İnternet Andıcı Davasında Tuğamiral Sevim Tutuklandı
İnternet andıcı davasında hakkında yakalama emri çıkarılan Tuğamiral Alaettin Sevim tutuklandı.
İnternet andıcı adlı belgenin altında imzası olmadığını savunan Sevim, “İrtica ile mücadele eylem planını yönlendirdiğim ve taslağı hazırladığım söyleniyor. Bu belgeyi hazırladığı iddia edilen Dursun Çiçek’le hiçbir şekilde görüşmem yoktur, ne telefon, ne mail, ne de yüz yüze.” dedi. Sevim ile birlikte dava kapsamında yakalama çıkan 14 sanıktan 9’u tutuklandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkında yakalama çıkardığı Tuğamiral Alaettin Sevim askeriyeye ait sivil araçla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Hakim karşısına çıkan Sevim’in ilk olarak kimlik tespiti yapıldı. Sevim, mesleğiyle ilgili olarak “Tuğamiral olarak görevliydim ancak YAŞ kararıyla 30 Ağustos’ta emekliye sevk edildim. Şu an görevsizim.” dedi.
Mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese, yakalama emrini ve hakkındaki suçlamaları Sevim’in yüzüne okudu. Yakalama emrine karşı diyecekleri sorulan Sevim, suçlamaları kabul etmedi. Herhangi bir şekilde bu faaliyetlerin içinde bulunmadığını savunan Sevim, “Şahsıma, suça konu eylemlerle ilgili talimat ve emir verilmedi. Ben de kimseye talimat ve emir vermedim.” dedi.
İnternet andıcı adlı belgeyi internetten indirdiğini ve belgenin altında imzası ve parafı olmadığını söyleyen Sevim, “Andıcta belirtilen emir komuta zinciri içinde yer almıyorum. İddianamede yerleştirildiğim yer askeri hiyerarşiye hiç uygun değil. Çünkü ben iddianamedeki konumum itibariyle orgeneralleri, korgeneraller yönlendirir pozisyondayım.” diye konuştu.
İddianamede “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı yönlendirdiği şeklinde ifadelerin yer aldığını belirten Sevim, “Benden kıdemli şahısları yönlendirmem mümkün değil. Tuğamiralliğimin birinci senesinde bunu yapmam mümkün değil. İddianamede yer alan ‘kitleşim’ isimli belgenin hazırlandığı 2003 yılında ben yurtdışındaydım. 2002-2005 yıllarında Washington’da ateşe olarak görevliydim. İrtica ile mücadele eylem planını yönlendirdiğim ve taslağı hazırladığım söyleniyor. Bu belgeyi hazırladığı iddia edilen Dursun Çiçek’le hiçbir şekilde görüşmem yoktur. Ne telefon, ne mail, ne de yüz yüze. Ben arz ettiğim gibi hiçbir belgeyi hazırlamadım. Altlarında ne imza bloğum ne de imzam var. Suçlamaları kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı makamlarınızdan talep ediyorum.” şeklinde konuştu.
Sevim’in avukatı Hüseyin Ersöz, yakalama kararının kaldırılmasına dair dilekçe verdiklerini hatırlatarak ,“Aynı dilekçede müvekkilimin sağlık durumu nedeni ile yakalama kararının geri bırakılmasını da talep etmiştik. Ancak mahkemeniz yakalama kararını kaldırmayıp itirazımızı üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Fakat geri bırakma talebimizle ilgili bir karar vermedi. Mahkemenizin öncelikle bununla ilgili bir karar vermesini talep ediyorum.” dedi.
Sevim’le ilgili 2 belgeden bahsedildiğini anlatan Ersöz, “Birisi İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın benzeri olduğu iddia edilen proje isimli belge, diğeri de kitleşim isimli belge. Proje isimli belge üzerinde yaklaşık 1 yıl, kitleşim isimli belgede 5 yıl çalışılmış gözüküyor. Bu kadar uzun süre çalışılmış bir belgenin bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır.” diye konuştu. Avukat Ersöz, müvekkili hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını ve Sevim’in serbest bırakılmasını istedi.
Esas hakkındaki görüşü sorulan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, yakalama kararının geri bırakılması talebinin mahkemenin takdirinde olmak üzere reddine karar verilmesini istedi.
Savcı Pekgüzel, “Sevim’e yüklenilen suçu silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve buna bağlı olarak cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçlarını işlediğine dair iddianame ve eklerinde de gösterilen kuvvetli suç şüphesini doğuran somut olguların bulunması nedeniyle tutuklanmasına karar verilmesi talep olunur.” dedi.
Savcının görüşünden sonra duruşmaya ara veren mahkeme, aranın ardından kararları açıkladı. Kararda, “Dosyadaki mevcut delil durumu, sanığa atılı Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlarının vasıf ve mahiyeti, dosya içeriği, Alaettin Sevim’e isnat edilen suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin olması, delilleri gizleme veya değiştirme hususlarında da kuvvetli şüphenin bulunması, adli kontrol uygulamasının yeterli olmayacağı, atılı suçların CMK’nın 100/3 maddesinde sayılan tutuklamayı gerektirebilecek suçlardan olması dikkate alınarak Sevim’in tutuklanmasına” denildi.
