Kktc Cumhurbaşkanı Eroğlu: 'denktaş Son Nefesine Dek Egemenlikten Asla Vazgeçmedi'
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş`ın, Rumların emellerini iyi tahlil ettiği için son nefesine dek egemenlikten, devletten, Türkiye`nin güvencesinden ve Kıbrıs`la bağlantısından asla vazgeçmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı`nda yapılan törende konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Kurucu cumhurbaşkanımız, ebedi önderimiz sen müsterih ol! Kimse beni ve halkımızı devlet olgusundan asla geriletemeyecektir. Hiç bir baskı, hiç bir vaat beni ve Kıbrıs Türk halkını iki kesimliliği, iki halk olgusunu, Türkiye`nin etkin ve fiili garantisinin devamını savunmaktan alıkoyamayacaktır" ifadelerini kullandı.
Dünyada pek az liderin Denktaş kadar sevildiğini ve halkının saygısını gördüğüne işaret eden Eroğlu, "Denktaş`ı, Denktaş yapan, onun Anavatan Türkiye`nin Kıbrıs meselesinin içine çekilmesi için gösterdiği gayretlerdir. TMT`nin kurulması ve Kıbrıs Türkleri arasında doğabilecek muhtemel liderlik kavgaları nedeniyle TMT`nin başına Anavatan Türkiye`den bir komutan getirilmesi konusunda ısrar etmesidir. 1963`te Makarios`un Anayasal değişiklikler oyununa gelmemesi, halkı uyandırması ve direnişe geçirmesidir.1968 yılında başlayan toplumlararası görüşmeler sürecinde dik durmasıdır. 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi sonrasında Türkiye`nin Ada`ya askeri müdahalesi için etkin çaba göstermesidir. Rum tarafının üniter devlet ısrarı karşısında 15 Kasım 1983`te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin ilan edilmesi için gösterdiği dirayetli duruşudur. Gözlerini yaşama kapadığı ana kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin varlığına ve devamına duyduğu inançtır" dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rauf Raif Denktaş gibi halkına, devletine çok büyük hizmetleri olan çok yönlü bir önder hakkında konuşmanın kolay olmadığını söyledi. Eroğlu, "Siyasi yaşamımda sayısız konuşma yaptım, nutuk attım ama bugün benim içinde çok hassas bir gün" dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak çalışma şerefine nail olduğunu kaydeden Eroğlu, siyasete girerken tek hedefinin Doktor Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş`ın ifade ettikleri gibi Anavatan Türkiye ile daima en sıcak ilişkiler içinde olan, Rum komşuları karşısında boynu eğik değil, başı dik, özgür, refah ve mutluluk içinde yaşayan bir Kıbrıs Türk Halkı noktasına gelmek olduğunu söyledi. Eroğlu, "Uzun yıllar bu kapıdan milletvekili, Bakan ve Başbakan olarak girdim vemerhum Cumhurbaşkanımızla ülkemiz, halkımız için pek çok konuyu ele aldık konuştuk. Sonra halkımız bizi bu göreve getirdi. Yine bu mekanda bir araya geldik ve tabiri caizse dertleştik, konuştuk, halkımız için ne yapılabileceği konularında görüş alış verişinde bulunduk. Şimdi onu ebediyete uğurlarken konuşmak içimi burkuyor" dedi.
1985 yılında hükümeti kurma görevi almak ve daha sonra hükümet listesini sunmak için Cumhurbaşkanlığı`na geldiğinde yaşadıklarını, konuştuklarını hala anımsadığını kaydeden Eroğlu, Başbakanlık görevine başladıktan kısa süre sonra köyleri dolaşmaya, halkla birebir temaslarını yoğunlaştırmaya başladığında Cumhurbaşkanı Denktaş`ın duyduğu memnuniyeti "Allah razı olsun sen bunu iyi anladın ve Başbakan olarak köyleri, kentleri dolaşıyorsun" sözleriyle dile getirdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyledevam etti: "1976`dan itibaren Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aktif görev aldım, onu destekledim. Sonra gün geldi partim karar aldı, kendisine rakip oldum, seçimi merhum liderimiz kazandı, ben kaybettim. 2005 seçimlerinde siyasetten çekildi ve aday olmam için beni aradı, arattırdı. 2010 seçimlerinde aday olmamı istedi, açıkça destekledi, destekletti." Denktaş ile ilişkilerinde hep saygı olduğunu kaydeden Eroğlu, "Biz onu hep bir baba gibi sevdik, saydık, inanıyorum o da bizi evladı gibi gördü, sevdi, siyasetçi olarak saygı gösterdi" dedi.
Eroğlu, Denktaş için öncelikli konunun dışa karşı sürdürülen Kıbrıs davası olduğunu söyledi. Denktaş`ın Girit olayından çok etkilendiğini ve Girit Türkleri`nin birlikte yaşadıkları Yunan komşuları tarafından kandırıldığını sürekli anlattığını kaydeden Eroğlu, "Dikkatli olunmaması halinde gevşer ve sağlam bir anlaşma yapmazsak gelecekte benzer bir tablo yaşayabileceğimizi anlatır dururdu. Bıkmazdı, usanmazdı. Benzer şeyleri defalarca anlatırdı. Buradaki temel hedefi tekrar etmek suretiyle istediklerinihalkın kafasına yerleştirmek idi" dedi.
