Ak Partili Vekilden Partililere Terör Uyarısı

Kastamonu AK Parti İl Divan toplantısına katılan Kastamonu Milletvekillerinden Hakkı Köylü, partilileri terör konusunda uyardı.

Öğretmen Evi Toplantı salonunda gerçekleştirilen AK Parti Kastamonu İl Teşkilatı Divan Toplantısı‘na Kastamonu İl Koordinatörü ve Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Hasan Altan, Hakkı Köylü, Musa Sıvacıoğlu, AK Parti Kastamonu İl Başkanı Metin Çelik, il, ilçe yöneticileri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri katıldı. Divan heyetinin oluşturulmasının ardından açılış konuşmasını yapan milletvekillerinden Hasan Altan, AK Parti iktidarının Kastamonu ve Türkiye

genelinde yaptığı hizmetler hakkında bilgi verdi. Daha sonra konuşan Milletvekili Hakkı Köylü, tüm partilileri terör konusunda uyardı. Diğer siyasi partilerin ‘ülkeyi AK Parti‘nin bölünmeye götürdüğü, terörü sindirmeyi azaltmayı bırakın, terörü azdırdığını ve bu konuda başarılı olmadığını‘ söyleyerek politika yapacağını belirten Köylü, genel olarak bakıldığında Türkiye‘nin bölünmemesindeki en büyük garanti Ak Parti olduğunu ifade etti.

Diğer partilerin Güneydoğu‘da hiç bulunmamasına rağmen konuştuğunu vurgulayan Köylü, şöyle konuştu: "Diğerlerinin konuşmasının hiçbir ehemmiyeti yok. Güneydoğu‘ya bakalım, orada ne var? Diğer partilerin, belediye başkanları var mı? Yok. Belediye meclis üyeleri var mı? Yok. İl Genel Meclisi üyeleri var mı? Yok. Parti teşkilatları var mı? Doğru dürüst o da yok. Muhtarı var mı? Yok. Azası var mı? Yok. Nesi var peki? Oraya bir kaymakam ve vali atamış devlet. Güvenlik gücünü koymuştur. Bununla memleketi

böldürmeyeceğiz, öyle mi? Bunun başarılı olması mümkün değil. İşte orada bir tek parti vardır O da Ak Parti‘dir. Her yerinde vardır AK Parti. Yani terör örgütüne destek verenlerin, örgütün yandaşlarının nesi varsa elinde, onun karşılığında da AK parti‘nin teşkilatları vardır"

TERÖR ÖLDÜRMEKLE BİTMEZ

Terörün ilk başladığı yıllarda da, şimdi de aynı sayıda teröristten söz edildiğini hatırlatan Köylü, aradan 30 yıla ve öldürülen 30 bini aşkın teröriste rağmen sayıların aynı kaldığına dikkat çekti. Terörün öldürmekle bitirilmeyeceğini vurgulayan Köylü, sözlerine şöyle devam etti: "Terörle 30 seneyi aşkın süredir mücadele ediyoruz. 30 binden fazla kişi öldü. Bunun önemli bir kısmı terörist. Terör örgütünün ilk yıllarında içeride dışarıda 5 bin terörist var deniliyordu. Bugün de aynı şey söyleniyor. Peki

30 bin terörist öldü. Ama 5 bin kişi yine duruyor. Aynı doğrultu da devam ettirdiğimiz zaman, her sene bin-iki bin kişi öldürmekle bu terör biter mi? Sadece silahlı kuvvetlerle, adam öldürmekle terörü bitirmek mümkün değil. Bunun başka tedbirleri, ekonomik, sosyal tedbirlerin de alınması gerekir. Bunları çok önemli ölçüde partimiz alıyor"

HABUR MESELESİ

Habur konusunun büyük bir yanlış olduğu yönünde söylemlerin olduğunu hatırlatan Köylü, hatalar olduğunu kabul ettiğini belirtti. Hatalara rağmen Habur konusunda da bir şeyler öğrendiklerini belirten Köylü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada hatalar olmuştur, kabul ediyorum. Orası bize bir şey daha da gösterdi. Habur‘da diyelim ki 50 bin kişi vardı. Terör örgütünün yandaşları vardı. Terör örgütü üyelerinin akrabaları vardı. Olayı merak edenler vardı. Belki, ‘artık terör bitecek‘ diye sevinenler de vardı.

Bunların dışında, bunların hiçbirisi ile ilgisi olmayan vatandaşlar vardı. Ama şunu kabul edelim. Eğer orada 50 bin kişi varsa, hiç tereddütsüz teröre sempati ile bakan en az 10 bin kişi orada vardı. Peki bu 10 bin kişiyi ne yapacağız. Bunları dağa çıkarmamamız lazım."

