Denizli, Zeybekçi İle Ak Parti‘yi Zirveye Taşıdı
Denizli, AK Parti’nin ildeki en önemli isimlerinden eski belediye başkanı Nihat Zeybekci’yi tarihinde bir partiye en yüksek oyu vererek Meclis’e gönderdi. Denizli halkı şimdi, iki yıl ara verdiği aktif politikaya milletvekili olarak dönen Zeybekçi’den bakanlık koltuğuna oturarak bu desteğine karşılık vermesini bekliyor.
Denizli, AK Parti’nin ildeki en önemli isimlerinden eski belediye başkanı Nihat Zeybekci’yi tarihinde bir partiye en yüksek oyu vererek Meclis’e gönderdi. Denizli halkı şimdi, iki yıl ara verdiği aktif politikaya milletvekili olarak dönen Zeybekçi’den bakanlık koltuğuna oturarak bu desteğine karşılık vermesini bekliyor.
AK Parti’nin Denizli’de rekor bir oy oranına ulaşmasında önemli rol oynayan Zeybekci’nin hayatı, başarı hikâyeleriyle dolu. 1961‘de Tavas’a bağlı Pınarlar beldesinde doğan Zeybekci’nin çocukluğu tütün tarlalarında geçmiş. “Bizde 7 yaşından itibaren tütün tarlasında amele sayılırsınız. Tütünün dikilmesi, fide ve su dağıtılmasına kadar işler yapıp yevmiyeye gitmeye başladık.” diyen Zeybekçi, eğitim hayatı boyunca hep çalışmış. Çocuk olduğu için tütün dizerken iğne eline her battığında, “ben okulun en başarılısı olacağım” dediğini belirten Zeybekçi, “Tütünün şişe geçirildiği iğneler olur. Sabaha karşı tarlaya gitmişsiniz, öğle saatlerinde geliyorsunuz, şişe geçiriyorsunuz. Uyuklayınca iğne parmağına giriyor. Okumadığımız zaman yapacağımız şeyler belliydi. Okuduğumuzda da başarılı olmak zorunda olduğumuzun bilincindeydik.” diyerek bugünlere ne kadar zorlu bir mücadelenin ardından geldiğini anlattı.
Son dakikada girdiği yatılı okul sınavıyla lisede okuma fırsatı bulduğunu hatırlatan Zeybekçi, üniversite yıllarının da çok zorlu ortamlarda geçtiğini, çatı katı bile denilemeyecek bir tavan arasında 1,5 yıl yaşadığını, bu dönemi de hep çalışıp hem okuyarak tamamladığını dile getirdi. Üniversite eğitiminin ardından burslu olarak yurtdışına gittiğini, daha sonra özel sektörde çeşitli görevlerde bulunduğunu belirten Zeybekçi, iş hayatının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarında da görev almış.
İki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanlığı’nın yanı sıra Denizli Platformu‘nun sözcülüğünü yapan Zeybekci, işini yaparken de belediye başkanlığı döneminde de vasata hiç razı olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Vasatlara razı olmuş olsaydık burada olmazdık. ‘Denizli Türkiye’nin en güzel şehri olacak’ diye hedef koyduk. Evet, Denizli şu an Türkiye’nin en güzel şehri oluyor. Buna kendiniz inanmadığınız sürece gerçekleştirmemiz mümkün değil.”
“BAŞBAKAN’A VAKTİ GELDİĞİNDE EMRİNİZDEYİM’ DEDİM”
Siyasete girişinde Başbakan ile ‘çok eskilere dayanan arkadaşlıkları’nın rolünü gizlemeyen Zeybekçi, en önemli ortak yönlerini ‘Üstadın sohbetlerini dinlemek’ olarak özetledi. Başbakan için “O bizim büyüğümüz, ağabeyimizdi” diyen Zeybekçi, Erdoğan’la üniversite yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetlerini takip ettikleri günleri şu sözlerle anlattı: “Üstadın sohbetleri ünlüydü. Bizim gözümüzde kahramandı. Aç karnına dolaşırdık, yürürdük, nerede olursa olsun bulur ve dinlerdik. Başbakanımız da oraya gelirdi. Sonra başkan olasıya kadar kopukluğumuz oldu. Belediye başkanı olduktan sonra aile ziyaretleri yapmaya başladık. Denizli‘den gelip geçerken bize uğrardı. O zamanlarda, ‘Siz takip edecek değil, takip edilecek kişisiniz. Takip edilmek gününüz geldiğinde emrinizdeyiz.’ demiştik.”
Denizlililerin kendisini bakan olarak görmek istediklerinin hatırlatılması üzerine Zeybekçi, “Şehrimizin bu konudaki beklentilerine saygı duyuyoruz. Biz öyle bir şey söylemiyoruz. Başbakanımıza tam anlamıyla tâbiyiz. Bize onun bu konudaki tasarruf ve tercihine saygı duymak düşer. Derse ki neferlik, bizim için şereftir.”
