Hipertansiyon Ölümcül Sonuçlar Doğurabilir

Kars İl Sağlık Müdürü Dr.

Halk arasında tansiyon yükselmesi ya da tansiyon hastalığı olarak bilinen hipertansiyonun, kan basıncının normal kabul edilen değerlerden yüksek olması durumu olduğunu belirten Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Sevinç, "Normalde kan basıncı uyku esnasında düşük, sinirli ya da heyecanlıyken yüksektir. Fakat istirahat halindeki normal bir yetişkinde kan basıncı 120/80 mmHg (milimetre civa)‘dır. Ancak kan basıncı devamlı surette 140/90 mm Hg üzerinde seyrediyorsa işte o zaman hipertansiyondan bahsedebiliriz"

şeklinde konuştu.

"HİPERTANSİYON, SİNSİ ANCAK TANI VE TEDAVİSİ KOLAY BİR HASTALIKTIR"

Hipertansiyonun son derece sinsi bir hastalık olduğunu ve yıllarca belirti vermeden hastaya zarar verebildiğini kaydeden Kars İl Sağlık Müdürü, şunları söyledi:

"Hipertansiyonu olan hastalar yıllarca bunu fark etmeden yaşamlarını sürdürebilirler. Mesela bu hastalık bazı insanlarda hiç belirti vermez. Hatta bu insanlar ciddi şekilde risk altında olmalarına, hastalıktan zarar görmelerine rağmen bunu fark edemeyebilirler. Buna karşın bu derece büyük hayati önem taşıyan, organlara içten içe zarar veren bu tehlikeli ve yaygın hastalığı ortaya çıkarmak son derece kolaydır".

"BELİRTİLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN"

Hipertansiyona maruz kalma sıklığının yaşla orantılı olarak artış gösterdiğini bildiren Dr. Fahri Sevinç, hipertansiyon vakalarının küçük bir bölümünde ilk zamanlar bazı belirtilerin ortaya çıktığını ancak belirgin olanların hastalık ilerledikten sonra kendini gösterdiğini dile getirdi ve şunları ekledi:

"Ense kökünde zonklayıcı şekilde baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması, bulanık görme, gözlerde kararma ve fazla idrara çıkma gibi belirtiler kesinlikle göz ardı edilmemeli ve hipertansiyon yönünden mutlaka araştırılmalıdır".

"YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİREREK KENDİNİZİ KORUYABİLİRSİNİZ"

Hipertansiyonun sebebi büyük oranda bilinmese de, hastalığın gelişimini kolaylaştıran bazı faktörlerin olduğunu ve bunlardan mutlak surette uzak durulması gerektiğini hatırlatan Dr. Sevinç, bu faktörler hakkında şunları söyledi:

"Kalıtım yani ailesel yatkınlık hipertansiyonun gelişmesine etki eden kaçınılmaz bir faktördür. Bunun haricinde yaş ve cinsiyet de etkilidir. Mesela erkeklerde hipertansiyona daha sık rastlıyoruz ancak bayanlara baktığımızda menopoz sonrası hipertansiyonu daha yoğun görüyoruz. Bu tip müdahale edemeyeceğimiz faktörlere karşın birebir kontrol altında tutabileceğimiz faktörler de var. Bu noktada yine karşımıza sigara, alkol, fazla tuz tüketimi, stres ve hareketsiz yaşam karşımıza çıkıyor. Sigara ve alkolü

bırakarak, tuz tüketimini kısıtlayarak, stresten uzak durarak, eğer uzak duramıyorsak da stresi kontrol yöntemlerini öğrenerek ve düzenli egzersizler yaparak hipertansiyonla mücadelede önemli bir yol kat edebilirsiniz. Kısacası hastalığın altında yatan başka bir sorun yoksa yaşam tarzımızı değiştirerek faydalı sonuçlar elde edebiliriz."

"HİPERTANSİYONLA YAŞAMAYI ÖĞRENMEK GEREKİYOR"

Bir kez teşhis konup tedaviye başlandığında artan kan basıncının düşürülebildiğini ve hipertansiyonun neden olduğu hastalık riskinin azaltılabildiğini hatırlatan Dr. Sevinç, şu hatırlatmalarda bulundu:

"Genellikle hipertansiyon hastaları hastalıklarını kolay kabul etmiyor ya da kabul etmeleri epey zaman alabiliyor. Bazen bünyelerinin kuvvetli olduğunu düşünerek tansiyonları normale düştüğünde ilacı kullanmayı bırakabiliyorlar. Fakat bu rahatsızlığın ciddiyetinin farkına varıp doktorlarının uygun gördüğü ilacı kullanmaları ve ömür boyu bu gerçekle yaşamayı öğrenmeleri gerekiyor. Önemli olan hastalığın ciddiyetini kabul etmek ve birey olarak yapılması gerekenleri yapmaktır. Ramazana sayılı günler kala

hipertansiyon hastalarına tavsiyem, meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenmeyi tercih etmeleri; kırmızı et ve tatlıdan uzak durmaları olacak."

Kaynak: İHA