Bakan Çağlayan: Başarıyı Merkez Bankası değil hükümetimiz sağladı

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''Türkiye ekonomisinin bu kadar başarılı olmasını, dünyanın 16. büyük ekonomisi olmasını Merkez Bankası sağlamadı, hükümetimiz sağladı'' dedi.

Bakan Çağlayan, Avustralya Ticaret ve Rekabetçilik Bakanı Dr. Craig Emerson ile bir araya geldi.

Görüşme sonrasında soruları yanıtlayan Çağlayan, bir gazetecinin ''Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'Arzu ettiğimiz neticeler, talimatla değil doğru politikalar izlemekle elde edilebilir' sözlerinin size karşı söylenen bir söz olduğu yorumları yapılıyor. Bu konuda ne söyleyeceksiniz'' sorusuna, 'kendi üstüne alınmadığı' cevabını verdi.

Çağlayan, Gül'ün ekonomiyle ilgili yaptığı değerlendirmelerin, ''son derece saygı duyduğu'' ifadeler olduğunu belirterek, Gül'ün uyarılarının, ''Türkiye ekonomisinin başarılarının altında yatan uyarılar' olduğunu söyledi.

Bakan Çağlayan, şöyle devam etti:

''Eğer burada sizin sorunuzdan Merkez Bankası anlaşılıyorsa Merkez Bankası, kanunla kurulmuş olan bağımsız bir yapıya sahip. Merkez Bankası, görevi kanun çerçevesinde çizilmiş olan bir kuruldur. Bağımsız bir kurul olması Türkiye ekonomisinden bağımsız olduğu anlamına gelmez. Ben Ekonomi Bakanıyım. Sayın Başbakanımızın da zaman zaman bu konudaki önerileri son derece önem ifade ediyor. Faizlerin yüksek olduğu konusunda, bir bakanın görüşünü dile getirmesi kadar doğal bir şey olmaz. Ben bunu her zaman dile getirmeye devam edeceğim. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun yapmış olduğu düzenlemelerde yanlış ve eksik olan şeyleri mutlaka söyleyeceğim. Ama Türkiye ekonomisinin bu kadar başarılı olmasını, dünyanın 16. büyük ekonomisi olmasını Merkez Bankası sağlamadı, hükümetimiz sağladı. Siyasi istikrarı sağladık.

Bu konuda gerek Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, gerek Sayın Başbakanımızın Başbakanlığı döneminde kararlılığımız, inancımız, yapmış olduğumuz reformlarla mevzuat düzenlemeleriyle biz bugünü yakaladık. Bugünkü ekonomik başarının mimarı Merkez Bankası olmadığı için bunu çok net ifade ediyorum.''

-''Yapması gerekeni yapmamıştır''-

''Zaten geçmiş dönemde maalesef böyleydi. Bazı ekonomik politikalar iyi olduğunda bunun primi Merkez Bankası'na yazılır, ödüller plaketler oraya verilirdi'' diye konuşan Çağlayan, şunları kaydetti:

''Merkez Bankası'nın politika hatasından kaynaklanan olumsuzluklar ise hükümete yazılırdı. Bir kere bunu kabul etmem mümkün değil. Merkez Bankası'nın uygulamış olduğu politika faizi doğru bir faiz değildir. Yüksek bir faizdir. İhtiyat son derece önemli, ama ihtiyat nereye kadar- şimdi sizlere ben sorayım. 3 ay önce yeni teşvik sistemini açıkladığımız dönemdi. Böyle bir teşvik sisteminde Merkez Bankası inatla faiz koridorunu daraltmadı. Dış dünyaya, uluslararası yatırımcıya Türkiye'ye yatırım yapma konusunda yapması gerekeni yapmamıştır. 3 ay sonra bu faiz koridorunun üst bandı 1,5 puan daraltıldı. Aradan geçen 3 ay içerisinde ne oldu- Merkez Bankası yapmadığı bu düzenlemeyi yapmak için neden 3 ay bekledi- 3 ayda dünyada çok şeyler değişti. Dünya üzerinde teşvik sistemini anlattığımız bir ortamda Merkez Bankası bu uygulamasıyla Türkiye'nin teşvik konusundaki açılımında bana göre yeterince sorumlu davranmamıştır.''

Bakan Çağlayan, merkez bankalarının politikalarıyla yatırımcıya sinyal verdiğini ifade ederek, ''Büyümeyi frenleyerek, bırakın frenlemeyi arabanın önüne takoz koyarak, taş koyarak bu arabanın gitmesini engellemeye hiç kimsenin lüksü olamaz'' diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin açıkladığı ihracat rakamlarını değerlendiren Çağlayan, geçen yıla göre yüzde 12'lik ihracat artışının dünyanın en yüksek ihracat artışı olduğunu söyledi.

