“Herşeye Rağmen” Dizisi Ekibinin İlk Bölüm Heyecanı

Pazartesi akşamı ATV ekranlarında yayına giren ‘Herşeye Rağmen‘ dizisinin ekibi, Balıkesir’in Ayvalık ilçesindeki Kardeşler Liman Restoran’da bir araya gelerek ilk bölümü izledi. Dizinin Pazartesi akşamı reyting listesinin zirvesine oturması ise ‘Her Şeye Rağmen‘ ekibinin sevincine sevinç kattığı belirtildi.

Yaklaşık 100 kişilik ekibin hazır bulunduğu geceye; dizinin başrol oyuncularından Can Nergis, Gülcan Aslan, Engin Şenkan, Tuğçe Kumral, Erol Gedik, Laçin Ceylan, Bülent Düzgünoğlu, Efe Ünal, Tülay Günal, Nur Sürer ve çekim ekibinin yanı sıra Avşar Film’in sorumlularıyla, dizinin yönetmeni Ümmü Burhan katıldı. Dizi başlarken isimleri çıkan tüm oyuncular teker teker alkışlanarak tezahüratlar yapıldı. Başarılı sahnelerde de alkışlanan oyuncular, diziyi nefeslerini tutarak izledi.

Ekip, dev ekranda izledikleri dizi sonunda birbirlerine sarılarak dakikalarca başarılarını kutladı. İlk bölümünün yayınlandığı ‘Herşeye Rağmen dizisinin proje tasarımcısı Tomris Giritlioğlu, İstanbul’da olduğu için katılamadığı gecede, yönetmen Ümmü Burhan’ın gece boyunca telefonlarının hiç susmadığı gözlendi. Bugüne kadar yapılmış en başarılı dönem dizilerinden biri olarak nitelendirilen ‘Hatırla Sevgili’ adlı dizinin de yönetmenliğini üstlenen Ümmü Burhan, senaryosunu Ayhan Sonyürek’in yazdığı ve sanat yönetmenliğini Erol Taştan’ın üstlendiği ‘Herşeye Rağmen’in ilk bölümünü izlerken son derece heyecanlıydı.

YÖNETMEN ÜMMÜ BURHAN, “AĞIR BİR YÜKÜN ALTINDAN KALKTIK”

Ekibin büyük bir çoğunluğunun hazır bulunduğu gecede dizinin ilk bölümünün sona ermesinin ardından sonra birbirlerini çılgınca alkışladıkları dikkatlerden kaçmazken, görüşlerini aldığımız dizinin yönetmeni Ümmü Burhan, çok mutlu olduğunu kaydetti.

Burhan, “Üzerimizden çok büyük bir sorumluluk yükü kalktı. Seyirciye karşı mahcup olmamak, dizinin tüm çalışanlarıyla, büyük emek harcayanların inşallah emeklerine değmiştir. Biz çok mutlu olduk. Böylesi ağır bir yükün altından kalktık” diye konuştu. Dizinin ilk bölümünün yayınlamasının ardından ertesi gün sabah saatlerinde reyting sonuçlarının açıklanacağını kaydeden yönetmen Ümmü Burhan, “Reytingi bir yana bırakın, yaptığımız iş, bizi utandırmayacak bir iş oldu. Bu yüzden de son derece gururluyuz. En azından bizim içimize sindi” dedi. Müthiş bir ekip ruhu yakaladıklarının altını çizen Ümmü Burhan, “Bir burada artık bir aile olduk. Kendimize ‘ekip’ değil, ‘aileyiz’ diyoruz” şeklinde konuştu.

İnsanların birbirlerini dinleyip, duyması ve birbirlerine özen göstermesi halinde başarının hemen ardından geldiğine inandığını kaydeden Burhan, “İnanın her şeyden önemlisi bu. Biz ekip olarak son derece titiz bir çalışmayla çekimlerimizi sürdürüyoruz. Ekip içerisinde herkes birbirini dinliyor ve duyumsuyor. Yaptığımız işe de son derece özen gösteriyoruz. Sanırım tüm bunların ardından başarı kaçınılmaz olacak. Ben buna inanıyorum” diye konuştu.