TAŞ ATAN ÇOCUKLAR

Milletvekili Köylü, terörle mücadele kapsamında taş atan çocuklara yönelik düzenlemenin de büyük eleştirilere hedef olduğunu belirtti. Çocukların terör örgütünün tuzağından kurtarılması gerektiğini ifade eden Köylü, bu düzenlemenin gerekçeleri hakkında şöyle konuştu:

"Türkiye‘nin herhangi bir yerinde olduğunu düşünelim, kanunsuz bir gösteride, sopalarla polise karşı geldiler. Tekel işçileri de yaptı aynı şeyi. Bir hak arayışı içerisindeydiler. Çok masum bir gösteriydi. Ama ellerinde sopa da kullandılar. Alacakları ceza neydi biliyor musunuz? Asgari 5 yıl. Bu mantıklı bir ceza değil. Örgütün ele başları, arkadan bu gösteriyi tetikleyenler, bunu örgüt gösterisi haline getirdiler. Çocuklar da bunların içerisinde. Verdiler ellerine taşı. 3-5 kuruşta ceplerine para

koydular. Taş atın polise dediler. Polise taş isabet etmedi. Daha silaha girmiyorum. Bu olaydan dolayı alacakları ceza, 15-18 yaş arasındaysa 13.5 yıl, 12-15 yaş arasındaysa 9 senedir. Bu adil bir ceza mıdır? Biz bunu aşağıya indirdik. Makul seviyeye çektik. Bu çocuklar, cezaevine girdiklerinde, bir süre cezaevinde kaldıkları anda, kesinlikle terörist olarak çıkarlar. Terör örgütünün usulü budur."

Köylü, terör örgütünün sempatizan bulmak için çocuklara uyguladığı bir taktiği ise şöyle anlattı: "Terör örgütü çocuklara, bir suça karışmasa, iştirak etmese bile hasbel kader cezaevine girdiyse, ‘sen artık bizdensin, devlet senin yakanı bırakmaz‘ der. O kişi buna katılmasa ve yanaşmasa, katılmasa bile, ‘devlet yakanı bırakmaz‘ derler. Tahliye olur, cezaevinden çıkar gider. İşinde gücündedir. Örgütle hiç ilgisi yoktur. 6 ay sonra bir yerde bir olay olmuştur. Polis, çağırır, ‘sen bu olayın içindesin‘ der.

Kendisini de anlatamaz. Terör örgütü daha önce kimliğini aldığı bu kişiyi, o olaya karıştığından bahisle ihbar eder ve bu kişinin yakalanmasını sağlar. Yakalanan bu kişiye tekrar der ki, ‘biz sana zamanında söylemedik mi? Bir defa yakalandın mı bize geçmeye mecbursun. Aksi takdirde devlet seni bir defa mimledi. Aklına geldikçe seni yakalar, götürür atar içeri. O vatandaş böyle durumda ne yapar. ‘demek ki bunlar doğru söylüyor. Bir defa yakalanınca devlet yakanı bırakmıyormuş" der. Bizim derdimiz bunun önüne

ge‘lahlı kuvvetlerle, adam öldüçmek. Terör örgütünün böyle bir taktiği var."

Güneydoğu‘da yıllardır öldürülen her kişinin ailesi ve yakınlarının devlete düşman olduğunu kaydeden Köylü, terörü önlemenin yolunun ise dağa çıkışı önlemek olduğunu yineledi. Terörle, sosyal, ekonomik, yasal mücadelenin bu doğrultuda devam edeceğini anlatan Köylü, şöyle konuştu: "Her ölenin yakınları, ailesi, devlete düşman oluyor. Yani devletin yaptığı işin haklılığına falan bakmıyor. ‘Benim çocuğum terörist idi. Bunun için öldürüldü‘ demiyor. ‘Bu benim evladımdı. Devlet bunu öldürmemeliydi. Gerekirse,

yakalamalıydı, cezalandırmalıydı ama öldürmemeliydi. Benim yüreğim yanıyor‘ diyor. O zaman, doğrudan ya da dolaylı olarak, yüzlerce kişi artarak devlete düşman oluyor. Güneydoğu‘da olan hadise, buradan başlayıp çığ gibi büyüyerek gidiyor. Öldürmekle bu bitmiyor. Öldürmenin de önüne geçmeliyiz. Terörü de elbette önlemeliyiz. Çok öldürmek suretiyle değil, dağa çıkışları önlemek suretiyle, bunu yapmak zorundayız. Bu bizim görevimiz. Bu hükümette bunu yapıyor. Başkaları ne derse desin bu doğrudur"

Toplantıya katılan partililere, Türkiye‘nin ve dünyanın en güçlü parti mensupları olduğunu kaydeden Köylü, 12 Haziran 2011 seçimlerine AK Parti‘nin diğer partilerden çok daha rahat ve avantajlı bir şekilde seçimlere gittiğini söyledi.

Son olarak kürsüye çıkan Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu, Türkiye‘de Demirel‘li, Özal‘lı yıllardan sonra Tayyip Erdoğan‘lı yılların olduğunu söyledi. Ülke genelinde büyük hizmetler yapıldığını anlatan Sıvacıoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye genelinde, bütün alanlarda gerçekten çok önemli hizmetlere imza attık. Tek parti dönemini ben bir kenara bırakıyorum. 50‘li yıllara geldik, daha sonra Demirel‘li yıllar, Özal‘lı yıllar, Şuan kim ne derse desin, Tayyip Erdoğanlı yıllardayız. Bunun lamı cimi yok.

