Dadaab kampı çocuk mezarlarıyla doldu
Afrika'da binlerce insanı göçe zorlayan kıtlık, en fazla çocukları etkiyor. 1.2 milyon çocuğu etkileyen kıtlık, 4 ayda 5 yaşın altında 30 binden fazla çocuğun hayatını kaybetmesine neden oldu.

Dadab kampının sağ ve solunda oluşturulan mezarların ölen çocuklarla dolduğunu vurgulayan Dr. Soner, "Her gün çocuk mezarlıklarının önünden geçerken, çok sayıda yeni mezarın eklendiğini görüyoruz. Özellikle anneler ölen çocuklarını kendi elleriyle buraya gömüyor. Bu çok derin bir acı" dedi. Bölgedeki sağlık sorunlarının temel nedeninin temiz su ve yiyecek sıkıntısından kaynaklandığına işaret eden Dr. Soner, sağlıklı yiyeceğe ulaşılması halinde çocucuk ölümlerinde önemli gerileme yaşanabileceğini kaydetti.
ÖLÜM ÇOCUKLARI YAKALIYOR
Kuraklığın en çok hissedildiği Somali'nin güneyinden kaçarak Kenya sınırındaki kamplara sığınan yüz binlerce insan, açlık nedeniyle ölümle burun buruna yaşıyor. Bölgedeki salgın hastalıklar en çok çocukları tehdit ederken ölen çocuk sayısı da artıyor. Uluslararası Doktorlar Birliği, her gün yüzlerce hasta çocuğu muayene ederek yeniden hayata tutunmalarını sağlamaya çalışıyor. Soner Somali'deki izlenimlerini şöyle anlattı. "Geldiğimizden bu yana, kamplara son gelen insanları muayene ediyoruz. Ağırlıklı olarak çocuklarla ilgileniyoruz. Çocuklar yüzlerce kilometre süren yolculuk sırasında açlık ve susuzluğun da etkisiyle bitkin. Sağlıklı bebek hiç yok. Dengesiz ve yetersiz beslenme, temiz suya ulaşamama nedeniyle çocukların bağışıklık sistemi de etkilenmiş. Hepsi çok acı çekiyor."
Anneler çocuklarını gömüyor
Ölüm yolculuğu sırasında pek çok anne çocuğunu kamplara ulaşamadan yolda ağır şartlar nedeniyle kaybediyor. Henüz yürüyemeyen çocuklar, annelerinin sırtında, yürüyebilenler ise 2 yaşında da olsa bu zor yolculuğu kendi başına bitirmeye çalışıyor. Düşe kalka kamplara ulaşabilen çocukların ise hepsi şanslı olamıyor. Çünkü aç susuz yüzlerce kilometre gelen çocukların durumu çok ağır. Kamplardaki sağlık desteğine rağmen onlarca çocuk için artık çok geç oluyor. Çocuklarını yaşatmak için tek başına herşeye göğüs gelerek kamplara gelmeyi başaran anneler, buna karşın her gün biraz daha eriyen evlatları için göz yaşı döküyor. Canlarından bir parçayı yitiren anneleri bu kez daha acı bir görev bekliyor... Defin işlemi... Anneler, mücadeleyi kaybeden çocuklarını, kendi elleriyle kazdıkları mezarlara gömüyor.
