Başbakan Erdoğan İngiliz Meslektaşı Cameron İle Bir Araya Geldi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, NATO‘nun Libya‘da başarılı bir sınav vermesini istediklerini belirterek, muhaliflerin silahlandırılmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.

Londra‘da İngiliz meslektaşı ile bir araya gelen Erdoğan, görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye‘nin Libya halkının talepleri doğrultusunda bir netice alınmasından yana olduğunu kaydeden Erdoğan, "İstiyoruz ki Libya‘da bir an önce barış, demokratik hak ve özgürlükleri temin edelim. Libya, bir Afganistan olmasın. NATO, çok önemli bir sınavı Libya‘da gerçekleştirsin istiyoruz. Libya, çok daha farklı bir profil, bu çalışmanın içinde Arap Ligi, Afrika Birliği ve İslam Konferansı Teşkilatı‘nın olması çok önemli" dedi.

"Bugünden tezi yok, oradaki zulmün, akan kanın ve ölümlerin durması gerekiyor" diyen Erdoğan, Türkiye ve İngiltere‘nin birlikte ortaya koyacağı perspektifin süreci olumlu yönde değiştireceğini ifade etti.

Türkiye‘nin Libya‘da muhaliflerin silahlandırılması yönünde bir tavrı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Böyle bir şeyin içerisine girmek Libya‘da farklı bir tahriki ortaya çıkarır. Böyle bir şeyi açıklamayı da doğru bulmuyoruz. Buraya NATO‘nun niye girdiği belli. Herhangi bir tarafı kabul etmiyoruz. Muhalifleri silahlandırma, orada teröre zemin hazırlama durumuna yol açabilir ki, bu çok risklidir. Zaten NATO buraya müdahalesi, oradaki sıkıntıları gidermek için atılmış bir adımdır. Biz de o yüzden NATO

içinde yer alıyoruz" şeklinde konuştu.

"SURİYE‘DE SOMUT VE NET MESAJLAR VERİLSEYDİ DAHA İSABETLİ OLURDU"

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad‘ın dün mecliste yaptığı konuşmaya da değinen Erdoğan, 2 ay önce Esad‘la görüşmesinde kendisine olağanüstü halin kaldırılması ve reformlara gidilmesi konusunda tavsiyelerde bulunduğunu belirterek, "Esad, Suriye‘de sevilen bir isim. Belli bir avantajı var. Eşi Sünni, kendisi Nusayri. Adeta Suriye‘yi kucaklayan bir profil ortaya koyuyor. Bu süreci hzılandırmasını ve bu reformun kendisi tarafından açıklamasının çok faydalı olacağını ifade ettim. Olayların ardından kendisiyle

iki kez görüştüm. Fakat dün yapılan açıklama, Suriye halkını ne denli tatmin etti, bunun kararını ben veremem. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Somut ve net mesajlar verilseydi daha da isabetli olurdu diye düşünüyorum" dedi.

Türkiye‘nin Avrupa Birliği (AB) sürecinde haksız olarak birçok engellemelerle karşılaştığını söyleyen Erdoğan, "Şu anda AB müktesebatının içinde olmadığı halde birçok uygulamanın AB liderleri arasında yapılıyor olması bizleri doğrusu üzmektedir. En önemlisi, bütün fasıllarla alakalı olarak, örneğin genel olarak 8 faslı askıya almak, bloke etmek, 6 faslı Güney Kıbrıs yönetiminin bloke etmesi, 5‘ini Fransa nın bloke etmesi gibi yanlış yaklaşımlar, AB müktesebatı içinde olan şeyler değil" dedi.

Erdoğan ayrıca, "Türkiye‘ye yönelik bu tür uygulamalar şık değil. Bunu her zaman da söylüyorum. AB, şurada 14 Aralık 2004‘e kadar, müzakerelerin başladığı ana kadar toplantılara hep katıldık. Ondan sonra ne oldu anlamadık, bir de baktık ki, müzakereci olan bizleri toplantılara davet etmemeye başladılar. O ana kadar müzakereci olmadığımız halde davet ediliyorduk, bunlar tabii bizi üzüyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye‘nin Kıbrıs meselesine yönelik yaklaşımının, iki kurucu devletli, adil ve kapsamlı bir sürecin başlatılması yönünde sürdüğünü belirten Erdoğan, "Güney Kıbrıs, ne yazık ki hiçbir zaman olumlu yaklaşmadı. Çok daha önemlisi, Kofi Annan döneminde atılan adımlar var. Annan tarafından hazırlanmış olan rapor BM Genel Kurulu‘nda hala gündeme getirilmiyor. Bu raporun ortaya konması lazım. Bizler yapılan referandumla, o zaman İsviçre‘de bir söz verdik. Dedik ki, bu referandumda, Kuzey‘de Türkler evet derse,

Güney‘de de Rumlar hayır derse ne olacak? AB bize o zaman hiç endişe etmeyin dedi. Rum kesimi hayır demesine rağmen ödüllendirildi ve AB‘ye alındı. Bunları anlamak mümkün değil" dedi.

Kaynak: İHA