-''Bankacılık sistemini biraz insaflı olmaya davet ediyorum''-

Çağlayan konuşmasında, bankacılık sistemini de ''biraz insaflı olmaya'' davet ederek, bankacılık sisteminin Türkiye'nin yatırım ortamına girdiği bir dönemde girişimcinin, küçük ve orta boy sanayi işletmelerinin ve yatırımcının finansman ihtiyacının en iyi şekilde desteklemesi gerektiğini söyledi.

''İşlem maliyetlerini yüksek tutarak, vatandaşın cebindekilere göz dikerek bankacılık sistemi iyi bir noktaya gelemez'' diyen Çağlayan, bankacılık sisteminin karında gözünün olmadığını, bankacılık sisteminin kar marjlarını gözden geçirerek ulusal ve uluslararası yatırımcıların finansmanına destek vermesinin son derece önemli olduğunu vurguladı.

''Olmayan bir iletişim masrafının alınmasını ben doğru bulmuyorum'' ifadesini kullanan Çağlayan, bankacılık sisteminin Türkiye'nin büyümesinin önünde bir engel olmaması gerektiğini, sadece Merkez Bankası'na değil, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na da bu konuda önemli görev düştüğünü bildirdi.

Çağlayan, Bakanlık olarak 2035 ve 2050 stratejisi ile ilgili önemli iki çalışmayı sürdürdüklerini belirterek, belli bir aşamaya geldiğinde kamu oyuyla paylaşacaklarını bildirdi.

Bakan Çağlayan, ''Yolda başka ÖTV ve KDV artışı var mı-'' sorusuna ilişkin de ''bu konuda çok net bir bilgiye sahip olmadığı'' cevabını verdi.

-Avustralya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler-

Bakan çağlayan, Avustralya ile Türkiye arasındaki ticaret rakamlarını da değerlendirerek, iki ülkenin toplam dış ticaret hacminin 890 milyar dolar olduğunu ifade etti.

İkili ticarete bakıldığında ise iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1,2 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Çağlayan, bunun son derece düşük olduğunu söyledi.

Çağlayan, 2001 yılında Türkiye'nin Avustralya'ya ihracatının 84 milyon dolar olduğunu, 2011 yılında bu rakamın 411 milyon dolara ulaştığını belirtti.

Avustralya'nın Türkiye'ye ihracatının ise 2001 yılında 211 milyon dolar olduğunu, 2011 yılı sonu itibariyle 747 milyon dolara ulaştığını kaydetti.

Çağlayan, Avustralya'ya ihracatta kara ulaşım araçları ile sebze ve meyvenin önemli yer tuttuğunu belirterek, beyaz eşya ağırlıklı ihracatın gerçekleştirildiğini ifade etti.

Avustralya'nın Türkiye'ye yaptığı ihracatta taş kömürü ve linyitin ağırlık gösterdiğini ifade eden Çağlayan, canlı hayvan, altın ve altın kaplama gümüş ihracatının da önemli kalemler olduğunu kaydetti.

Çağlayan, Avustralyalı firmaların Türkiye'ye yaptığı uluslararası doğrudan yatırımın sadece 166 milyon dolar mertebesinde olduğunu ifade ederek, Türk firmalarının da Avustralya'da çok önemli yatırımlarının olmadığını ancak Türklerin orada ticarette önemli oyuncular olduğunu dile getirdi.

Bakan Çağlayan, Avustralyalı bakan ile tarım ürünleri ve sanayi başta olmak üzere işbirliği ve ortak yatırım imkanlarını konuşacaklarını, madencilik alanında önemli görüşmeler yapacaklarını belirterek, 2013 yılı başında Avustralya'ya alım heyeti programları düzenleyeceklerinin altını çizdi.

Avustralya Ticaret ve Rekabetçilik Bakanı Dr. Craig Emerson da Türkiye'nin kendi içerisinde ekonomisinde mucizeler içeren bir ülke olduğunu ifade etti.

Emerson, Avustralya'nın Avrupalıların kurduğu bir ülke olduğuna ancak Asya kültürüne aşina olduklarına işaret ederek, Türkiye gibi Avustralya'nın da Asya ve Avrupa arasında bir geçiş sağladığını, bu yüzden iki ülkenin benzerlik gösterdiğini ve ülkelerin iyi bir sinerji oluşturabileceğini düşündüğünü söyledi.

Kaynak: AA