Davutoğlu Kılıçdaroğlu'nun yeni iddiasına cevap verdi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmek adına bir bakanını İsrail'e gönderdi iddiasına cevap verdi. Davutoğlu, "Bende böyle bir bilgi yok. Mavi Marmara olduktan sonra bırakın bir bakanımızın İsrail'e gitmesini, hiçbir resmi heyetimiz gitmemiştir” dedi.
Beyaz Tv’de Ferda Yıldırım’ın hazırlayıp sunduğu Oy Pusulası’na katılan Davutoğlu “Basın fikir özgürlüğüne inanan bir insanım Basın özgürlüğü ve basın etiği arasında bir bağlantı olması önemli. Economist’te ki yazıyı okuyunca çok yadırgadım. Burada basın özgürlüğünü aşan, bir telkinde bulunma, pozisyon belirleme üslubu var. Bu yadırganmayacak bir şey değil. Daha önce Economist yapıyor denmesini çok doğru bulmuyorum.” dedi.
TELKİNDE BULUNUYORLAR
Economist dergisinin daha önce böylesine halka hitaben ‘şu partiye oy verin’ diye bir tutum olduğunu hatırlamadığını anımsatan Davutoğlu, önemli olanın eleştirilmek değil, bir ülkenin kaderi ile ilgili olarak, halkın karar aşamasında oluğu süreçte bir telkinde bulunmak olduğunu söyledi. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bunu biraz fazla kibirli bir tavır olarak ta görürüm ayrıca ve gizli bir oryantalizm içeriyor. Burada ki temel argüman şu…İki dönem kadar üçüncü dönem geliyor. Gittikçe otoriterleşme eğilimi olabilir. Peki mesela bir başka Avrupa ülkesinde iki dönem-üç dönem başarı ile tamamlamış bir lider üçüncü dönemde de halk desteğini bu kadar yaygın görmüş olsaydı, bu otoriteleşme olarak algılanır mıydı? Bu bir başarı hikayesi olarak algılanırdı. Burada ki kaygı şuysa eğer; ‘Ya bu Türkler çok demokrasi kültürünü özümsemiş değillerdir. Bir başbakan sürekli seçimi kazanıyorsa ve bir müddet sonra alışılır, alternatif düşünülemez hale geliyor’ diye düşünülüyorsa Türk halkına hakaret içeren bir uslüp. O bakımdan o yazıyı yadırgadım. Halk adına kimsenin böyle bir tavır içine girmemesi lazım.”
TAKINDIĞIMIZ TAVIR BELLİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İsrail’le ilişkileri düzeltmek görüştüğü iddialarına da yanıt veren Davutoğlu “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmek adına bir bakanını İsrail'e gönderdiği iddiasına" yönelik olarak, "Ben bu ülkenin dışişleri bakanıyım. Bende böyle bir bilgi yok. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu'nda böyle bir bilgi varsa onu bilemem. Bu dönemde İsrail'e gitmiş hiç bir bakanımız yoktur. Geçen sene büyükelçimize yapılan tutum sonrasında takındığımız belli bir pozisyon vardır. Daha sonra Mavi Marmara olduktan sonra bırakın bir bakanımızın İsrail'e gitmesi, hiçbir resmi heyetimiz gitmemiştir” dedi.
MUHALEFET HÜKÜMETİN YANINDA OLMALIYDI
Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz'da Brüksel'de İsrailli Bakan Ben Eliezer ile görüştüğünü kaydeden Davutoğlu, bu görüşmeyi de dışişleri bakanı olarak Türkiye'nin özür ve tazminat konusundaki kesin beklentilerini ifade etmek ve şartlarını dikte etmek üzere yaptığını belirtti.
Muhalefetin, milli konularda iktidarın yanında olmasını beklediklerini bildiren Davutoğlu “Bekleriz ki muhalefetimizden artık bir milli mesele haline dönüşmüş olan bu konuda hükümetimizin yanında olsun. Maalesef Sayın Kılıçdaroğlu'nun İsrail basınına verdiği bazı demeçler, Türk hükümetinin o dönem takip ettiği politikaya yönelttiği eleştiriler, İsrail'in elindeki argümanları güçlendirecek. Bu soruları İsrail de bize soruyor çünkü. İsrail de kendince ‘Türk hükümeti Mavi Marmara sivil toplum hareketi değildir. Türk hükümetinin desteği ile gitmiştir veya Türk hükümeti onay verdi’ şeklinde intiba vermek için. Bunu yapmak suretiyle İsrail kendisine yönelik bir tepkinin sivil tepki değil, siyasi tepki olduğunu göstermeye çalışıyor.” diye konuştu.
