Shakespeare eserleri

“Anonymous”ın ilk eleştirisi HABERTURK.COM'da! Kerem Akça, Roland Emmerich'in de katıldığı dünya prömiyerinde izledi…

Shakespeare eserleri
1625’te William Shakespeare eserlerinin kitap haline getirilmesiyle son bulan bir süreç. 16. yüzyıl İngiltere’sinde William adlı göstermelik bir yazarın, Earl dükü, Kraliçe Elizabeth’in metresi ve şair Edward De Vere tarafından yazılan metinleri ‘Shakespeare’ imzasıyla yayınladığı söylentisinin perdesel karşılığı. Kraliyet sisteminde Kraliçe Elizabeth’in dayatmasıyla meydana gelen göstermelik sanat ürünlerinin toplumu yönlendirmesini sorgulamak için yola çıkmış “Anonymous”. ‘Eğer Shakespeare gerçek bir sanatçı değil de kraliyet sisteminin dayatmalarıyla yürüyen bir piyon olsaydı ne olurdu?’ sorusunu almış merceğine. Ancak yönetmen Emmerich’in bu ilginç meseleye verdiği net cevap: ‘Böyle bir hikaye şaklabanlıktan başka bir şey değildir’. Zaten Hollywood’da muhafazakarlığı ile ün yapmış bir yönetmenden başka bir şey beklenebilir mi? 36. Toronto Film Festivali’nde Emmerich’in yanı sıra Rhys Ifans ile David Thewlis’in de katıldığı “Anonymous”ın dünya prömiyerindeydim. Meraklısına film 25 Kasım’da bizde de vizyona girecek.



Almanya’dan Hollywood’a transfer olsa da felaket filmi, uzaylı istilası filmi gibi ‘dışarıdan tehdit’ odaklı türlerin en muhafazakar ve geleneksel temsillerini sunmuş bir isim. Roland Emmerich hiç kuşkusuz blockbuster’larda böylesi alanlar akla gelince son 15 yılda adı yazılacak ilk kişi. Ancak burada yönetmen özüne dönüp Babelsberg stüdyolarına geçiş yapmış. Bunun da sebebi Shakespeare’in döneminde yaşananları, tarihi figürün çıkışını, gerçekliklerini, yediği sansürü ve sanatın siyasi dokunuşla beyinleri yıkaması meselesini ele almak istemesi imiş.



Halk ehlileşsin düzen bozulmasın



En azından ‘bunu yapmak istemiş’ diyebiliriz. Zira 10 yıldır ‘hayatımın projesi için uğraşıyorum’ cümlesini kuran Emmerich, belli ki gönlünde yer etmiş bir ürünle karşımıza çıkıyor burada. Bu açıdan da dönemin çok boyutlu diyarlarını dramatik ve görkemli bir şekilde halleden sahneler sunduğu şüphesiz “Anonymous”ın. Bu konuda fazlaca uğraşıp eski İngiltere’yi kavrayan helikopter çekimlerinden dahi bir tutam figüranlı sahne hediyesi var meraklısına.



Buraya kadar her şey normal. Karşımızda Shakespeare’in eserlerini Edward de Vere ismiyle ve ‘anonim’ adıyla kurgulayan biri var. Onun kaynağında da Kraliçe Elizabeth’in emirleri yatıyor: ‘Şunun için şöyle yaz, aman halk yanlış anlamasın ehlileşsin, sonra fazla akıllanıp bizi devirebilir’ gibisinden görüşlerle yürüyen Vanessa Redgrave’in otorite temsilini izliyoruz.



Filme göre hepsi bir şaklabanlık



Rhys Ifans’ın da şair işlevini hissettirmeden ‘lordluk’ ile bir güç ve iktidar gösterisi sunduğu şüphesiz. Onun altında ‘William Shakespeare’ adı ile eserler veren adamın ise aslen soyadı daha farklı. Rafe Spall’ın can verdiği bu şapşal görünümlü, tecrübesiz ve yapma William karakterinin yanına Redgrave’in alaycı ve sürekli gülümseyen kraliçe tiplemesi eşlik etmiş adeta.



