Zachau: İstanbul Borsası Daha Güçlü Olabilir
İSTANBUL (A.A) – 27.04.2010 – Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, İMKB‘nin orta vadeli tasarruflar ve uzun vadeli fonlamalar için daha da güçlü olabileceğini belirterek, ‘‘Borsanın kapasitesi, dışarıdan gelen baskılar karşısında daha da artırılabilir.
Zachau, Active Academy tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Sermaye Piyasaları Zirvesindeki konuşmasında, genişlemekte veya derinleşmekte olan sermaye piyasalarının Türkiye için öncelik taşıdığını söyledi.
İMKB‘nin daha iyi olması için etkin bir piyasa yapısına sahip olması gerektiğini dile getiren Zachau, ‘‘Bunun gerçekleşebilmesi için ayrıştırılmış bir yaklaşım gerekli. Sahipliği, ticari işlemlerden ayırabilmesi, hükümetin buna imkan vermesi son derece önemlidir. Bunu yapmanın planları bizim bakış açımıza göre gerçekten çok memnuniyetle karşılanması gereken bir husustur‘‘ diye konuştu.
Zachau, sermaye piyasalarının genişlemesinin ve derinleşmesinin büyümek ve riskleri azaltmak açısından önemli olduğuna ve özel sektör ve hükümetin sermaye piyasalarının gelişmesi için yapacakları olduğuna işaret etti.
Bu kapsamda kapsamlı bir hukuksal çerçeve, borsadaki ayrıştırmayı sağlamak ve şeffaflığı artırmak açısından neler yapılabileceğine değinen Zachau, ‘‘Bütün bunlar aslında İstanbul‘u gerçek bir finans merkezi haline getirmenin yollarıdır. Bütün cıvatalar, somunlar yerli yerine yerleştirilmiş olacaktır bu halde‘‘ dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray da, ‘‘borsaların bilgisayarların hız yarışına girdiği Formula 1 pisti olmadığını‘‘ dile getirerek, şöyle dedi:
‘‘Alıcı kuruluşlar, yatırım bankaları serverlarını borsaların içine koymaya çalışıyorlar ki data daha hızlı gidip gelsin diye. Birisi hesaplamış, 1 milisaniyenin Goldman Sachs‘ta değeri 100 milyon dolar. Saniyenin binde biriyle ölçülen daha hızlı Borsanın ana Server‘ına ulaşmak ve oradan tepki almanın değeri 100 milyon dolar. Dolayısıyla bir saniye içinde aynı taraftan birkaç emir gidip geri gelebiliyor. Alışveriş oluyor veya olmuyor. Bu hız yarışı, kim daha yakın olacak asıl emrin işlendiği CTU‘nun bulunduğu bilgisayara. Borsanın işi bu değil. Bu, olsun tabii ki. Bu piyasa etkinliğini artıran birşey ama borsanın varoluş sebebi bu değil.‘‘
Sermaye piyasalarında kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki tür yatırımcı bulunduğuna değinen Akgiray, düzenleyici otorite olarak birinci görevlerinin yatırımcı haklarını korumak olduğunu ancak teknolojiden dolayı bazen iki tür yatırımcının da aynı anda eşdeğerde korunamadığını anlattı.
Akgiray, bu durumda önceliklerinin uzun vadeli yatırımcı olduğunu belirterek, ‘‘Dolayısıyla bizim işimiz, bütün yatırımcıları korumak. Ama öncelikle uzun vadeli yatırımcıyı korumak‘‘ diye konuştu.
Finansal istikrarın, fiyat istikrarından daha önemli hale geldiğini kaydeden Akgiray, ‘‘Uzun vadenin teşviki gerekiyor. Belki de uzun vade kısa vade konusunda vergi dahil, genel kurullarda oy verme hakkı dahil, ayrımcılığa gitmek lazım ki, uzun vade daha karlı daha tatlı olsun. Böylece ülke ve ülkeler istikrarı daha kolay yakalayabilsin‘‘ dedi.
Kaynak: AA
İMKB‘nin daha iyi olması için etkin bir piyasa yapısına sahip olması gerektiğini dile getiren Zachau, ‘‘Bunun gerçekleşebilmesi için ayrıştırılmış bir yaklaşım gerekli. Sahipliği, ticari işlemlerden ayırabilmesi, hükümetin buna imkan vermesi son derece önemlidir. Bunu yapmanın planları bizim bakış açımıza göre gerçekten çok memnuniyetle karşılanması gereken bir husustur‘‘ diye konuştu.
Zachau, sermaye piyasalarının genişlemesinin ve derinleşmesinin büyümek ve riskleri azaltmak açısından önemli olduğuna ve özel sektör ve hükümetin sermaye piyasalarının gelişmesi için yapacakları olduğuna işaret etti.
Bu kapsamda kapsamlı bir hukuksal çerçeve, borsadaki ayrıştırmayı sağlamak ve şeffaflığı artırmak açısından neler yapılabileceğine değinen Zachau, ‘‘Bütün bunlar aslında İstanbul‘u gerçek bir finans merkezi haline getirmenin yollarıdır. Bütün cıvatalar, somunlar yerli yerine yerleştirilmiş olacaktır bu halde‘‘ dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray da, ‘‘borsaların bilgisayarların hız yarışına girdiği Formula 1 pisti olmadığını‘‘ dile getirerek, şöyle dedi:
‘‘Alıcı kuruluşlar, yatırım bankaları serverlarını borsaların içine koymaya çalışıyorlar ki data daha hızlı gidip gelsin diye. Birisi hesaplamış, 1 milisaniyenin Goldman Sachs‘ta değeri 100 milyon dolar. Saniyenin binde biriyle ölçülen daha hızlı Borsanın ana Server‘ına ulaşmak ve oradan tepki almanın değeri 100 milyon dolar. Dolayısıyla bir saniye içinde aynı taraftan birkaç emir gidip geri gelebiliyor. Alışveriş oluyor veya olmuyor. Bu hız yarışı, kim daha yakın olacak asıl emrin işlendiği CTU‘nun bulunduğu bilgisayara. Borsanın işi bu değil. Bu, olsun tabii ki. Bu piyasa etkinliğini artıran birşey ama borsanın varoluş sebebi bu değil.‘‘
Sermaye piyasalarında kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki tür yatırımcı bulunduğuna değinen Akgiray, düzenleyici otorite olarak birinci görevlerinin yatırımcı haklarını korumak olduğunu ancak teknolojiden dolayı bazen iki tür yatırımcının da aynı anda eşdeğerde korunamadığını anlattı.
Akgiray, bu durumda önceliklerinin uzun vadeli yatırımcı olduğunu belirterek, ‘‘Dolayısıyla bizim işimiz, bütün yatırımcıları korumak. Ama öncelikle uzun vadeli yatırımcıyı korumak‘‘ diye konuştu.
Finansal istikrarın, fiyat istikrarından daha önemli hale geldiğini kaydeden Akgiray, ‘‘Uzun vadenin teşviki gerekiyor. Belki de uzun vade kısa vade konusunda vergi dahil, genel kurullarda oy verme hakkı dahil, ayrımcılığa gitmek lazım ki, uzun vade daha karlı daha tatlı olsun. Böylece ülke ve ülkeler istikrarı daha kolay yakalayabilsin‘‘ dedi.