MUHALEFET ÖNCE HESAP SORSUN
Ana muhalefet partisine bu tür tutumların yakışmadığını kaydeden Bakan Davutoğlu “Milli bir mesele haline gelmiş bir konuda karşı tarafın elini güçlendirecek tarzda mesnetsiz sorular sorarak, sanki sorunun kaynağında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tutumu varmış gibi bir intiba vermek doğrusu Türkiye'de geçmiş yıllarda bile görülmeyen bir tutumdur ve bu ana muhalefet partimize yakışmıyor. Muhalefet partimizin önce 9 vatandaşımızı öldüren İsrail'den hesap sorması gerekir.” dedi.
BEYAZ GAZETE
TELKİNDE BULUNUYORLAR
Economist dergisinin daha önce böylesine halka hitaben ‘şu partiye oy verin’ diye bir tutum olduğunu hatırlamadığını anımsatan Davutoğlu, önemli olanın eleştirilmek değil, bir ülkenin kaderi ile ilgili olarak, halkın karar aşamasında oluğu süreçte bir telkinde bulunmak olduğunu söyledi. Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bunu biraz fazla kibirli bir tavır olarak ta görürüm ayrıca ve gizli bir oryantalizm içeriyor. Burada ki temel argüman şu…İki dönem kadar üçüncü dönem geliyor. Gittikçe otoriterleşme eğilimi olabilir. Peki mesela bir başka Avrupa ülkesinde iki dönem-üç dönem başarı ile tamamlamış bir lider üçüncü dönemde de halk desteğini bu kadar yaygın görmüş olsaydı, bu otoriteleşme olarak algılanır mıydı? Bu bir başarı hikayesi olarak algılanırdı. Burada ki kaygı şuysa eğer; ‘Ya bu Türkler çok demokrasi kültürünü özümsemiş değillerdir. Bir başbakan sürekli seçimi kazanıyorsa ve bir müddet sonra alışılır, alternatif düşünülemez hale geliyor’ diye düşünülüyorsa Türk halkına hakaret içeren bir uslüp. O bakımdan o yazıyı yadırgadım. Halk adına kimsenin böyle bir tavır içine girmemesi lazım.”
TAKINDIĞIMIZ TAVIR BELLİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İsrail’le ilişkileri düzeltmek görüştüğü iddialarına da yanıt veren Davutoğlu “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmek adına bir bakanını İsrail'e gönderdiği iddiasına" yönelik olarak, "Ben bu ülkenin dışişleri bakanıyım. Bende böyle bir bilgi yok. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu'nda böyle bir bilgi varsa onu bilemem. Bu dönemde İsrail'e gitmiş hiç bir bakanımız yoktur. Geçen sene büyükelçimize yapılan tutum sonrasında takındığımız belli bir pozisyon vardır. Daha sonra Mavi Marmara olduktan sonra bırakın bir bakanımızın İsrail'e gitmesi, hiçbir resmi heyetimiz gitmemiştir” dedi.
MUHALEFET HÜKÜMETİN YANINDA OLMALIYDI
Geçtiğimiz yıl 15 Temmuz'da Brüksel'de İsrailli Bakan Ben Eliezer ile görüştüğünü kaydeden Davutoğlu, bu görüşmeyi de dışişleri bakanı olarak Türkiye'nin özür ve tazminat konusundaki kesin beklentilerini ifade etmek ve şartlarını dikte etmek üzere yaptığını belirtti.
Muhalefetin, milli konularda iktidarın yanında olmasını beklediklerini bildiren Davutoğlu “Bekleriz ki muhalefetimizden artık bir milli mesele haline dönüşmüş olan bu konuda hükümetimizin yanında olsun. Maalesef Sayın Kılıçdaroğlu'nun İsrail basınına verdiği bazı demeçler, Türk hükümetinin o dönem takip ettiği politikaya yönelttiği eleştiriler, İsrail'in elindeki argümanları güçlendirecek. Bu soruları İsrail de bize soruyor çünkü. İsrail de kendince ‘Türk hükümeti Mavi Marmara sivil toplum hareketi değildir. Türk hükümetinin desteği ile gitmiştir veya Türk hükümeti onay verdi’ şeklinde intiba vermek için. Bunu yapmak suretiyle İsrail kendisine yönelik bir tepkinin sivil tepki değil, siyasi tepki olduğunu göstermeye çalışıyor.” diye konuştu.
MUHALEFET ÖNCE HESAP SORSUN
Ana muhalefet partisine bu tür tutumların yakışmadığını kaydeden Bakan Davutoğlu “Milli bir mesele haline gelmiş bir konuda karşı tarafın elini güçlendirecek tarzda mesnetsiz sorular sorarak, sanki sorunun kaynağında Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tutumu varmış gibi bir intiba vermek doğrusu Türkiye'de geçmiş yıllarda bile görülmeyen bir tutumdur ve bu ana muhalefet partimize yakışmıyor. Muhalefet partimizin önce 9 vatandaşımızı öldüren İsrail'den hesap sorması gerekir.” dedi.
BEYAZ GAZETE