Zira Emmerich hikayeyi yönlendirirken; ‘Anonymous’ adlı meselenin yani Shakespeare’in eserlerini kraliçenin adamının yazdırdığı gerçeğinin, sansürün, dayatmacı kraliyet sisteminin ve daha nice yozlaşmanın önünü kesme hedefini koymuş. Çünkü bunların hepsinin bir ‘şaklabanlık’ ya da tabiri caizse ‘saçmalık’ olduğu gerçeği üzerine bir film karşımızdaki.



Günümüzle kurduğu bağ köprü değil muhafazakar aklama!



‘Bunu da nasıl yapmış?’ diye soracak olduğumuzda günümüzde açılan filmde Derek Jacobi’nin yukarıdan ‘Tanrı’nın ya da ‘Emmerich’in gözünden çekilmiş haline odaklanmak yeterli. Karakterin girdiği Anonymous’ın gösterildiği tiyatroya odaklanan jenerik, bir şeyleri anlatıyor. Bir bakıma devamında bu yapay ve gerçek olmadığı belli olan durumdan beslenilmiş. Sonrasında geçiş açısından teknik olarak bir sıkıntı yok kabul edelim. Ancak Emmerich’in, bu meselenin içinde Jacobi’nin gerçek hayattan yaşanların bir ‘temsil’i olarak konumlandırdığı kesin.



Böylece ‘aman kraliyet ailesine dil uzatmayalım’ tutuculuğuyla bu sefer de o zamanın hakim İngiltere’sini aklamış! ABD’yle sınırlı kalmak ve ötekileri dışlamak yetmemiş gibi bunu da yapması pes dedirtiriyor ama şaşırtmıyor işin doğrusu. Bu doğrultuda 130 dakikalık filmi ‘ille de görkem’ diye kurgulanan sahnelerden oluşturan yönetmen, ilginçtir böylesi filmlerin ‘dramatik altyapı’ ve ‘oyunculuk gücü’ gibi gerçeklerine odaklanmamış.



Destansı kılıklı bir tarihi-dram



Hikayenin altını boşaltıp özündeki yozlaşma eleştirisiyle kalan yönetmenin, meselenin inanmadığı ‘gerçekliğinin sorgulanması’nı istemiş adeta. Bu durum da bir uyumsuzluk getirirken ‘2012 gibi çekilen tarihi-dram’ ya da ‘destansı kılıklı hakiki hikaye’ tanımlarını çıkarmış karşımıza. Bunun oyuncularla desteklenmesi derken Ifans dışındakilerin alaycı ve gülmekten kendilerini zor tutar halleri şaşırtıcı değil. Vanessa Redgrave’in en ciddi olması gereken kraliçe figürü de bu ‘piyon’ olma durumuna destek çıkmış.



Emmerich, belki son derece keskin, iddialı ve araştırmacı bir hikayeyi izliyor. Ancak bu cümle proje aşamasındaki çekiciliğini söylemsel bir cesaretle taçlandıramamış. Shakespeareyen diyaloglarla konuşmayan karakterler de bunun bir kanıdı aslında. Tüm bunlar “Anonymous”un bütün o görkemine, kalitesine ve 2.35:1 oranındaki görüntülerine karşın çok fazla akılda kalmamasını sağlayacaktır. Yönetmenin Shakespeare’in kimliğini ‘şapsal’ olarak çizerek ne yapmak istediğini ise tahmin etmek zor değil!



Künye:



Anonymous

Yönetmen: Roland Emmerich

Oyuncular: Ryhs Ifans, David Thewlis, Vanessa Redgrave, Rafe Spall, Joely Richardson, Xavier Samuel, Derek Jacobi

Süre: 130 dk.

Yapım Yılı: 2011