Kimsenin Rauf Denktaş`ı uzlaşmaz, katı, Kıbrıs konusunun halledilememesinin başlıca sorumlusu olarak gösteremeyeceğini kaydeden Eroğlu, "Onun bir uzlaşma olsun diye 1985-1986 yıllarında, 1992-1993`te 2001-2002-2003`te gösterdiği gayretlerin ve makul sınırlar içinde gösterdiği esnekliğin şahidiyim. 1977-1979 doruk antlaşmalarını imzalayan Denktaş Rum`un niyetinin asla eşitlik temelinde bir antlaşma olmadığını gördüğü için halkına ve siyaset dünyamıza Cumhuriyet`in ilanı için önderlik yaptı" dedi.
Kaynak: İHA
Dünyada pek az liderin Denktaş kadar sevildiğini ve halkının saygısını gördüğüne işaret eden Eroğlu, "Denktaş`ı, Denktaş yapan, onun Anavatan Türkiye`nin Kıbrıs meselesinin içine çekilmesi için gösterdiği gayretlerdir. TMT`nin kurulması ve Kıbrıs Türkleri arasında doğabilecek muhtemel liderlik kavgaları nedeniyle TMT`nin başına Anavatan Türkiye`den bir komutan getirilmesi konusunda ısrar etmesidir. 1963`te Makarios`un Anayasal değişiklikler oyununa gelmemesi, halkı uyandırması ve direnişe geçirmesidir.1968 yılında başlayan toplumlararası görüşmeler sürecinde dik durmasıdır. 15 Temmuz 1974 Rum-Yunan darbesi sonrasında Türkiye`nin Ada`ya askeri müdahalesi için etkin çaba göstermesidir. Rum tarafının üniter devlet ısrarı karşısında 15 Kasım 1983`te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin ilan edilmesi için gösterdiği dirayetli duruşudur. Gözlerini yaşama kapadığı ana kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti`nin varlığına ve devamına duyduğu inançtır" dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rauf Raif Denktaş gibi halkına, devletine çok büyük hizmetleri olan çok yönlü bir önder hakkında konuşmanın kolay olmadığını söyledi. Eroğlu, "Siyasi yaşamımda sayısız konuşma yaptım, nutuk attım ama bugün benim içinde çok hassas bir gün" dedi.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Bakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak çalışma şerefine nail olduğunu kaydeden Eroğlu, siyasete girerken tek hedefinin Doktor Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş`ın ifade ettikleri gibi Anavatan Türkiye ile daima en sıcak ilişkiler içinde olan, Rum komşuları karşısında boynu eğik değil, başı dik, özgür, refah ve mutluluk içinde yaşayan bir Kıbrıs Türk Halkı noktasına gelmek olduğunu söyledi. Eroğlu, "Uzun yıllar bu kapıdan milletvekili, Bakan ve Başbakan olarak girdim vemerhum Cumhurbaşkanımızla ülkemiz, halkımız için pek çok konuyu ele aldık konuştuk. Sonra halkımız bizi bu göreve getirdi. Yine bu mekanda bir araya geldik ve tabiri caizse dertleştik, konuştuk, halkımız için ne yapılabileceği konularında görüş alış verişinde bulunduk. Şimdi onu ebediyete uğurlarken konuşmak içimi burkuyor" dedi.
1985 yılında hükümeti kurma görevi almak ve daha sonra hükümet listesini sunmak için Cumhurbaşkanlığı`na geldiğinde yaşadıklarını, konuştuklarını hala anımsadığını kaydeden Eroğlu, Başbakanlık görevine başladıktan kısa süre sonra köyleri dolaşmaya, halkla birebir temaslarını yoğunlaştırmaya başladığında Cumhurbaşkanı Denktaş`ın duyduğu memnuniyeti "Allah razı olsun sen bunu iyi anladın ve Başbakan olarak köyleri, kentleri dolaşıyorsun" sözleriyle dile getirdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyledevam etti: "1976`dan itibaren Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aktif görev aldım, onu destekledim. Sonra gün geldi partim karar aldı, kendisine rakip oldum, seçimi merhum liderimiz kazandı, ben kaybettim. 2005 seçimlerinde siyasetten çekildi ve aday olmam için beni aradı, arattırdı. 2010 seçimlerinde aday olmamı istedi, açıkça destekledi, destekletti." Denktaş ile ilişkilerinde hep saygı olduğunu kaydeden Eroğlu, "Biz onu hep bir baba gibi sevdik, saydık, inanıyorum o da bizi evladı gibi gördü, sevdi, siyasetçi olarak saygı gösterdi" dedi.
Eroğlu, Denktaş için öncelikli konunun dışa karşı sürdürülen Kıbrıs davası olduğunu söyledi. Denktaş`ın Girit olayından çok etkilendiğini ve Girit Türkleri`nin birlikte yaşadıkları Yunan komşuları tarafından kandırıldığını sürekli anlattığını kaydeden Eroğlu, "Dikkatli olunmaması halinde gevşer ve sağlam bir anlaşma yapmazsak gelecekte benzer bir tablo yaşayabileceğimizi anlatır dururdu. Bıkmazdı, usanmazdı. Benzer şeyleri defalarca anlatırdı. Buradaki temel hedefi tekrar etmek suretiyle istediklerinihalkın kafasına yerleştirmek idi" dedi.
Kimsenin Rauf Denktaş`ı uzlaşmaz, katı, Kıbrıs konusunun halledilememesinin başlıca sorumlusu olarak gösteremeyeceğini kaydeden Eroğlu, "Onun bir uzlaşma olsun diye 1985-1986 yıllarında, 1992-1993`te 2001-2002-2003`te gösterdiği gayretlerin ve makul sınırlar içinde gösterdiği esnekliğin şahidiyim. 1977-1979 doruk antlaşmalarını imzalayan Denktaş Rum`un niyetinin asla eşitlik temelinde bir antlaşma olmadığını gördüğü için halkına ve siyaset dünyamıza Cumhuriyet`in ilanı için önderlik yaptı" dedi.