Düzce İgm’De Eğitim Konuşuldu
17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde hasar gören merkeze bağlı Doğanlı köyündeki Eşref Taşhan İlköğretim Okulu binasının mevcut haliyle hala 580 öğrenciye eğitim hizmeti vermesi İl Genel Meclisini harekete geçirdi.
Eğitim Kültür ve Sosyal hizmetler Komisyonu üyelerince binada yapılan inceleme neticesinde, depremden sonra oluşan çatlakların alçı ve sıva ile kapatıldığı, yıkılan merdivenlerin yeniden yapıldığı, ancak binanın hala eğitim vermeye uygun olmadığı tespit edildi. Ayrıca, binadan bir kat alınarak güçlendirme çalışmasının acilen yapılması gerektiği vurgulandı.
Konu İl Genel Meclisinin Haziran ayı toplantıları 2. birleşiminde gündeme geldi. Eğitim Kültür ve Sosyal Hizmetler Komisyonu Başkanı Hasan Arslan’ın meclise sunduğu raporda şu ifadeler yer aldı: “Okulun 4 katlı olduğunu, iki deprem geçirdiğini, depremden sonra yıkılan merdivenlerin yapıldığını, çatlakların oluştuğu duvarların alçı ile kapatıldığını gördük. Depremden sonda Sakarya ve Düzce Üniversitelerinden gelinerek numune alındığını öğrendik. Ancak okulu yapan zatın hayatta olmadığı, okula ait projenin bulunamadığı, bundan dolayı da sonuca gidilemediği anlaşılmıştır. Okul bu haliyle 34 öğretmenle 580 öğrenciye eğitim hizmeti sunmaktadır. 249 öğrencinin de Doğanlı, Muncurlu ve Yeşilçam köylerinden okullara gittiğini gerek veli gerek öğretmenler tarafından öğrendik. Yaklaşık 200 öğrencinin de taşımalı olarak D100 duble yolunun güney kısmından geldiği konusunda bilgilendirildik. Özel olarak öğretmen, öğrenci ve veli üçlüsünün korku içerisinde olduğunu gözlemledik.”
Raporda ayrıca binadan acilen bir kat alınarak güçlendirme çalışmasının yapılması gerektiği ifade edilerek “Acilen okuldan bir kat alınarak okulun güçlendirilmesini, Milli Eğitime tahsis edilen Aziziye’de yeni okul yapılmasını uygun bulduk. Bu gözlemlerimizi Milli Eğitim Şube Müdürü Ersin Çarım ile paylaştığımızda kendisinde bu okulla ilgili çalışmaların başladığını, depreme dayanırlık ve güçlendirme ile ilgili okuldan numunelerin alınacağını, zemin etüdü yapılması için ihalenin olacağını, Bu çalışmalardan sonra Düzce Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden rapor isteneceğini, bu rapor sonucuna göre hareket edileceğini, cam, kapı, pencere ve tuvaletlerin onarımlarının yapılacağını, ayrıca ödenek geldiğinde Milli Eğitime tahsis edilen araziye de 12 derslikli okul inşaatına başlanacağını öğrendik. Bu incelemelerin edindiğimiz bilgilerin ve belirttiğimiz görüşlerin ilgili makamlarca dikkate alınarak buna göre çalışma yapılmasının bizleri, öğrencileri ve velileri mutlu edeceğini belirtmek istiyoruz” denildi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren İl Genel Meclis Üyesi Ahmet Turhan hasarlı binaların eğitim kalitesini düşürdüğünü savunarak “Eğitimde aldığımız dereceler belli. Üniversite sınavında Türkiye genelinde 76. sıradayız. Tabi ki depremde hasar gören ve onarımı yapılmayan eğitim binalarının da bunda büyük rolü var. Eğer eğitimde başarıyı yakalamak istiyorsak çocuklarımızın bu tür binalarda ders görmesini engellemeliyiz” dedi.