Ben bu söylediklerimi, 2002‘de demiş olsaydım, farklı bir şekilde yorumlanırdı. ‘kim bunlar derlerdi.‘ Ama artık, bambaşka Türkiye, bambaşka iktidar, bambaşka bir hizmet var" dedi.

HALK İSYANLARI

Milletvekili Sıvacıoğlu, dünya gündemi ile ilgili değerlendirme yaparken, dünyanın bir çok ülkesinde yaşanan ekonomik kriz, rejime halk isyanı gibi olayların sebebinin ise ülkelerde AK Parti gibi bir iktidarın olmamasına bağladı. Sıvacıoğlu, değerlendirmesini şu ifadelerle yaptı: "Dünyada olup bitenlere bakınız. Şu an AB‘ye üye, 1981 yılında AB‘ye girmiş Yunanistan‘a, İrlanda‘ya bakın.Sırada Portekiz ve İspanya var. Başka AB ülkesi üyelere yansıması beklenen ekonomik kriz var. Bundan kurtulmak için gece

gündüz çalışıyorlar. Diğer ülkelere bakalım. Fas‘tan Tunus‘dan, Libya‘dan, Yemen‘e, Bahreyn‘e, Mısır‘a kadar bir çok ülkede bir takım, olaylar oluyor. Oralar da bu olaylar, Adalet ve Kalkınma Partisi gibi bir iktidar olmadığı için oluyor. Özeti bu. Yine biz imdatlarına yetişiyoruz. İstiyoruz ki bir an önce, özledikleri, istedikleri sistemlerine kavuşsunlar. Türkiye gibi, oralarda da demokrasi gelişsin ve filizlensin. Bunun özlemi içerisindeler."

Milletvekili Sıvacıoğlu, Haziran ayında yapılacak genel seçimlerde AK Parti‘nin iktidar olacağını, asıl merak edilenin ise kaç oyla iktidara gelineceği olduğunu ifade etti. Televizyon yorumcuları ve gazete köşe yazarlarının ortak fikrinin AK Parti‘nin birinci parti çıkacağı yönünde olduğunu vurgulayan Sıvacıoğlu, Naim Süleymanoğlu örneği vererek, AK Parti ve diğer partililerin son durumlarını şöyle özetledi;

"AK Parti 7. seçime geliyor. Hiçbir tereddüdümüz yok. Televizyon yorumcuları, gazete yazarları, hepsinin ortak fikri AK Parti‘nin yine birinci parti olacağıdır. Bir zamanlar, Naim Süleymanoğlu, vardı. Her yarışmaya katıldığında ‘acaba bu sefer kaç kilo kaldıracak‘ deniyordu. O‘nun birinci olacağı belli de, acaba kendi rekorunu kendisi mi egale edecek? Başka bir yiğit daha çıkacak mı? diye yorumlar yapılıyordu. Naim Süleymanoğlu, yine kendi rekorunu kendisi kırıyordu. Seçimlerle ilgili ise herkes ‘Adalet

ve Kalkınma Partisi, arkadaş yine birinci‘ diyor. Herkesin dikkatleri acaba kaç oy alacağımızda. Bir puan yukarıda mı alacak, aşağıda mı alacak, ne olacak gibi, herkesin gözü AK Parti‘nin alacağı oyda. Diğerlerini bir kenara koymuşlar. CHP‘ye tek başına iktidar olma şansı kesinlikle tanınmıyor."

Meclis de gurubu bulunan bir parti daha olduğunu anlatan Sıvacıoğlu, "O da BDP. Baraj nedeniyle tüzel kişiliği ismi altında seçime giremiyor. Yine bağımsız aday göstermek suretiyle seçimleri kazanmaya çalışacak. Eğer 20 milletvekili bulursa, TBMM‘de gurup kuracak. Tablo bu. AK Parti, 12 Haziran 2011 yılında yapılacak genel seçimlerde yine tek başına iktidar" dedi.

Sıvacıoğlu, 8 yıllık AK Parti iktidarı döneminde kaba inşaatın tamamlandığını, bundan sonraki dönemde ise ince işlerin yapılacağını söyledi. Sıvacıoğlu, "8 yıllık süre içerisinde artık inşaatın kaba kısmını bitirdiklerini belirterek "Sütunlarını diktik, çatıyı kapattık. Bundan sonra iş ince işlerine geldi, değerli arkadaşlar. Bu memleketin Recep Tayyip Erdoğan‘a ihtiyacı var. Bu milletin AK Parti‘ye ihtiyacı var. Çünkü Ak Parti demek, adalet, kalkınma demek. İktidar olmamız kesin. Kastamonu‘da da biz AK

Parti‘nin oylarını tavan yaptırmalıyız" dedi.

Konuşmaların ardından il divan toplantısının ikinci bölümü basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

Kaynak: İHA