Öte yandan, dizi oyuncularından Nur Sürer, Ayvalık’ın tarihi dokusunu ve insanlarını çok sevdiğini belirterek, “TRT için çekilen ‘Suyun Öte Yanı’ filminde olduğu gibi, bu akşam ilk bölümünün yayınlandığı ATV için çekilen ‘Herşeye Rağmen’ dizisinde de Tomris Giritlioğlu ile çalışmak çok hoş oldu. Ayvalık, benim için çok özel bir yer. Burayı çok seviyorum. Burada olmaktan son derece mutluyum” diye konuştu. Dizinin Pazartesi akşamı reyting listesinin zirvesine oturması ise ‘Her Şeye Rağmen‘ ekibini bir kez daha sevindirirken, dizi ekibi ilk bölümünün ATV ekranında yayınlanırken, bu diziyle şöhretim yakalaması beklenilen genç başrol oyuncuları Can Nergis, Gülcan Aslan, Erol Gedik ve Tuğçe Kumral mütevazı tavırlarıyla, dizinin set işçilerinden, yönetmen kadrosuna kadar herkesin sevgilisi olduğu belirtildi.

AŞK VE NEFRET ARASINDA SIKIŞAN MEHMET’İN HİKÂYESİ

Çekimlerinin Ayvalık’ta süren dizi, 1930’lu yıllarda başlayıp, 1940’larla devam eden ve Ege’de geçen hikâye. 1935 yılında Mehmet adlı bir çocuğun babası, cinayet suçu nedeniyle idam edilir. Mehmet babasının suçsuz olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden kararı veren hakimi bıçaklar. Ayağından sakatlanan hakim çocuğu affeder ama annesinden şehri terk etmelerini ister. Mehmet ve annesi o şehri terk ederler. Aradan yıllar geçer. 1946 yılının ilk aylarında Mehmet babasının haksız yere idam edildiğini ispatlamak ve kovulduğu şehre kendini kabul ettirmek için geri dönmeye karar verir. Şehre gelirken trende tanıştığı bir genç kızla (Leyla) aralarında sevimli bir didişme yaşanır. Mehmet, Leyla‘nın da aynı istasyonda indiğini görünce gülümser ama gülümsemesi az sonra kaybolur. Çünkü bu kızı karşılamaya gelen adam babasının idamına karar veren hakimdir. Mehmet‘in şehre gelmesiyle birlikte unutulmaya yüz tutmuş cinayet meselesi yeniden gündeme gelir. Mehmet gerçek katili tespit etmek için uğraş verir. Bu süreçte hakimin kızı Leyla‘yla da karşı karşıya gelir. Adeta sevgi ve ilgiyle beslenen Leyla‘ya Mehmet ilgisiz ve saldırgan davranır. Bu durum Leyla‘yı hem öfkelendirir hem de karşı konulmaz biçimde Mehmet‘e yaklaştırır. Leyla‘nın hayatta en yakın arkadaşı, babasının eğitimini üstlendiği, kardeşi gibi gördüğü Zeliha‘dır. Zeliha idealist bir öğretmendir. Mehmet hayli varlıklı olarak şehre dönmüştür. Yatırımlar yapmaya başlar. Mehmet yavaş yavaş şehri ele geçirirken kızların kalbini de fethedecektir. Leyla ve Zeliha, Mehmet‘ten hoşlanacak ancak bunu başlangıçta kendilerinden bile gizleyeceklerdir. Ama bu gerçek bir süre sonra ortaya çıktığında iki kız arasındaki dostluk aşklarının önünde engel olacaktır.

Kaynak: İHA