İl Genel Meclis Başkanı Muzaffer Bülbül ise kendi çocuklarının böyle bir binada eğitim görmesine asla izin vermeyeceğini, dolayısıyla velilerin tepkisini çok haklı bulduğunu dile getirerek “Önümüzdeki eğitim öğretim yılına kadar bu binayla ilgili mutlaka bir çözüm üretmeliyiz. Yaptırım gücümüz yoksa bile sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili kurumları harekete geçirerek bu sorunu çözmeliyiz. Ben bir veli olarak çocuğumu asla böyle bir binaya sokma. Oradaki velilerin de durumdan çok rahatsız olduğu ortada” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Konu İl Genel Meclisinin Haziran ayı toplantıları 2. birleşiminde gündeme geldi. Eğitim Kültür ve Sosyal Hizmetler Komisyonu Başkanı Hasan Arslan’ın meclise sunduğu raporda şu ifadeler yer aldı: “Okulun 4 katlı olduğunu, iki deprem geçirdiğini, depremden sonra yıkılan merdivenlerin yapıldığını, çatlakların oluştuğu duvarların alçı ile kapatıldığını gördük. Depremden sonda Sakarya ve Düzce Üniversitelerinden gelinerek numune alındığını öğrendik. Ancak okulu yapan zatın hayatta olmadığı, okula ait projenin bulunamadığı, bundan dolayı da sonuca gidilemediği anlaşılmıştır. Okul bu haliyle 34 öğretmenle 580 öğrenciye eğitim hizmeti sunmaktadır. 249 öğrencinin de Doğanlı, Muncurlu ve Yeşilçam köylerinden okullara gittiğini gerek veli gerek öğretmenler tarafından öğrendik. Yaklaşık 200 öğrencinin de taşımalı olarak D100 duble yolunun güney kısmından geldiği konusunda bilgilendirildik. Özel olarak öğretmen, öğrenci ve veli üçlüsünün korku içerisinde olduğunu gözlemledik.”
Raporda ayrıca binadan acilen bir kat alınarak güçlendirme çalışmasının yapılması gerektiği ifade edilerek “Acilen okuldan bir kat alınarak okulun güçlendirilmesini, Milli Eğitime tahsis edilen Aziziye’de yeni okul yapılmasını uygun bulduk. Bu gözlemlerimizi Milli Eğitim Şube Müdürü Ersin Çarım ile paylaştığımızda kendisinde bu okulla ilgili çalışmaların başladığını, depreme dayanırlık ve güçlendirme ile ilgili okuldan numunelerin alınacağını, zemin etüdü yapılması için ihalenin olacağını, Bu çalışmalardan sonra Düzce Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden rapor isteneceğini, bu rapor sonucuna göre hareket edileceğini, cam, kapı, pencere ve tuvaletlerin onarımlarının yapılacağını, ayrıca ödenek geldiğinde Milli Eğitime tahsis edilen araziye de 12 derslikli okul inşaatına başlanacağını öğrendik. Bu incelemelerin edindiğimiz bilgilerin ve belirttiğimiz görüşlerin ilgili makamlarca dikkate alınarak buna göre çalışma yapılmasının bizleri, öğrencileri ve velileri mutlu edeceğini belirtmek istiyoruz” denildi.
Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren İl Genel Meclis Üyesi Ahmet Turhan hasarlı binaların eğitim kalitesini düşürdüğünü savunarak “Eğitimde aldığımız dereceler belli. Üniversite sınavında Türkiye genelinde 76. sıradayız. Tabi ki depremde hasar gören ve onarımı yapılmayan eğitim binalarının da bunda büyük rolü var. Eğer eğitimde başarıyı yakalamak istiyorsak çocuklarımızın bu tür binalarda ders görmesini engellemeliyiz” dedi.
İl Genel Meclis Başkanı Muzaffer Bülbül ise kendi çocuklarının böyle bir binada eğitim görmesine asla izin vermeyeceğini, dolayısıyla velilerin tepkisini çok haklı bulduğunu dile getirerek “Önümüzdeki eğitim öğretim yılına kadar bu binayla ilgili mutlaka bir çözüm üretmeliyiz. Yaptırım gücümüz yoksa bile sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili kurumları harekete geçirerek bu sorunu çözmeliyiz. Ben bir veli olarak çocuğumu asla böyle bir binaya sokma. Oradaki velilerin de durumdan çok rahatsız olduğu ortada” diye konuştu.
