Balyoz Sanıklarının Yakınları, Destek İçin Silivri‘De

Balyoz davası soruşturması kapsamında 163 sanık hakkında 11 Şubat 2011 tarihli duruşmada verilen tutuklama kararının ardından ilk kez görülen duruşmaya öncesi Silivri Cezaevi yerleşkesinde yoğunluk yaşanıyor.

Balyoz davası soruşturması kapsamında 163 sanık hakkında 11 Şubat 2011 tarihli duruşmada verilen tutuklama kararının ardından ilk kez görülen duruşmaya öncesi Silivri Cezaevi yerleşkesinde yoğunluk yaşanıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği, sanık eş ve yakınları tarafından kurulan Vardiya Bizde Platformu ile birlikte basın açıklaması yapıp, Balyoz sürecini protesto etti. Çoğunluğunu muvazzaf askerlerin oluşturduğu 163 kişinin tutuklanması sonrasındaki Balyoz davası ilk duruşması için sanık yakınları sabah erken saatlerde cezaevi önüne geldi. Tutuklama kararının verildiği gün sanık eşlerinin aldığı bir karar ile Vardiya Bizde Platformu kuran tutuklu yakınları, boyunlarına Balyoz davasının tek delili olduğunu iddia ettikleri üzerinde 11 No’lu yazılı CD’leri asarak “Askere uzanan eller kırılsın”, “Ordu millet el ele tam bağımsız Türkiye” ve “Türkiye sizinle gurur duyuyor” sloganları attı. Duruşmanın başlamasının ardından Vardiya Bizde Platformu ve Balyoz davası sanıklarıyla eşlerine destek veren Atatürkçü Düşünce Derneği, platform üyeleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Vardiya Bizde Platformu adına konuşma yapan tutuklu sanık Orgeneral Engin Baykal’ın kızı Derya Baykal, “Eşimizden, kardeşimizden ve babamızdan ayrı kaldığımız için çok zor ve üzücü günler geçiriyoruz. Delil olduğu iddia edilen ve kimin hazırladığı belli olmayan bilgisayar belgelerinin hiçbirinde imza bulunmamaktadır. Bu belgeler üzerindeki yüzlerce çelişki ve hata, bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Sanıkların lehine olan gerçek ve resmi imzalı olan deliller dikkate dahi alınmamıştır.” iddiasında bulundu. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş da Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamına tutuklananların suçsuz olduğuna inandıklarını belirterek, “Haksız ve hukuksuz bir şekilde yürütülen davalar, cezaevindeki hücre ve tecrit uygulamaları ile ağırlaştırılmış cezaya dönüşmüştür.” dedi. Tutuklu sanık Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Behçet Altıntaş’ın eşi Serpil Altıntaş ise, eşinin daha iddianame hazır olmadığı için suçun ne olduğunu bilmeden tutuklu olduğunu savundu. Altıntaş, "2 çocuk annesiyim. İnanın çok çile çektim. Tutunacak halim yok. 9 tayin yaşadım ama bu hepsinden ağırmış. Elinize bir kağıt tutturuyorlar ve eşinizin suçu terör örgütüne üye olmak diyorlar. Bunu hiçbir yerine konduramıyorsun. Elbet dönecek diyorsunuz. Biz genciz ama emekli olmuş, dinleneceği zaman, verdiği emeklerin sefasını sürecekken terör örgütü üyesi diyerek içeri tıkıyorsunuz. Babam yaşındaki insanları terör örgütüne üye diye içeri tıkıyorsunuz. Her gün Allaha dua ediyorum. Başlarına düşmeden yapılan balyoz için dediler inşallah bu balyoz onların başına bir gün düşecek." diye konuştu. Avrupa ADD birliği adına konuşan Dursun Arı da, "Bu operasyon Türkiye‘nin bağımsızlığına, bütünlüğüne, ulusal birliğine, onu gözbebeği gibi koruyan TSK’ya karşı yapılmıştır. Bu gerçeği her zaman göz önünde bulundurmak zorundayız. Tam organize bir çete tarafından uluslararası güçler tarafından organize edilmektedir. Avrupa kamuoyu bizim çağrılarımıza yanıt vermedi. Daha yeni yeni terör örgütü adını kullanmaya başladılar. Bu durum muhaliflerin bastırılması olarak anlaşıldı." ifadesini kullandı.