Gençlik dönemimde İstanbul başkaydı

İstanbul'da doğan ve gençliğini bu şehirde geçiren Derya Alabora, "Gençken bu şehir daha başkaydı. Eğlence hayatı, gezmeler... Evde partiler yapardık, şimdi hayat dışarda geçiyor" dedi.

Gençlik dönemimde İstanbul başkaydı
Eski bir İstanbullu olan Derya Alabora, gençliğini İstanbul'da geçirmiş. O dönemi keyifle yaşadığını söyleyen ünlü oyuncu, "Gençken bu şehir daha başkaydı. Eğlence hayatı, gezmeler... Evde partiler yapardık, şimdi hayat dışarda geçiyor" diyor
İstanbul'da doğan ve gençliğini bu şehirde geçiren Derya Alabora, mahalle kültürüyle büyüdüğü için bu kültürü çok seviyor. Oyuncu olmasının getirdiği merak ve enerjiyle İstanbul'un yaşayan noktalarından beslenen Alabora, küçük mekanlarda vakit geçirmekten çok hoşlanıyor ve dostlarına ait yerleri tercih ediyor. İşte oyuncunun gözünden İstanbul...

SİTE KÜLTÜRÜNÜ SEVMEM


Ben galiba eski İstanbul'u seviyorum, pek çok insan gibi. Çok muhteşem bir şehir. Dünyada İstanbul gibi çok az şehir var. Galata, Boğaz, Beyoğlu'nun arka sokaklarında hâlâ bozulmadan kalan yerler, Anadolu ve Rumelihisarı tarafları, Kapalıçarşı...
İstanbul'da doğdum, ama çocukluğum ortaokula kadar Ankara'da geçti. Ortaokuldan sonra İstanbul'a taşındık.
Lise yıllarımı 80 döneminde yaşadım. Sokağa çıkma yasaklarını hatırlıyorum ama yine de biz bir şekilde çıkardık.
Mahallede büyüdüm ben, Bahçelievler'de oturuyorduk. Mahalle kültürü kalmadı artık. Heyecanlı ve henüz bilinçli olmadığımız zamanlardı. Tabii bir genç olarak İstanbul başka bir şeydi. Eğlence hayatı, gezmeler. O dönemi keyifli geçirdiğimi düşünüyorum.
Konservatuvardayken Ülkü (Duru) ile haftada birkaç kez sahaflara gider kitap alırdık. Kitaba dokunmak hoşumuza giderdi. Ama oğluma bakıyorum, o bir şey öğrenecekse internet üzerinden öğreniyor. Kitapla ilişkinin yok olması beni üzüyor.

İstanbul'da en çok trafik ve ulaşım sorunu beni rahatsız ediyor. Gençliğimizde evde toplanmak, partiler yapmak vardı. Şimdi ise dışarıda geçmeye başladı hayat.

Yeniköy hâlâ mahalle kültürünün olduğu bir yer. Artık site kültürü var, özellikle çocuğu olan aileler sitede yaşamayı tercih ediyor. Site mantığından nefret ettiğimi söyleyebilirim. Beni eski yapıların korunmaması da çok üzüyor.

Şehri yaşamayı seviyorum ama evim sessiz sakin bir yerde olsun isterim her zaman.

SUYUN ENERJİSİ BAŞKA

Boş günlerimde, Bebek'te birkaç arkadaşım var, onlarla Boğaz'da yürüyüş yaparız bazen.
Arkadaşlarım Güllü Aybar ve Aslı Altan ile Kandilli'de Suna Balıkçısı'na gitmeyi çok severiz.
Hâlâ kitapçı dolaşmayı severim. Beyoğlu'ndaki Robinson Kitabevi en sevdiğim kitapçıdır.
Motorla Boğaz'da dolaşmayı seviyorum. Suyun enerjisi çok başka bir şey... Sinemaya gitmeyi çok seviyorum, her ne kadar Emek ve Alkazar gibi sinemaların başına gelenler korkunç olsa da... Alışveriş merkezi de olsun ama eskileri yıkarak değil.
Ece'ye gitmeyi çok seviyorum. Samatya taraflarında çok güzel meyhaneler var. Asmalımescit'te Yakup eskiden küçük ve özel bir dükkandı, şimdi mekan olarak sevmesem de gidiyorum. Refik de o bölgedeki özel yerlerden biri. Benim için özel yerlerden biri Rejans'tı ama kapandı. (Touch İstanbul)

