Hatay’Da ‘İhtisas Hayvancılık Bölgesi’ Konulu Konferans

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Hatay Genç İşadamları Derneği (HAGİAD) işbirliğinde ‘İhtisas Hayvancılık Bölgesi’ konulu konferans düzenlendi.

Dünya Gazetesi’nden Rüştü Bozkurt, hayvancılıkta en önemli sorunun yem olduğunu belirterek, kaba yemin yüzde 70’ini kendi üretmeyen hayvan işletmelerinin yaptıkları işten kar etme şanslarının olmadığını söyledi.

Hayvancılıkla uğraşanların sözleşmeli üretime güvenip iş yapmaması gerektiğini vurgulayan Bozkurt, “Türkiye’de hayvancılık yapılabilecek yeterli mera alanı yoktur. Hayvan işletmelerinin bir numaralı sorunu yemi nereden ve nasıl temin edecekleridir. Bu yüzden bir işletme kurarken yem sorununu ortaya koymayan işletmelerin projeleri çökmeye mahkûmdur. Hayvancılık projesi yapmak bir fabrika projesini yapmaktan on kat daha fazla hassasiyet ister. Çünkü hayvancılık doğadaki her değişimden bire bir etkilenir” dedi.

Yetmişli yıllarda moda olan un değirmenlerinin yerini günümüzde hayvancılığın aldığını ve bugünkü kafa ile yapılan tüm hayvan yatırımlarının batmaya mahkum olduğunu ifade eden Bozkurt, hayvancılık yapmak için geçmişten beri bildiğimiz tüm bilgileri bir kenara bırakmak gerektiğini söyledi.

Zooteknist Dr. Ömer Tömek de, dünyanın en ucuz hayvancılık ve tarımını; topraktan aldığını hayvana, hayvandan aldığını da toprağa veren işletmelerin yaptıklarını söyledi.

Son dönemlerde et besiciliği için yurt dışından canlı hayvan ithal etmenin yanlış olduğuna dikkat çeken Tömek, "Yurt dışından ithal edilen hayvanları yetiştirmek için geniş çayır ve meralara ihtiyaç vardır. Fakat bizim ülkemizde bu hayvanları besleyecek mera ve çayır yok. Bu hayvanlar daha çok Amerika kıtasının hayvanlarıdır. Avrupa ve Türkiye’de esas olan süte dayalı hayvancılıktır” şeklinde konuştu.

Son dönemlerde ülkemizde et ithalat furyasının yaşandığını da belirten Tömek, şunları söyledi:

"Türkiye’ye gelen etlerin en kalitelisi 3. sınıf etlerdir. Piyasaya sürülen bu etlerin fiyatı üreticinin maliyetinin altındadır. Bu yüzden üreticiler çok büyük bir zarara uğrayarak hayvanlarını olması gerekenden çok daha ucuza kestiler. Gıda bağımsızlığı olmayan ülkelerde bu durumlarda çok büyük sıkıntılar yaşarlar."

Hayvancılıkta Avrupa’nın bizimle rekabet edebilecek potansiyeli olmadığını belirten Tömek, Hatay’da hayvancılık potansiyelinin bulunduğunu ancak var olan işletmelerin daha çok ailenin ihtiyacını karşılamaya yönelik küçük aile işletmeleri olduğunu söyledi. Ülkenin birçok bölgesinde küçük aile işletmelerinin birleştirilerek büyük bir işletme haline getirildiğine dikkat çeken Tömek, Hatay’da da böyle bir uygulamanın daha verimli olacağını söyledi.

ATSO Başkanı Hikmet Çinçin ise Hayvancılık İhtisas Bölgesine Hatay’da ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "İlimizde kurulması düşünülen ihtisas hayvancılık bölgesi ile bölgede tarım ve hayvancılığın gereken önemi kazanacağı ve hızla gelişerek ülke ekonomisine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Tarım ve hayvancılık artık modern dünyanın gerektirdiği teknolojik ekipmanın ve modern yöntemlerin tarım ve hayvancılık alanında da yaygınlaşması gerektiğine inanıyorum. Bölgede bulunan canlı hayvan potansiyelinin bir merkezde toplanması ve tüm evlerin modern donanımlarla gerçekleştirilmesi dolayısıyla kaynakların daha etkin kullanılarak rekabet edebilir ve sürdürülebilir tarım sektörünü de beraberinde getirecektir ve hedeflenen de budur" diye konuştu.

HAGİAD Başkanı Aykut Özbuğday ise Hatay’da 5 başın altında hayvan besiciliği yapan 16 ile 17 bin civarında aile bulunduğunu ve bunlardan daha iyi faydalanabilmek için Altınözü İlçesi ile Yayladağı İlçesi arasında 4 ile 5 bin dönüm arasındaki bir araziye Hayvancılık İhtisas Bölgesi kurulmasının planlandığını söyledi. Özbuğday bu çalışmaların Hatay’a yüksek katma değer yaratacak hayvancılığı harekete geçirmek ve ülkeye girdi sağlamak için yapıldığını söyledi.

Kaynak: İHA