Ergene Nehri‘ndeki Kirlilik Protesto Edildi
Kırklareli‘nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Karamusul köyünde Ergene Platformu öncülüğünde biraraya gelen çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyesi, Ergene Nehri‘ndeki kirliliği protesto etti.
Çevre kirliliğine dikkat çekmek için oluşturulan Ergene Platformu‘nun üyeleri, ‘‘10 Nisan‘da 10 bin insan‘‘ teması ve ‘‘Ergene Hayata Dönsün-2‘‘ adını verdikleri eylem için Karamusul köyünde biraraya geldi.
Köy girişinde toplanan gruba, bir grup bisikletli ve wolsvagen kullanıcısı da destek verdi. Grup, ‘‘Kirleten sanayi istemiyoruz‘‘, ‘‘Gün gelecek devran dönecek Ergene‘yi kirletenler hesap verecek‘‘, ‘‘Derdimiz Ergene, köylü kentli el ele‘‘ sloganları attılar. Daha sonra karalar giymiş, yüzü maskeli gençler, Ergene‘nin kirliğini anlatan pankartlar ve katılımcılar eşliğinde köy meydanına yürüdü.
Köy meydanında oluşturulan stantta, bir grup çocuğa bisiklet dağıtıldı, Karamusul köyü gençleri ve kadınları Ergene‘nin kirliliğini anlatan tiyatro oyunları sahneledi, müzik dinletisi sunuldu.
-KONUŞMALAR-
Karamusul Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gürcan Kırım, yaptığı konuşmada, bugün Trakya‘nın kalbinin Karamusul köyünde attığını, bu köyde yeşeren umutların güneşle buluştuğunu söyledi.
Bugün Karamusul‘da ‘‘toplumsal barışın, topraktan geldiğine‘‘ şahit olduklarını ifade eden Kırım, ‘‘Bizler biliyoruz ki vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. 30 yıl önce başladı her şey. Ergene‘nin kirletilmesi bir tesadüf müydü? Toprakla çiftçiyle çok alakası var, bu yok oluşun başlangıcı. Nazlı bir gelin gibi süzülerek bizlere hayat veren Ergene‘ye ölüm çaldılar. Trakya halkının hayatı kağıt parçası gibi ikiye bölündü. Hayat veren Ergene, ‘ölüm‘ getiren Ergene‘ye dönüştü. Bizim karşı çıkışımız ölüm değil, kaderimiz olmayan zamansız ölüm‘‘ dedi.
Ergene Nehri‘nin Trakya topraklarının can damarı olduğunu vurgulayan Kırım, şöyle devam etti:
‘‘Biz ‘şartel indirilsin‘ diyenlerden değiliz. ‘Arıtması yapılsın, uygun arazide sanayi üretim yapsın‘ diyoruz. Bazılarının gösterdiği gibi sanayi düşmanı da değiliz. Biz bir adım öne çıkan cesareti gösterenleriz. Biz yüreği kor gibi yananlarız. Biz içinde öfkesi büyüyenleriz. Biz toprak sevdalılar, vatan yaşam hakkı savunucularıyız. Biz göle varmadan kurumasın damlalar, tıpkı bu gün burada olduğu gibi. Ergene hayata dönene kadar durmayacak, eylemlerine devam edecek olanlarız.‘‘
-LİSE ÖĞRENCİSİ KILIÇ‘IN KONUŞMASI-
Ergene Nehri yakınlarındaki Ovacık köyünden lise öğrencisi İlyas Kılıç da evlerinin önünden geçen ölüm çukurundan tonlarca zehir aktığını, bu zehrin etrafta yaşama dair ne varsa yok ettiğini, balıkların, kaplumbağaların ve kurbağalarında artık yaşamadığını ifade etti.
‘‘Bahar geliyor, yaz geliyor‘‘ diye sevinemediklerini belirten Kılıç, ‘‘Çünkü burada yaz demek nehir kıyısında gün batımını izlemek değil, yüzmeye gitmek değil. Burada yaz demek Ergene‘nin berbat kokusu yüzünden uyuyamamak demek. Artık Ergene‘nin görüntüsü bile bizi korkutur hale geldi. Bazen kahverengi, bazen kızıl, bazende siyah akar durumda. Ergene artık Ergene olmak istiyor. Eski günlerdeki rengine, gümüş renkli balıkların, tarlalara can veren berrak sularını geri istiyor. Biz Ergenemiz için ne gerekiyorsa, her şeyi sonuna kadar yapmaya hazırız‘‘ diye konuştu.
Aynı köyden lise öğrencisi İrfan Kılıç da Ergene Nehri‘nde korku filmi gibi kabusun 25 yıl önce başladığını, artık nehir kenarında ne böğürtlen yiyebildiklerini ne hayvanlarını sulaya bildiklerini ne de yüze bildiklerini anlattı.
