Bakan Yıldırım: Konuştuğumuz Zaman Yargıya Müdahale Oluyor

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, tutuklu gazetecilerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Bunun bir hükme dönüşmemesi, hepimizin vicdanını yaralıyor.

Bakan Yıldırım: Konuştuğumuz Zaman Yargıya Müdahale Oluyor
Konuştuğumuz zaman yargıya müdahale oluyor, konuşmadığmızda da, ‘Neredesiniz?’ deniyor. Yargının kendi işini çözmesi lazım.” dedi.

Bakan Yıldırım, gazeteciler cemiyeti başkanlarının 35. Başkanlar Konseyi Toplantısı`na katıldı. İzmir`deki Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen toplantıda Vali Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ile çeşitli illerden gelen cemiyet başkanları da hazır bulundu. Burada konuşan Sertel, demokrasinin güçlenmesinin yerel basının güçlenmesinden geçtiğini söyledi. Gazetecilerin yıprandığını belirterek, “Gazeteciler yıpranmıyor gibi görünüyor, oysa siyasiler evine gidip dinlenirken bile onlar siyasileri bekliyor. Olaylar başladığında polisin arkasına geçse karşı taraftan gelen taşlara, karşı tarafa geçse biber gazına maruz kalıyor. Bir de gazetecilerin yasal sıkıntıları var, 10 bine yakın basın davası sürmektedir. Yine acı olan, gazeteciler tutukludur. Gazeteciler yargılanmasın ve ayrıcalık sağlansın demiyoruz, diyemeyiz. Uzun süren tutukluluklar hem gazeteciyi hem ailesini hem de okuyanları cezalandırıyor. Hele onların içinde Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal gibi milletvekili seçilmiş insanların olması, Meclis`te eksiklik olarak görülmektedir.” şeklinde konuştu.

Bakan Yıldırım ise, eskiden kendilerini sadece basın işkolunda çalışanların takip ettiğini, şimdi ise elinde cep telefonu olan bir kişinin hem muhabir hem televizyonculuk yapabildiğini vurgulayarak, ``3G çıktı, mertlik bozuldu.`` dedi. Yıldırım, internet sayesinde basının çok çeşitlendiğini, basın aracılığıyla ülkedeki yönetimi dizayn etme, yönlendirme ve biçimlendirme gibi bir görevin işlemediğinin görüldüğünü anlattı.
TGF Genel Başkanı Sertel`in, tutuklu gazetecileri gündeme getirmesine de değinen Binali Yıldırım, şunları söyledi: ``Tutukluluk konusunda ister gazeteci ister sade vatandaş olsun bunun bir hükme dönüşmemesi hepimizin vicdanını kanatıyor ama durumumuzu anlayın lütfen. Konuştuğum zaman `Yargıya müdahale, konuşmadığım zaman `Neredesin?` deniyor. Biz de şaşırdık kaldık. Yargının kendi işini çözmesi lazım. Bize, `10 bin savcı alın, 10 bin hakim alın, şu kadar bina verin` desinler, halledelim. Görevimiz bu ama `Hâlâ dosyayı bitirmedin` dediğin zaman yargıya müdahale gibi algılanıyor. Yargı mensubları icracılar gibi değil, onlar için zaman mefhumu yok. Ben ise mahkemenin istediği bilgiyi bir ay içinde vermezsem suç işlemiş oluyorum. O dosyaya bakan hakimin, 60 günde görüş vermesi lazım fakat İzmir Limanı için 2,5 yılda karar alınamadı ve büyük zarara uğradı ülke. Burada bir dengesizlik var, düzeltilmesi lazım. Kamu adına iş yapan herkesin, doğan sonuçlarda mutlaka ve mutlaka sorumluluğu olması lazım. Biz birlikte Türkiye`yiz; Gazeteci de lazım, siyasetçi de lazım, mahkeme de lazım.``
İletişimde Türkiye`nin çok önemli mesafe aldığını da ifade eden Ulaştırma Bakanı, ``Türkiye`yi Afrika seviyesinden aldık, Avrupa`nın ilk beşi arasına girdik. İnternet Avrupa`da yüzde 800 büyürken Türkiye`de yüzde 7 bin 780 büyümüş. Bugün 11,5 milyon hanede geniş bant internet var. Kullanıcı sayısı 43 milyona ulaşmış.`` dedi.

İzmir`in EXPO 2020 adaylığını da değerlendiren Bakan Binali Yıldırım, bunun önemli bir gündem maddesi olduğunu, şehirde çok ciddi bir beklenti bulunduğunu, EXPO`nun İzmir`de yapılması için yerel yönetimin, sivil toplum kuruluşlarının ve milletvekillerinin çalıştığını söyledi: ``İnşallah EXPO`yu İzmir`e kazandıracağız. Aslında bu, tek başına İzmir`in konusu değil. Türkiye`nin de bu anlamda gücünü, böyle organizasyonları yapabilme kabiliyetini de arttıran bir sonuç olacak.``
Bakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ülkenin geleceği için söyleyecek sözü olan varsa bıraksınlar silahı, kavgayı, oturalım konuşalım. Eksikliklerimizi de konuşalım, hatalarımızı da konuşalım. Bunları düzeltmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapalım. Masum insanları öldürmenin, yiğit Mehmetleri şehit etmenin bu ülkeye getireceği hiçbir şey yok. Iğdır`a, Hakkari Yüksekova`ya, Şırnak`a, Bingöl`e havaalanı yapıyoruz, yaptırmıyorlar. Makineleri yakıyorlar, adamları kaçırıyorlar. Bu bile düşünülmesi gereken bir konu.``