Meclis’te çözelim’ diyor. Meclis’teyiz; gelin, çözelim. Meclis’te ne öneriyorsun, bunu söyle. Birinci Meclis’i işgale yöneliyorsun. Bal bal demekle ağız tadlanmaz, balı yiyerek ağız tatlanır. Önerin varsa getir. Yoksa milleti kandırmanın anlamı yoktur.

Cezaevlerindekilere 'ölün' talimatı veriliyor. Ölüm oruçlarının cezaevindeki şartlarla alakası yok. Cezaevindeki herkesin sağlığı, onuru devlete aittir. KCK’ya da BDP’ye de ait değildir.

'KUZU KEBAP YERKEN, AÇLIKTAN ÖLÜN DİYORLAR'
Oturmuş Kızıltepe’de kuzu kebabı yiyorsun. Cezaevindekilere açlık grevine girin, ölün diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum sizi aldatanlara, istismar edenlere dikkat edin. Kuzu şiş götürürken, içeride olanlara ölün diyorlar. Bu iş o kadar kolaysa kendileri yapsın.

'CEZAEVİNDE ÖLÜMLE ŞANTAJ YAPILMAZ'
Cezaevindekilerin talepleri terörist başı ile ilgili taleplerdir. Sadece terörist başına özgürlük istiyorlar. Cezaevinde ölmekle şantaj yapılmaz. Devlet şantaja, tehdide boyun eğmez, papuç bırakmaz.

Çocuklarınızın daha silahla cezaevlerinde açlık greviyle ölmesine müsaade etmeyin. Çocuklarınıza kötü muamele ediliyor, işkence ediliyorsa biz sizin yanınızdayız. Sorumlusu kimse derhal yakasına yapışırız.

Gelin terör örgütünü, silahlarını, bombalarını, kana doymaz yöneticilerini, kukla siyasetçilerini aradan çıkaralım.

BDP'YE 'OKUL BOYKOTU' TEPKİSİ
Meclis’te bulunan bir parti, terör örgütüne destek vermek için okulların boykot edilmesini istiyor. Bir ilimizde çocuklar ciddi oranla okullara gönderilmedi. Bu nasıl demokrasi anlayışı? Çocukları tehditle okula göndermeyeceksin, sonra özgürlükten bahsedeceksin.

Bu çocukların eğitim-öğretim özgürlüğü var. Parti olarak nasıl oluyor da böyle bildiri dağıtıyorsun. Senin kitabında eğitim-öğretim özgürlüğü yok. Çocukları dağa kaçıran terör örgütüyle çalışma yapıyorsun.

'SULANDILMIŞ BİR MÜRACAAT'
CHP’nin benimle alakalı sulandırılmış bir Meclis’e müracaatı olmuş. Ben Almaya’ya gidiyorum, size havale ediyorum.