Konuşmalardan sonra grup, köy çıkışındaki Ergene Nehri üzerindeki köprüye kadar yürüdü. Burada Kırklareli‘nin Pınarhisar ilçesine bağlı Kaynarca beldesinden küçük bir bakır kap ve toprak testi ile getirilen Istranca suyu sembolik olarak Ergene Nehri‘ne boşaltıldı.
-TOPRAK YASASI ÇIKMIYOR-
Kaynak: AA
Köy girişinde toplanan gruba, bir grup bisikletli ve wolsvagen kullanıcısı da destek verdi. Grup, ‘‘Kirleten sanayi istemiyoruz‘‘, ‘‘Gün gelecek devran dönecek Ergene‘yi kirletenler hesap verecek‘‘, ‘‘Derdimiz Ergene, köylü kentli el ele‘‘ sloganları attılar. Daha sonra karalar giymiş, yüzü maskeli gençler, Ergene‘nin kirliğini anlatan pankartlar ve katılımcılar eşliğinde köy meydanına yürüdü.
Köy meydanında oluşturulan stantta, bir grup çocuğa bisiklet dağıtıldı, Karamusul köyü gençleri ve kadınları Ergene‘nin kirliliğini anlatan tiyatro oyunları sahneledi, müzik dinletisi sunuldu.
-KONUŞMALAR-
Karamusul Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Gürcan Kırım, yaptığı konuşmada, bugün Trakya‘nın kalbinin Karamusul köyünde attığını, bu köyde yeşeren umutların güneşle buluştuğunu söyledi.
Bugün Karamusul‘da ‘‘toplumsal barışın, topraktan geldiğine‘‘ şahit olduklarını ifade eden Kırım, ‘‘Bizler biliyoruz ki vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. 30 yıl önce başladı her şey. Ergene‘nin kirletilmesi bir tesadüf müydü? Toprakla çiftçiyle çok alakası var, bu yok oluşun başlangıcı. Nazlı bir gelin gibi süzülerek bizlere hayat veren Ergene‘ye ölüm çaldılar. Trakya halkının hayatı kağıt parçası gibi ikiye bölündü. Hayat veren Ergene, ‘ölüm‘ getiren Ergene‘ye dönüştü. Bizim karşı çıkışımız ölüm değil, kaderimiz olmayan zamansız ölüm‘‘ dedi.
Ergene Nehri‘nin Trakya topraklarının can damarı olduğunu vurgulayan Kırım, şöyle devam etti:
‘‘Biz ‘şartel indirilsin‘ diyenlerden değiliz. ‘Arıtması yapılsın, uygun arazide sanayi üretim yapsın‘ diyoruz. Bazılarının gösterdiği gibi sanayi düşmanı da değiliz. Biz bir adım öne çıkan cesareti gösterenleriz. Biz yüreği kor gibi yananlarız. Biz içinde öfkesi büyüyenleriz. Biz toprak sevdalılar, vatan yaşam hakkı savunucularıyız. Biz göle varmadan kurumasın damlalar, tıpkı bu gün burada olduğu gibi. Ergene hayata dönene kadar durmayacak, eylemlerine devam edecek olanlarız.‘‘
-LİSE ÖĞRENCİSİ KILIÇ‘IN KONUŞMASI-
Ergene Nehri yakınlarındaki Ovacık köyünden lise öğrencisi İlyas Kılıç da evlerinin önünden geçen ölüm çukurundan tonlarca zehir aktığını, bu zehrin etrafta yaşama dair ne varsa yok ettiğini, balıkların, kaplumbağaların ve kurbağalarında artık yaşamadığını ifade etti.
‘‘Bahar geliyor, yaz geliyor‘‘ diye sevinemediklerini belirten Kılıç, ‘‘Çünkü burada yaz demek nehir kıyısında gün batımını izlemek değil, yüzmeye gitmek değil. Burada yaz demek Ergene‘nin berbat kokusu yüzünden uyuyamamak demek. Artık Ergene‘nin görüntüsü bile bizi korkutur hale geldi. Bazen kahverengi, bazen kızıl, bazende siyah akar durumda. Ergene artık Ergene olmak istiyor. Eski günlerdeki rengine, gümüş renkli balıkların, tarlalara can veren berrak sularını geri istiyor. Biz Ergenemiz için ne gerekiyorsa, her şeyi sonuna kadar yapmaya hazırız‘‘ diye konuştu.
Aynı köyden lise öğrencisi İrfan Kılıç da Ergene Nehri‘nde korku filmi gibi kabusun 25 yıl önce başladığını, artık nehir kenarında ne böğürtlen yiyebildiklerini ne hayvanlarını sulaya bildiklerini ne de yüze bildiklerini anlattı.
Konuşmalardan sonra grup, köy çıkışındaki Ergene Nehri üzerindeki köprüye kadar yürüdü. Burada Kırklareli‘nin Pınarhisar ilçesine bağlı Kaynarca beldesinden küçük bir bakır kap ve toprak testi ile getirilen Istranca suyu sembolik olarak Ergene Nehri‘ne boşaltıldı.
-TOPRAK YASASI ÇIKMIYOR-