Bm, Rum Kesimindeki Patlamanın Süreci Olumsuz Etkilemesinden Endişeli

Birleşmiş Milletler‘in, Rum Milli Muhafız Ordusu‘nun (RMMO) Mari-Zigi‘deki "Evangelos Florakis Deniz Üssü"nde 11 Temmuz Pazartesi günü meydana gelen patlamanın Kıbrıs meselesinin çözüm prosedürünü olumsuz etkilemesinden yoğun endişe duyduğu bildirildi.

Haftalık Kathimerini gazetesinin, "BM‘de Kıbrıs Sorununa Yan Etkilerden Endişeler. Hristofyas Downer‘a Cenevre‘de Uzlaşılanları Yeniden Teyit Etti" başlıklı haberine göre BM, Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerinin artık Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas‘ın gündeminin üst sıralarında olmadığı kanaatinde. Gazete, Hristofyas‘ın önceki gün görüştüğü Genel Sekreter‘in Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer‘a 7 Temmuz‘da Cenevre‘de gerçekleştirilen üçlü görüşmede varılan müzakerelerin yoğunlaştırılacağı

anlaşmasının geçerli olduğu teyidinde bulunduğunu yazdı. Liderlerin Cenevre görüşmesinden sonraki ilk görüşmesinin önümüzdeki salı günü gerçekleşeceğini de belirten gazete, haberinde şu detaylara yer verdi:

"BM yetkilileri ve diplomatik çevreler, Başkan Hristofyas‘ın 11 Temmuz trajedisinden sonra müzakerelere geri dönebileceğinden ve ‘verimli‘ olabileceğinden yoğun çekinceler belirtiyorlar. Kıbrıs sorununa müdahil tarafların ve diğer gözlemcilerin kaygısı iki nokta üzerinde odaklanıyor. Bunlardan birincisi Başkan Hristofyas‘ın Kıbrıs müzakerelerini gündeminin birinci sırasında tutup tutamayacağı; ikinci ve daha önemlisi de Başkan Hristofyas‘ın Kıbrıs sorununda başarılı şekilde müzakere edebilmek için halkın

gerekli olan asgari güvenine sahip olup olmadığıdır. Bütün bunlar da ekim ayında New York‘ta yapılacak bir sonraki üçlü görüşmeye kadarki zaman içerisinde müzakerelerin yoğunlaştırılması kararı ışığı altında oluyor. Başkan Hristofyas‘ın müzakereleri kesintisiz sürdüreceğine dair teyitlerine rağmen diplomatik çevreler ve BM yetkilileri Kathimerini‘ye yoğun kaygılarını dile getirdiler. Batılı bir diplomat, ‘Gerçekte, yaşanan trajediden sonra Kıbrıs sorunundaki müzakerelerin, Hristofyas‘ın gündeminin üst

sırasında olduğuna inanamıyor veya böyle olduğunu düşünemiyor‘ dedi. BM‘de aynı görüşte görünüyor.

Aynı diplomat, ‘şu anda Sayın Hristofyas için müzakereler, siyasi gündeminin 4‘üncü sırasında olmalı‘ dedi. Olaydan sonra öncelikli konuların sırası bu şekilde ortaya çıkıyor. Çünkü içteki durumun normalleştirilebilmesi, aynı şekilde ekonomi ve de olayın sorumlularının bulunup adalet önüne çıkartılması şu anda Hristofyas hükümetinin birinci öncelikleridir. Öncelikler arasında Bakanlar Kurulu‘nun ‘imajının düzeltilmesi‘ de birinci öncelikler arasında bulunuyor.

Siyasi ve diplomatik çevreler arasında dolaşan ikinci ve en kritik soru, Başkan Hristofyas‘ın çözüm planı sunma ihtimali de dahil olmak üzere Kıbrıs sorununu yönetmek için halkın gereken güvenine sahip olup olmadığıdır. Tarih; profili harap olmuş bir lider şöyle dursun, halkın güvenini en üst oranda elde etse bile bir Kıbrıslı Rum liderin başka siyasi güçler de yanında olmadan bir çözüm planı veya çözüm parametreleri lehine politika yapmasının imkansız olmasa bile çok olduğunu göstermiştir.

BM‘nin kafasında bunlar var, ancak bir çözüm planına varılsa bile Başkan Hristofyas‘ın bunu Kıbrıs Rum tarafına ‘satmakta‘ zorlanacağını peşinen bilmelerine rağmen müzakerelerin kesilmesi gereği doğduğu düşüncesinde değil. Aksine müzakerelerin Cenevre‘de kararlaştırıldığı gibi ekim ayına kadar yoğunlaştırılmış şekilde devam etmesi gerektiğini düşünüyor.

Alexander Downer, perşembe günü Başkan Hristofyas‘la 45 dakika süren bir görüşme yaptı. Görüşme sonrasında açıklama yapılmadı ancak edindiğimiz bilgilere göre Hristofyas, BM yetkilisine ‘müzakere planı üzerinde uzlaşılanlarda hiçbir değişiklik olmadığı, Kıbrıs müzakerelerine kesintisiz şekilde ilerlemeye hazır olduğunu ve prosedürün yoğunlaştırılması taahhüdünün geçerli olduğu‘ teyidinde bulundu.

Downer, yarın da Kıbrıslı Türk liderle görüşecek, 19 Temmuz Salı günü ise Cenevre üçlü görüşmesinin ardından yapılacak ilk liderler görüşmesi yer alacak. Şunu da belirtmekte yarar var; Kıbrıslı Türk lider Brüksel‘deydi ve çarşamba günü Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek ve Genişlemeden Sorumlu Komiser Stefan Füle ile görüştü."

Kaynak: İHA