Kapatılan Refah Partisi Rize İl Başkanı Demir, Ak Parti‘den Milletvekili Aday Adayı

AK Parti‘den aday adayı olan kapatılan Refah Partisi Rize İl Başkanı Mustafa Demir, 28 Şubat süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Kayıp trilyon davasında 78 sanıkla birlikte yargılanıp 10 yıl siyaset yapma yasağı getirilen ve 145 gün cezaevinde tutulan kapatılan Refah Partisi Rize İl Başkanı Mustafa Demir, 2010 yılı Eylül ayında siyasi yasağının kalkmasının ardından 12 Haziran genel seçimleri için Rize‘den AK Parti milletvekili aday adaylığını açıkladı.

Aday adaylığı ile ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Demir, 28 Şubat süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Siyasi yasağının kalktığını hatırlatan Demir, "Rize‘de uzun yıllar siyasetle uğraştım. Ama malum sebeplerden dolayı 10 yıl siyasetten uzak kaldım. Bu siyasetten uzak kalışım sadece kanunlar karşısında oldu. Ama fikren ve gönül olarak hiç siyasetten uzak kalmadım. Antidemokratik uygulamalar neticesinde bizi siyasetin dışında bıraktılar. Bu garip bir tecelli. Hapis yattık. Mesleğimiz

elimizden alındı. 2010 yılı Ekim ayında siyasi haklarımı ve mesleki haklarımı geri aldım. Tekrar millete hizmet babında karşınıza geldim. Milletimiz teveccüh gösterir ise partide çalışmaya devam edeceğim. Vekil olsam da olmasam da parti çatısı altında çalışmalarıma devam edeceğim. Siyaset uzun soluklu bir koşudur. Bu hukuki kesintiler bizi yolumuzdan alıkoymayacak. Düşünce yapısında insanı merkeze koyan bir yapı olduğu için AK Parti‘den aday adayı oldum" dedi.

"HÜKÜMETİN DİĞER KANADI FAZLA DAYANAMADI"

Demir, Doğru Yol Partisi‘nin anti demokratik kurumların baskılarına dayanamadığı için Refah-Yol hükümetinin bozulduğunu da belirterek, "1996‘da Refah-Yol hükümetini kurmadan bir ay önce bazı antidemokratik uygulamaların zuhur edeceğini biliyorduk. Birtakım antidemokratik kuruluşların, milletin ensesinde boza pişirme hedefinde olanların, milletin hizmeti yarışında olan bizleri diskalifiye etmek için oyunlara girdiğini, birtakım kuruluşları teşvik ettiklerini çok iyi biliyorduk. Bu manada ben de Rize‘de

çok tehditler almıştım. O zamanki Batı Çalışma Grubu benim ailemi rahatsız ediyordu. Biz bunlardan yılmadık. Hak bildiğimiz millet yolunda kararlılıkla yürüdük. O zaman bir koalisyon hükümeti vardı. Hükümetin diğer kanadı fazla dayanamadığı için hükümet bozuldu" şeklinde konuştu.

Kendisine suç isnat edilememesine rağmen cezaevine konulduğunu belirten Demir, "Anayasa Mahkemesi‘nde görülmesi gereken parti hesapları normal mahkemelerde görüldü. Hukuksuzca normal mahkemelerde sorgulandık. Hiç ummadığımız bir hukuk dışı uygulama neticesinde hapis cezası aldık, siyaset yasağı aldık. O davanın gerekçeli kararı 70 sayfadır. O gerekçeli kararda şahsımla ilgili tek bir nokta suç isnadı yoktur. Buna rağmen bana ceza verildi" diye konuştu.

"28 ŞUBAT‘I KONTROL EDEN ÜST DÜZEY YETKİLİLER AMERİKALILARDAN EMİR ALIYORDU"

Demir, vefat eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan‘ın elinde 28 Şubat sürecini kontrol eden üst düzey yetkililerin Amerikalı yetkililerden emir aldığına dair CD kayıtları bulunduğunu iddia ederek, "Türkiye‘de birtakım beyaz adamlar, ‘Türkiye‘yi ancak biz idare edebiliriz, milletin seçtiği vekiller değil. Onlar bundan anlamazlar‘ düşüncesi ile bu işleri yapıyor. Bunların dış kaynaklı olup olmadığı konusunda benim elimde bir belge yok. Ama ben o zamanki genel başkanımızın evinde, o işleri yapanların Amerika‘nın

belli kuruluşlarından nasıl emir aldıklarını o CD‘lerde izledim. Bu beni çok üzmüştür. Türkiye‘nin en önemli kurumlarında görev alan böyle üst düzey bir yetkilinin bir Amerikalı yetkiliden emir alması hakikaten üzücüdür" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA