Ahmet Reyiz Yılmaz, Bm'nin Mavi Marmara Raporunu Değerlendirdi

İsrail'de faaliyet gösteren Türk firması Yılmazlar Holding'in sahibi ve CEO'su Ahmet Reyiz Yılmaz, BM Mavi Marmara raporunu değerlendirdi.

Yılmaz, "Daha kötüsü de olabilirdi. Derin üzüntü ve tazminat olumlu bir adımdır" dedi.

Yazılı açıklama yapan Ahmet Reyiz Yılmaz, İsrail ve Türkiye'nin birbirlerinin vazgeçilmezi olduklarını söyledi. Yılmaz, "Türk hükümetinin tedbirsiz davranarak olaylara sebebiyet verdiği de raporda yer alabilirdi. Yardım için yola çıkılmadan önce geminin hareketi daha limanda iken engellenebilirdi. Hatta İsrail tarafından uyarıların yapıldığı süre içerisin de dahi bu gemi geri çevrilebilir veya diplomatik girişim başlatılabilirdi. Hükümetin bu vakanın önlenmesine yönelik olayın öncesinde tedbir alma adınahiçbir adım atmadığının altının çizilmemiş olması raporu Türkiye lehine dengelemiştir. Örnek olarak İran ve Yunanistan'ın bu tedbirleri almış oldukları gösterilebilirdi. Bizde alabilir ve Gazze ablukası için İsrail ile diplomatik yollardan çözüm arayışına gidilebilirdik. Böylece İsrail ve Türkiye arasındaki binlerce yıllık dostluğa bu gölge düşürülmemiş olurdu" ifadelerini kullandı.

İsrail'in güvenlik hassasiyetinin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi; "İsrail hükümetinden kendi ülkesinin güvenlik hassasiyetini yok saymasını beklemek son derece iyi niyetli bir beklentidir. Hükümet başından beri İsrail açısından karşılanması mümkün olmayan bir beklenti içerisine girerek kamuoyunu da bu beklentiye ortak etmiştir. Zorlama özür İsrail'in bölgedeki varlığını istemeyen unsurları cesaretlendireceğinin hesabı hiç yapılmamıştır. Bu zorlama özür talebinin İsrail açısından stratejik değeri olan bir talep ve beklenti olduğu görülmek istenmedi. Hükümetin bu konuyuİsrail açısından yeteri kadar değerlendirebildiği konusunda endişelerim var. Önyargılar sonuçları ağır olabilecek bir sürece doğru ilerlemektedir. İsrail vatandaşlarının yaşayacakları başka bir İsrail yok. Bunu önce biz anlarsak diğer Arap ülkeleri için de barışa giden yol daha kolay aşılır. Bölge ülkeleri barış ve huzurun önünde tek engelin İsrail varlığının olduğu yönündeki görüş alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekmektedir. Bu alışkanlığın değişmesinde Türkiye'nin inisiyatif alması gereken birsüreçten geçildiği unutulmamalıdır. Türkiye önemli bir aktör olarak İsrail'in içinde bulunduğu zor şartları göz ardı etmemelidir." "İsrail'e karşı Hamas ile paralel politika izlemek Türkiye'nin liderlik arayışına katkı sağlamaz" diyen Yılmaz, açıklamalarını şöyle tamamladı: "İran ve Suriye tam bir tehdit unsuru iken bu eksende gidenleri cesaretlendirecek adımlar bölgeye istikrar değil daha fazla sorun getirir. Hükümet İsrail konusunda daha alt perdeden konuşmalıdır. Birçok Arap ülkesinin Türkiye'yi örnek aldığı göz ardı edilmemelidir. Mısır'da ki tepkiler iyi bir örnektir. Bu kriz en kısa sürede bitirilmelidir. Yoksa İran ve Suriye konusu da çok daha karmaşık bir hal alacaktır."
Kaynak: İHA