Doğu Akdeniz'de Fırtına Öncesi Sessizlik

Uzmanlar, Afrika Kıtası, Arap Levhası ve Anadolu Plakası`nın çarpışma merkezi konumundaki Doğu Akdeniz Bölgesi`nde yer alan Hatay ve Adana`nın her an büyük ve yıkıcı bir deprem riski altında bulunduğunu belirtti.

Doğu Akdeniz'de Fırtına Öncesi Sessizlik
  Hatay`da yeraltındaki sismik hareketleri ölçen istasyonlardan 3 yıldır sinyal alınamadığına ve faylarda büyük bir enerji birikimine yol açtığına dikkat çeken uzmanlar , yetkililerin bütün dikkatini bu şehre yoğunlaştırması gerektiğini belirtti . Adana`da ise ortalama 6 metre yükselen yer altı sularının olası bir depremde yıkımın boyutlarının katlanarak artmasına yol açacağı kaydediliyor

Akdeniz Bölgesi`ndeki yer altı hareketleriyle ilgili çalışmalar ve değerlendirmeler yapan Jeofizik Mühendisleri Odası ( JMO ) Adana Şube Başkanı Melih Baki , dünya tarihinin en yıkıcı depremlerinin yaşandığı , on binlerce insanın hayatını kaybettiği , birkaç kez yerle bir olarak tarihten silinen Hatay`ın her an büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya bulunduğu uyarısında bulundu . Doğu Akdeniz`in Afrika Kıtası , Arap Levhası ve Anadolu Plakası`nın çarpışma merkezi konumunda bulunduğuna dikkat çeken Baki , AfrikaKıtası`nın yılda 2 . 5 santimetre hareket ettiğini , buna bağlı olarak Toros Dağları`nın yılda 2 cm yükseldiğini kaydetti . Türkiye`deki bütün deprem aktarma hareketlerinin bu üç etmenin itmesi ile meydana geldiğini kaydeden Melih Baki , şöyle devam etti : " Türkiye`deki bütün deprem hareketlerinin ana nedeni Doğu Akdeniz Bölgesi`ndeki kıta ve plakaların itme etkileşimidir . Bu nedenle Hatay , tarih boyunca deprem afetlerinde en büyük yıkımları görmüş kentimizdir . Tarih boyunca onlarca defa silinmiş , yok olmuştur . Böylesine acı geçmişe sahip Hatay`da biz 3 yıl öncesine kadar normal yer altı hareketlerini izleyebiliyorduk . Ama son 3 yıldan bu yana Hatay`daki tektonik hareketlerde bir kilitlenme söz konusu . Maalesef sinyal alamıyoruz . Bu bizim en korktuğumuzdurumların başında geliyor . Faylarla ilgili kırık ilerleme hareketi geldi daha güçlü ve sert bir zemine dayandı . Ve onu kırmak için enerji biriktiriyor diye düşünüyoruz . " Tektonik veri akışının kilitlenmesinin önemli bir tehlikenin habercisi olduğunu vurgulayan Baki , " Hatay`daki bu kilitlenme önemle üzerinde durulması gereken bir durum . İlgili ve yetkili yerlerin dikkatinin tamamen buraya çevrilmesi lazım " dedi

Hatay`daki durumun hassasiyetini yetkililere ilettiklerini anlatan Baki , bazı hazırlıklar yapıldığını ifade ederek , " Buradaki olası depremin önceden kestirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor . Bu kapsamda yer altı su kuyularındaki değişiklikler , ısı değişimi , orantı farkı , doğal gerilim , manyetik alan , sıcak su çıkışları , gaz çıkışları gibi parametrelerin ölçümlemesi yapılacak . Böyle bir proje çalışması var " diye konuştu

YÜKSELEN YER ALTI SUYU ADANA`DA ZEMİNİ BOZDU JMO Şube Başkanı Melih Baki , Kozan-İmamoğlu arasındaki Tepecikören fayında da normal fay hareketlerinin 2-3 katı nispetinde büyük bir hareketlenme gözlemlediklerini ve sismik açıdan Adana`nın aktif bir dönem geçirdiğini söyledi . Adana`da içme suyu yer altından temin edilirken Çatalan projesi ile bu uygulamanın son bulduğunu hatırlatan Baki , geçen sürede yer altı sularının hızla yükselerek zeminin yapısını hızla bozduğunu vurguladı . Baki , şöyle devam etti : " Adana`daki durum deprem geçirmiş , Çatalan öncesi Adana ile depremden ve Çatalan`dan sonraki Adana olarak değerlendirebiliriz . Çünkü Çatalan içme suyu projesinden önce içme ve kullanma suyunu yer altından temin ediyordu . Günde 2-3 milyon metreküp su çekiliyordu . Seyhan ve Yüreğir`de özellikle 1 . kanaldan aşağı indiğimiz zaman bu bölgede yer altı su seviyeleri 7 ile 11 metre arasında idi . Çatalan`dan sonra kuyuların kapatılması , yer altı su seviyesini 2-4 metreye kadar yükseltti . Ayrıca mühendislik faciasıolarak yapılmış olan Regülatör köprü yüzünden yaşanan ters beslenme ile yer altı suları 1-2 metre daha yükseldi . Bu da kentteki riski kat kat arttırdı . Sıvılaşma ve erime yüzünden özellikleri değişen zemin artık eski zemin değil . Deprem anında bu gibi zeminlerde yıkım gücü kat kat fazla olacaktır . Çünkü gevşemiş , özelliğini kaybetmiştir . Depremin en çok yıkım yaptığı yerler buralar olacaktır . Kanal aşağısında güney Adana`da ovada bir deprem olduğunda bu binalar kağıt gibi yıkılır . " " ÇALIŞMA DA YOK , DANIŞMA DA " Valiliğin öncülüğünde binalarla ilgili bir envanter çalışması yapılması gerektiğinin altını çizen Baki , " Olası bir depremde bu yükselen su seviyesinin etkisi ne olabilir? Deprem anında nelerle karşılaşabiliriz , riskli binalar mühendislik açısından nasıl ıslah edilebilir? Bunun mutlaka yapılması , gözden geçirilmesi ve ortaya çıkarılması lazım " diye konuştu

Bugüne kadar Adana`da böyle bir çalışma yapıldığına dair kendilerine ne bir bilgi ulaştığını ne de kendilerine bir talep gelmediğini belirten Baki , çok katlı bodrumlu yapıların , özellikle daha önce yapılmış turistik oteller , hastaneler ve ticaret merkezlerinin büyük risk altında olduğuna dikkat çekti . Baki , " Olabilecek bir depremdeki can kaybını aklımıza bile getirmek istemiyorum . 1998 yılında yaşadığımız 6 . 2 büyüklüğündeki Adana depremi , ters fay olmasına , şehirden 56 km uzakta olmasına rağmen dünyadaen büyük hasar yaratan deprem olarak tarihe geçmiştir . O zaman yer altı su seviyesi bu kadar yüksek değilken üstelik . O yüzden kaybedecek zamanımız yok . Bir an önce bir çalışma yapılması gerekiyor " şeklinde konuştu

Kaynak: İHA