Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Akpm Genel Kurulu‘na Hitap Etti
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi‘ne hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ‘Dinlerin Kültürlerarası İlişkilere Katkıları‘ başlıklı konuşmasında tüm semavi dinlerin peygamberlerine atıfta bulunarak, "Allah‘ın mesajını insanlığa getiren kutlu önderlere selam olsun" ifadesini kullandı.
İslam dininin çok kültürlülüğe açık olduğunu belirten Görmez şunları söyledi:
"AKPM kültürlerarası ilişkilerin sağlıklı kurulması ve çok kültürlülüğün adil bir şekilde yönetimi için dinlerin ve dini kurumların önemini ve katkısını tespit ederek önce ‘Kültürler arası Diyalog Üzerine Beyaz Kitap- Eşit Düzeyde Haysiyetlice Birlikte Yaşama‘ başlığı altında bir çalışma yapmıştır. Şimdi ise ‘Kültürlerarası Diyalogun Dini Boyutu‘ başlıklı kapsamlı bir rapor hazırlanmıştır. Bugün burada bu raporun beş farklı inancın temsilcilerinin katılımı ile paylaşımını, hem Avrupa‘nın hem de
yerkürenin geleceği için ümit verici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bu raporun Avrupalı kimi politikacıların ve fikir önderlerinin Avrupa‘da çok kültürlülüğün başarısızlığa uğradığını açıklamakta birbirleriyle yarıştıkları bir süreçte kaleme alınmış olmasını da oldukça manidar buluyorum."
AB‘nin karşı karşıya olduğunu sandığı karışıklığın toplumsal birliği zorlayan bir faktöre dönüşmesini ve bunu yükselen tansiyonun kaynağı olarak gösterilmesini dinlere mal edilemeyeceğini anlatan Görmez, siyasilerin kendi ufkunu ve işleyiş sınırlarını aşamamasının rolünün görmezden gelinmeyeceğini belirtti.
İnsanlığın karşı karşıya olduğu krizin sadece ekonomik, sosyal veya kültürel değil aynı zamanda manevi bir boşluk krizi de olduğuna değinen Görmez, dinlerin özellikle dünyevi çıkarlara alet edilmesi sonucu zararlı sonuçlar doğduğunu kaydetti.
İslamın bizzat Avrupa‘nın köklü değerlerine katkıları olduğundan bahseden Görmez şöyle konuştu:
"İslamiyet‘in, hem dini otoriteyi şahıslara ve kurumlara özgü kılmaması, hem de normatif değerleri ilme ve toplumun hür tercihine bırakması ve böylece tarih içinde inşa ettiği çok seslilik ve açıklık sanırım günümüz için de yol göstericidir."
Genel Kurul‘a hitap eden Vatikan temsilcisi Kardinal Jean Louis Tauran ise, "Hristiyan humanizmi kökenli bir Avrupa varsa da bizler buna Musevilerin veya Arap kültürlerinin ve felsefelerinin katkılarını göz ardı edemeyiz. Ancak elbette birçok Avrupa kurumunun ve organizasyonunun kökeninde Hristiyanlık vardır. Bu Avrupa tarzı hümanizim aynı zamanda inanç ve mantığın arasındaki diyalogun gelişmesine de olanak sağlamıştır. Bu anlayış seküler ve rasyonel anlayışın daha yaygın olduğu bugün bile etik olanın
ideolojik olana, insanoğlunun başka şeylere ve ruh ile aklın maddeye olan üstünlüğünü Hristiyanlara sağlamaktadır. Avrupa‘da hiçbir din güç ile şiddet ile bir yere gelemez ve bir şey elde edemez. birlikte var olma ancak diyalog yolu ile olur."
Kaynak: İHA
"AKPM kültürlerarası ilişkilerin sağlıklı kurulması ve çok kültürlülüğün adil bir şekilde yönetimi için dinlerin ve dini kurumların önemini ve katkısını tespit ederek önce ‘Kültürler arası Diyalog Üzerine Beyaz Kitap- Eşit Düzeyde Haysiyetlice Birlikte Yaşama‘ başlığı altında bir çalışma yapmıştır. Şimdi ise ‘Kültürlerarası Diyalogun Dini Boyutu‘ başlıklı kapsamlı bir rapor hazırlanmıştır. Bugün burada bu raporun beş farklı inancın temsilcilerinin katılımı ile paylaşımını, hem Avrupa‘nın hem de
yerkürenin geleceği için ümit verici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bu raporun Avrupalı kimi politikacıların ve fikir önderlerinin Avrupa‘da çok kültürlülüğün başarısızlığa uğradığını açıklamakta birbirleriyle yarıştıkları bir süreçte kaleme alınmış olmasını da oldukça manidar buluyorum."
AB‘nin karşı karşıya olduğunu sandığı karışıklığın toplumsal birliği zorlayan bir faktöre dönüşmesini ve bunu yükselen tansiyonun kaynağı olarak gösterilmesini dinlere mal edilemeyeceğini anlatan Görmez, siyasilerin kendi ufkunu ve işleyiş sınırlarını aşamamasının rolünün görmezden gelinmeyeceğini belirtti.
İnsanlığın karşı karşıya olduğu krizin sadece ekonomik, sosyal veya kültürel değil aynı zamanda manevi bir boşluk krizi de olduğuna değinen Görmez, dinlerin özellikle dünyevi çıkarlara alet edilmesi sonucu zararlı sonuçlar doğduğunu kaydetti.
İslamın bizzat Avrupa‘nın köklü değerlerine katkıları olduğundan bahseden Görmez şöyle konuştu:
"İslamiyet‘in, hem dini otoriteyi şahıslara ve kurumlara özgü kılmaması, hem de normatif değerleri ilme ve toplumun hür tercihine bırakması ve böylece tarih içinde inşa ettiği çok seslilik ve açıklık sanırım günümüz için de yol göstericidir."
Genel Kurul‘a hitap eden Vatikan temsilcisi Kardinal Jean Louis Tauran ise, "Hristiyan humanizmi kökenli bir Avrupa varsa da bizler buna Musevilerin veya Arap kültürlerinin ve felsefelerinin katkılarını göz ardı edemeyiz. Ancak elbette birçok Avrupa kurumunun ve organizasyonunun kökeninde Hristiyanlık vardır. Bu Avrupa tarzı hümanizim aynı zamanda inanç ve mantığın arasındaki diyalogun gelişmesine de olanak sağlamıştır. Bu anlayış seküler ve rasyonel anlayışın daha yaygın olduğu bugün bile etik olanın
ideolojik olana, insanoğlunun başka şeylere ve ruh ile aklın maddeye olan üstünlüğünü Hristiyanlara sağlamaktadır. Avrupa‘da hiçbir din güç ile şiddet ile bir yere gelemez ve bir şey elde edemez. birlikte var olma ancak diyalog yolu ile olur."