İYİ BİR YEMEK İÇİN HER YERE GİDEBİLİRİM

Kötü bir yemek yediğimde mutsuz olanlardanım. O yüzden iyi yemek için kilometrelerce uzağa bile gidebilirim. Kültürlere göre farklı yemekler var İstanbul'da. Ermeni mezeleri, Rum meyhaneleri, Osmanlı mutfağı...
Eğlenmek içinse Babylon, Beyoğlu Hayal Kahvesi'ni tercih ediyorum. Hayal Kahvesi Bistro da fena olmadı. Eskiden Kemancı vardı mesela. Benim zamanımda bir de Hydromel vardı, hâlâ var ama o zaman çok güzeldi.

DERYA ALABORA'NIN RENKLİ DOSTLARI
DEKORASYON İŞİNİ AYŞE'YE SORARIM
Ayşe Orberk ANTİKACI

Ayşe benim eski arkadaşım, neredeyse 20 yıllık. Daha önce emlakçılık yapıyordu ama dekorasyona çok meraklıydı. Dörtbeş yıl kadar önce de bu antika dükkanını açtı. Bazen arkadaşlarımızla dükkanda toplanıyoruz. O anda bir şey yaptıysa onu gösteriyor ve ben aklımda olmasa bile bir şey alabiliyorum. Mesela benim şişe merakım var. Eski damacanalar vardır, geçenlerde dükkanda gördüm, aldım. Bir de evde değişiklik yapmak istediğimde mutlaka ona sorarım.

BEBEK'İN EN ESKİ İKİ ESNAFINDAN BİRİ
Nuran Sivri TÜRKÜ KİTABEVİ

Nuran Sivri'nin kitapçısı benim için çok özel bir dükkandır. Yıllardır Bebek'te ve orada kalmış en eski iki esnaftan biridir Nuran Hanım. Diğeri de Bebek Badem Ezmecisi. Nuran Hanım, kendini bir nevi dinozor olarak tanımlar.Yani, bazı şeylerin kaybolmaması için inatla savaşır. Burası için de çok savaştı. Eskiyi çok sevdiğim için onun eskiyi koruma çabasını çok önemsiyorum.

EMEK KAHVE'DE RAHAT EDİYORUM
Osman Özbaşı EMEK KAHVE

Yeniköy'ü çok seviyorum, çünkü hâlâ burada bir köy hali var. Emek Kahve'nin de eskiliğini ve hâlâ bozulmamış oluşunu çok seviyorum. İstanbul'da deniz kenarında böyle yerler kalmadı. Sahibi Osman Bey, burası için yıllardır çok emek veriyor. Burasının dokusunu korumak için elinden geleni yapıyor. Oraya gidince rahat ediyorum. Kahve kültürü çok önemli ve o burayı hiç değiştirmedi. Evime de yakın olduğu için Emek Kahve'ye gidip saatlerce denize bakabilirim.

İŞİNİ KEYİFLE VE SEVEREK YAPIYOR
Ece Aksoy ECE

Bir kere Ece çok özel bir insan. Fizan'da bir şey var desen gider. Türkiye'de ne kadar pazar varsa bilir; sadece kendine değil, bize de getirir. İşini çok keyifle ve severek yapıyor. Mekanlar, sahipleriyle bir yere geliyor. Mekanı, onun dünya görüşünü yansıttığı için çok keyifli. Sevdiğim yemekleri; Rumeli böreği ve O Şey adlı işkembeyle yaptığı bir yemek.