Yargıtay Chp‘ye Kapatma Davası Açılacağı Haberlerini Yalanladı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP‘ye kapatma davası açılacağı iddialarıyla ilgili olarak, "anayasal bir kurum olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yönelik bu tür iddiaların hiçbir hukuki dayanağı ve izahının bulunmadığını" bildirdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı CHP‘ye kapatma davası açılacağı iddialarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nın 68, 69 ve 2820 sayılı siyasi Partiler Kanunu‘nun 101. maddelerine göre Anayasa Mahkemesince bir siyasi parti hakkında kapatma kararının, anayasanın 68/4 maddesinde belirtildiği gibi bir siyasi partinin tüzük ve programı ile beyan ve eylemlerinin, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk
devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğüne veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmesi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi, bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi, bir siyasi partinin yabacı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması hallerinde verileceği belirtildi.
Bu hallerin dışında kalan siyasi parti eylemleri nedeniyle kapatma davasının açılamayacağı gibi kapatma kararının da verilemeyeceği vurgulanan açıklamada, "Herkesin basit bir araştırma ile bu bilgilere ulaşması mümkündür. Ancak bu araştırmadan kaçınılarak Anayasal bir kurum olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik bu tür iddiaların hiçbir hukuki dayanağı ve izahı bulunmamaktadır. Yanlış ve isabetsiz yorumlarla sonuçlara varma gayretleri kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup kabul edilemez niteliktedir.
Asıl amacı doğru ve gerçek haber yapmak olan basın mensuplarının basın meslek ilkelerini göz ardı ederek haber niteliği taşıyan konuları olduğu gibi aktarmak yerine, içeriği ve sonucu tamamen yanlış şekilde topluma gerçek dışı bilgi vermelerinin basın özgürlüğüyle de izahı mümkün değildir. Zira yazıda geçen Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri A.Ş (Kanaltürk) ile CHP arasındaki ilişki ile ilgili olarak 21.04.2008 günlü ve 6 sayılı Basın Bildirimizde de açıklandığı üzere Anayasa‘nın 69 ve 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanununun 61-77 maddeleri uyarınca siyasi partinin mali denetimi kapsamında görüldüğünden yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderildiği de kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Anayasa Mahkemesi konu ile ilgili kararı ise 8 Temmuz 2008 gün ve 26930 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanmış bulunmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP ile Halk TV arasında ilişki olduğuna dair bilgi ve belgelere ulaşıldığında da yapılacak değerlendirme sonucu yasal gereği yapılacaktır.
Cumhuriyet Savcılarının yürüttüğü soruşturmalarda ve açtığı davalarda hiçbir organ, makam, merci veya kişilerden emir veya talimat almayan, tavsiye ve telkinlerde hareket etmeyen bağımsız bir kurumdur. Hukuku bilgi birikimleri bulundukları makam ve Anayasa ile Yasaların verdiği yetki ve görev gereği hiçbir kimsenin yönlendirmesine, yardımına ve desteğine ihtiyacı yoktur. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi parti kapatma davalarını açma konusunda yönlendirildiğine ilişkin yazı, haber yorum
ve düşünce açıklamalarını kınıyor, hukuk devletinin de güvencesi olan Başsavcılığımıza yapılan saldırı kabul edilemez ve kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme amacına yönelik bir nitelikte görüyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını yıpratmaya yönelik, basın özgürlüğünün sınırlarını ve basın meslek ilkelerini yok sayan gerçek dışı haberler izlenmekte olup gerektiğinde yasal yollara başvurulmaktadır" denildi.
Kaynak: İHA
devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğüne veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmesi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi, bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi, bir siyasi partinin yabacı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması hallerinde verileceği belirtildi.
Bu hallerin dışında kalan siyasi parti eylemleri nedeniyle kapatma davasının açılamayacağı gibi kapatma kararının da verilemeyeceği vurgulanan açıklamada, "Herkesin basit bir araştırma ile bu bilgilere ulaşması mümkündür. Ancak bu araştırmadan kaçınılarak Anayasal bir kurum olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik bu tür iddiaların hiçbir hukuki dayanağı ve izahı bulunmamaktadır. Yanlış ve isabetsiz yorumlarla sonuçlara varma gayretleri kamuoyunu yanıltmaya yönelik olup kabul edilemez niteliktedir.
Asıl amacı doğru ve gerçek haber yapmak olan basın mensuplarının basın meslek ilkelerini göz ardı ederek haber niteliği taşıyan konuları olduğu gibi aktarmak yerine, içeriği ve sonucu tamamen yanlış şekilde topluma gerçek dışı bilgi vermelerinin basın özgürlüğüyle de izahı mümkün değildir. Zira yazıda geçen Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri A.Ş (Kanaltürk) ile CHP arasındaki ilişki ile ilgili olarak 21.04.2008 günlü ve 6 sayılı Basın Bildirimizde de açıklandığı üzere Anayasa‘nın 69 ve 2820 sayılı Siyasi
Partiler Kanununun 61-77 maddeleri uyarınca siyasi partinin mali denetimi kapsamında görüldüğünden yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderildiği de kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Anayasa Mahkemesi konu ile ilgili kararı ise 8 Temmuz 2008 gün ve 26930 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanmış bulunmaktadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP ile Halk TV arasında ilişki olduğuna dair bilgi ve belgelere ulaşıldığında da yapılacak değerlendirme sonucu yasal gereği yapılacaktır.
Cumhuriyet Savcılarının yürüttüğü soruşturmalarda ve açtığı davalarda hiçbir organ, makam, merci veya kişilerden emir veya talimat almayan, tavsiye ve telkinlerde hareket etmeyen bağımsız bir kurumdur. Hukuku bilgi birikimleri bulundukları makam ve Anayasa ile Yasaların verdiği yetki ve görev gereği hiçbir kimsenin yönlendirmesine, yardımına ve desteğine ihtiyacı yoktur. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi parti kapatma davalarını açma konusunda yönlendirildiğine ilişkin yazı, haber yorum
ve düşünce açıklamalarını kınıyor, hukuk devletinin de güvencesi olan Başsavcılığımıza yapılan saldırı kabul edilemez ve kamuoyunu kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme amacına yönelik bir nitelikte görüyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını yıpratmaya yönelik, basın özgürlüğünün sınırlarını ve basın meslek ilkelerini yok sayan gerçek dışı haberler izlenmekte olup gerektiğinde yasal yollara başvurulmaktadır" denildi.