Akın Birdal: Şehrin İçindeki Kışlalardan Rahatsız Oluyorum

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin desteklediği Gaziantep bağımsız milletvekili adayı Akın Birdal, seçim beyannamelerinde yer alan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Güvenlik Kurulu’nun kaldırılması ile ilgili maddeye atıfta bulunarak, şehrin içindeki kışlalardan rahatsız olduğunu söyledi.

Akın Birdal: Şehrin İçindeki Kışlalardan Rahatsız Oluyorum
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nin desteklediği Gaziantep bağımsız milletvekili adayı Akın Birdal, seçim beyannamelerinde yer alan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Güvenlik Kurulu’nun kaldırılması ile ilgili maddeye atıfta bulunarak, şehrin içindeki kışlalardan rahatsız olduğunu söyledi. Birdal, “Nedir şimdi bu Gaziantepimizin merkezinde militarist kışlalar? Binlerce dönüm alan. Gidip gelirken rahatsız oluyorum ben bundan. Hiçbir yerde yok bu.” ifadelerini kullandı.

Düzenlediği basın toplantısıyla seçim beyannamelerini açıklayan ve gerçekleştirmek istedikleri çalışmaları açıklayan Akın Birdal, demokratik özerklik taleplerini yineledi.

    Seçim beyannamesinde, demokratikleşme çalışmalarının alt başlığında yer alan YÖK ve MGK’nın kaldırılmasına yönelik atacakları adımı anlatan Birdal, kışlaları eleştirdi.

    Birdal, “Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihinden beri, asker ve sivil bürokrasinin vesayetindedir. Örneğin mağdur rollerini oynayarak, AK Parti iktidarı sanki anti militarist bir tutum içine girmiş gibi bir pozisyon aldı. Bu cuntaların kendi arasındaki çatışmadır. Örneğin Ergenekon’a karşı tutum askeri vesayetten Türkiye’nin kurtulduğu anlamına gelmiyor. İşte daha dün yaklaşık 20 gün önce tam bir seçim sürecine girerken, MGK bir bildiri yayınlanıyor ve bu seçim üzerinde ipotek koyuyor. Zaten demokratik olmayan, özgür ve serbest olmayan seçimler üzerine yine bir ipotek koymaya çalışıyor. Bu askeri vesayet değil de nedir? Hakikatleri Araştırma Komisyonu önce vesayetçi bu rejimle yüzleşecek. Askerler kışlalarına gidecekler. Örneğin nedir şimdi bu, Gaziantep’imizin merkezinde militarist kışlalar? Binlerce dönüm alan. Gidip gelirken rahatsız oluyorum ben bundan. Hiçbir yerde yok bu.” dedi.

    "GAZİANTEP ZÜRİH‘İ ÖRNEK ALMALI"

    Avrupa yerel yönetimler özerklik şartının halkın kendi kendini yerinde yönetmesini getirdiğini belirten Birdal, Zürih örneğini vererek kışlalara yönelik eleştirisini sürdürdü.

    Birdal, şöyle konuştu: “Avrupa yerel yönetimler özerklik şartını biz kabul ettik. Ama çekinceler koyduk. Bu çekincelerin en önemlilerinden bir tanesi referandum. Örneğin, Gaziantep halkı adına bir karar alınacak. Gerçekten buna Ankara değil, Gaziantep halkı karar verecek. Bu yerel yönetim özerklik şartında belli bir imza toplanıyor. Avrupa ülkelerinde bunu kendileri belirliyorlar. Örneğin İsviçre 50 bin imza toplanıyor. Zürih’te tam kentin merkezinde bir kışla vardı. Halk gerçekten böyle militarist, fiziki vesayeti anımsatan kışlanın gölgesinden kurtulmak istedi. ‘Bu kışla kent merkezinden kalksın’ dedi. 50 bin imza toplandı. Referanduma gidildi. Referandumda kışlanın kaldırılması kararlaştırıldı. Kent dışına taşındı. Burada da böyle olacak. Yani bu kent bu ülke hepimizin. Herkes eşit ve özgür olacak. Kimse başkalarının üzerinde tahakküm kuramayacak. Psikolojik tehdit oluşturmayacak ve korku yaratmayacak. Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir toplum korku ve yoksulluk üretmez. Ama bugünkü sistemin ürettiği korku ve yoksulluktan başka bir şey değil.”

    "GRUP YORUM ÜYELERİNİN GÖZALTINA ALINMASINA ÜZÜLEREK TANIK OLDUM"

Konuşmasında demokratik çözüm çadırlarındaki taleplerini hatırlatan Birdal, “Askeri ve siyasi operasyonlar son bulsun dedik. Bakın hala sürüyor. Bu ne kadar haklı bir talep. Daha geçen hafta eylemsizlik kararı ve sürecine rağmen 11 PKK’lı öldürüldü. Buna kim karar veriyor. Bu süreci kim sabote ediyor. Başbakan‘ın bu konuda açıklama yapması gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Grup Yorum üyesi sanatçıların gözaltına alınmasıyla ilgili görüşlerini de açıklayan Birdal, sözlerini şöyle tamamladı: “Üzülerek tanık oldum. Grup Yorum sanatçılarının kendilerini sanat ve kültür yoluyla ifade etmeleri üzerinde baskıdır bu. Bunu şiddetle kınıyorum. Serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Serbest bırakılmaları yönünde her türlü hukuki girişimde bulunacağız. Gözaltına almakla, onları özgürlüğünden yoksun bırakmakla, salt Grup Yorum’un sanatçılarını değil, Kardeş Türküler’in sanatçılarını da, kendi diliyle şarkılarını türkülerini söyleyenler üzerinde de psikolojik baskıdır.”