Mahkeme ayrıca, Avukat Ersöz’ün yakalama emrinin geri bırakılması talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığını belirtti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkında yakalama çıkardığı Tuğamiral Alaettin Sevim askeriyeye ait sivil araçla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Hakim karşısına çıkan Sevim’in ilk olarak kimlik tespiti yapıldı. Sevim, mesleğiyle ilgili olarak “Tuğamiral olarak görevliydim ancak YAŞ kararıyla 30 Ağustos’ta emekliye sevk edildim. Şu an görevsizim.” dedi.
Mahkeme başkanı Hasan Hüseyin Özese, yakalama emrini ve hakkındaki suçlamaları Sevim’in yüzüne okudu. Yakalama emrine karşı diyecekleri sorulan Sevim, suçlamaları kabul etmedi. Herhangi bir şekilde bu faaliyetlerin içinde bulunmadığını savunan Sevim, “Şahsıma, suça konu eylemlerle ilgili talimat ve emir verilmedi. Ben de kimseye talimat ve emir vermedim.” dedi.
İnternet andıcı adlı belgeyi internetten indirdiğini ve belgenin altında imzası ve parafı olmadığını söyleyen Sevim, “Andıcta belirtilen emir komuta zinciri içinde yer almıyorum. İddianamede yerleştirildiğim yer askeri hiyerarşiye hiç uygun değil. Çünkü ben iddianamedeki konumum itibariyle orgeneralleri, korgeneraller yönlendirir pozisyondayım.” diye konuştu.
İddianamede “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nı yönlendirdiği şeklinde ifadelerin yer aldığını belirten Sevim, “Benden kıdemli şahısları yönlendirmem mümkün değil. Tuğamiralliğimin birinci senesinde bunu yapmam mümkün değil. İddianamede yer alan ‘kitleşim’ isimli belgenin hazırlandığı 2003 yılında ben yurtdışındaydım. 2002-2005 yıllarında Washington’da ateşe olarak görevliydim. İrtica ile mücadele eylem planını yönlendirdiğim ve taslağı hazırladığım söyleniyor. Bu belgeyi hazırladığı iddia edilen Dursun Çiçek’le hiçbir şekilde görüşmem yoktur. Ne telefon, ne mail, ne de yüz yüze. Ben arz ettiğim gibi hiçbir belgeyi hazırlamadım. Altlarında ne imza bloğum ne de imzam var. Suçlamaları kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı makamlarınızdan talep ediyorum.” şeklinde konuştu.
Sevim’in avukatı Hüseyin Ersöz, yakalama kararının kaldırılmasına dair dilekçe verdiklerini hatırlatarak ,“Aynı dilekçede müvekkilimin sağlık durumu nedeni ile yakalama kararının geri bırakılmasını da talep etmiştik. Ancak mahkemeniz yakalama kararını kaldırmayıp itirazımızı üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Fakat geri bırakma talebimizle ilgili bir karar vermedi. Mahkemenizin öncelikle bununla ilgili bir karar vermesini talep ediyorum.” dedi.
Sevim’le ilgili 2 belgeden bahsedildiğini anlatan Ersöz, “Birisi İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın benzeri olduğu iddia edilen proje isimli belge, diğeri de kitleşim isimli belge. Proje isimli belge üzerinde yaklaşık 1 yıl, kitleşim isimli belgede 5 yıl çalışılmış gözüküyor. Bu kadar uzun süre çalışılmış bir belgenin bulunması hayatın olağan akışına aykırıdır.” diye konuştu. Avukat Ersöz, müvekkili hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını ve Sevim’in serbest bırakılmasını istedi.
Esas hakkındaki görüşü sorulan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, yakalama kararının geri bırakılması talebinin mahkemenin takdirinde olmak üzere reddine karar verilmesini istedi.
Savcı Pekgüzel, “Sevim’e yüklenilen suçu silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve buna bağlı olarak cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek suçlarını işlediğine dair iddianame ve eklerinde de gösterilen kuvvetli suç şüphesini doğuran somut olguların bulunması nedeniyle tutuklanmasına karar verilmesi talep olunur.” dedi.
Savcının görüşünden sonra duruşmaya ara veren mahkeme, aranın ardından kararları açıkladı. Kararda, “Dosyadaki mevcut delil durumu, sanığa atılı Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlarının vasıf ve mahiyeti, dosya içeriği, Alaettin Sevim’e isnat edilen suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe sebeplerinin olması, delilleri gizleme veya değiştirme hususlarında da kuvvetli şüphenin bulunması, adli kontrol uygulamasının yeterli olmayacağı, atılı suçların CMK’nın 100/3 maddesinde sayılan tutuklamayı gerektirebilecek suçlardan olması dikkate alınarak Sevim’in tutuklanmasına” denildi.
Mahkeme ayrıca, Avukat Ersöz’ün yakalama emrinin geri bırakılması talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığını belirtti.