Milletin bu seçimde bazı partilere dersler verdiğini kaydeden Zeybekci, Ege Bölgesi‘nde insanların AK Parti‘yle ilgili endişelerinin gittiğini vurguladı. Zeybekçi, “Bir dahaki seçimde İzmir Alsancak ve Konak’ta diz vura vura Davas zeybeği oynayacağız inşallah.” iddiasında bulundu.
AK Parti’nin Denizli’de rekor bir oy oranına ulaşmasında önemli rol oynayan Zeybekci’nin hayatı, başarı hikâyeleriyle dolu. 1961‘de Tavas’a bağlı Pınarlar beldesinde doğan Zeybekci’nin çocukluğu tütün tarlalarında geçmiş. “Bizde 7 yaşından itibaren tütün tarlasında amele sayılırsınız. Tütünün dikilmesi, fide ve su dağıtılmasına kadar işler yapıp yevmiyeye gitmeye başladık.” diyen Zeybekçi, eğitim hayatı boyunca hep çalışmış. Çocuk olduğu için tütün dizerken iğne eline her battığında, “ben okulun en başarılısı olacağım” dediğini belirten Zeybekçi, “Tütünün şişe geçirildiği iğneler olur. Sabaha karşı tarlaya gitmişsiniz, öğle saatlerinde geliyorsunuz, şişe geçiriyorsunuz. Uyuklayınca iğne parmağına giriyor. Okumadığımız zaman yapacağımız şeyler belliydi. Okuduğumuzda da başarılı olmak zorunda olduğumuzun bilincindeydik.” diyerek bugünlere ne kadar zorlu bir mücadelenin ardından geldiğini anlattı.
Son dakikada girdiği yatılı okul sınavıyla lisede okuma fırsatı bulduğunu hatırlatan Zeybekçi, üniversite yıllarının da çok zorlu ortamlarda geçtiğini, çatı katı bile denilemeyecek bir tavan arasında 1,5 yıl yaşadığını, bu dönemi de hep çalışıp hem okuyarak tamamladığını dile getirdi. Üniversite eğitiminin ardından burslu olarak yurtdışına gittiğini, daha sonra özel sektörde çeşitli görevlerde bulunduğunu belirten Zeybekçi, iş hayatının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarında da görev almış.
İki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanlığı’nın yanı sıra Denizli Platformu‘nun sözcülüğünü yapan Zeybekci, işini yaparken de belediye başkanlığı döneminde de vasata hiç razı olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Vasatlara razı olmuş olsaydık burada olmazdık. ‘Denizli Türkiye’nin en güzel şehri olacak’ diye hedef koyduk. Evet, Denizli şu an Türkiye’nin en güzel şehri oluyor. Buna kendiniz inanmadığınız sürece gerçekleştirmemiz mümkün değil.”
“BAŞBAKAN’A VAKTİ GELDİĞİNDE EMRİNİZDEYİM’ DEDİM”
Siyasete girişinde Başbakan ile ‘çok eskilere dayanan arkadaşlıkları’nın rolünü gizlemeyen Zeybekçi, en önemli ortak yönlerini ‘Üstadın sohbetlerini dinlemek’ olarak özetledi. Başbakan için “O bizim büyüğümüz, ağabeyimizdi” diyen Zeybekçi, Erdoğan’la üniversite yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetlerini takip ettikleri günleri şu sözlerle anlattı: “Üstadın sohbetleri ünlüydü. Bizim gözümüzde kahramandı. Aç karnına dolaşırdık, yürürdük, nerede olursa olsun bulur ve dinlerdik. Başbakanımız da oraya gelirdi. Sonra başkan olasıya kadar kopukluğumuz oldu. Belediye başkanı olduktan sonra aile ziyaretleri yapmaya başladık. Denizli‘den gelip geçerken bize uğrardı. O zamanlarda, ‘Siz takip edecek değil, takip edilecek kişisiniz. Takip edilmek gününüz geldiğinde emrinizdeyiz.’ demiştik.”
Denizlililerin kendisini bakan olarak görmek istediklerinin hatırlatılması üzerine Zeybekçi, “Şehrimizin bu konudaki beklentilerine saygı duyuyoruz. Biz öyle bir şey söylemiyoruz. Başbakanımıza tam anlamıyla tâbiyiz. Bize onun bu konudaki tasarruf ve tercihine saygı duymak düşer. Derse ki neferlik, bizim için şereftir.”
Milletin bu seçimde bazı partilere dersler verdiğini kaydeden Zeybekci, Ege Bölgesi‘nde insanların AK Parti‘yle ilgili endişelerinin gittiğini vurguladı. Zeybekçi, “Bir dahaki seçimde İzmir Alsancak ve Konak’ta diz vura vura Davas zeybeği oynayacağız inşallah.” iddiasında bulundu.