Bakan Yıldız Gesiad‘ın Yemeğine Katıldı
Genç Sanayici ve İş Adamları Derneği (GESİAD) tarafından düzenlenen ‘İş Dünyasının 2023 Vizyonu‘ konulu toplantıya katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 12 Haziran‘da yapılacak genel seçimlerin Türkiye‘nin kırılma noktası olduğunu söyledi.
GESİAD tarafından düzenlenen toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, AK Parti Kayseri Milletvekili Ahmet Öksüzkaya, GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Kınaş, Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık ve sanayiciler katıldı. Toplantıya katılan Kenan Işık, Mehmet Akif Ersoy‘u Anma Haftası nedeniyle Mehmet Akif Ersoy‘un Çanakkale Şiirini okudu.
Bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Bu başlığı 2002 yılında konuşmak mümkün olmazdı. 3 Kasım seçimlerinden önce yükümüzün çok ağır, sorumluluklarımızın çok ağır olduğunu konuşuyorduk. Önümüze bir tablo geldi, seçme hakkımızın olmadığı bir kısım çokça rakam geldi önümüze. Edirne‘den Kars‘a kadar 4 milyar dolar yatırım 40 milyar dolarlık faiz ödeyecektik. Yalnızca iş yapacaktık. Acaba 2001 yılı değil de 2000 yılında devralsaydık ne olurdu? 2001‘in başında almış olsaydık 238
milyar dolar daha karlı olacaktık. Yani 11 birimin 1 tanesini yatırıma geriye kalanları borçlara ödeyecektiniz. O yüzden biz Türkiye‘nin her yönüyle normalleşmesini sağlamak gerekiyordu. Başka çıkar yolu yoktu" dedi.
"Bütün sektörlerde insan profili de değişti ve şu anda yaptığımız değişiklikleri yapabiliyoruz. Kendi aramızda konuşurken çok mu abartılı hareket ettiğimizi düşünüyoruz. Ama aslında Türkiye‘nin çok ciddi bir potansiyeli var. Öncelikle insan kaynakları tabii ki" diyen Yıldız, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"2001 yılındaki kayıplarımızı telafi etmek kolay olmadı. Türkiye halen normalleşmesini tamamlamadı. 2-3 ay içinde bütün sektörlerin başına aldığımız siyasi ve ekonomik istikrarın sürdürülebilir hale geldiğine inanmış olmak gerekiyor. Türkiye‘deki siyasi istikrara olan inanç ve güven, her birimizin yaptığı iş kadar önemli. Global kriz bütün eziciliği ile geldi. 2010 yılında bir çok ülke küçülürken, Türkiye büyüdü. Türkiye yurt dışında da itibarı ile büyüyecek ve cazibe merkezi haline gelecek. Türkiye‘de
özellikle katma değeri en yüksek olan madencilik sahasında, 2023 vizyonunda herhangi bir iş adamımızın enerji konusunda iş adamlarının çok ciddi açılım yapması gerekiyor. Otomatik olarak hazırlanmış bir pazar var ve sadece hizmetin götürülmesi gerekiyor. Dünyada tabii kaynakları bulunan bir çok ülke var ama bunları yönetemiyorlar. Türkiye‘deki insanımızda yönetim kabiliyeti var. Bir kısım sosyal olaylar ve bir kısım ekonomik olaylar büyük etki yaratabiliyor. Siyasi olayların tetikleyebileceği diğer olaylar
olduğu için ve spekülasyonlar olduğu için etkiler artıyor. Kötü bir haber piyasaları 10 puan etkilerken, iyi bir haber 1 puan etkiliyor. O nedenle siyasi istikrarsızlığın ekonomide oluşturacağı tahribat büyük oluyor. Türkiye‘nin istikrarına sürdürülebilirliğine, 12 Haziran‘da çok ciddi bir kırılma noktası var. Türkiye istikrarda doğru mu gidecek, yoksa kırılma mı yaşayacak. Ben tam tamına yüzde yüz bir gerçekten bahsediyorum. Bütün siyaset anlayışında bu böyledir. O nedenle Türkiye artık geri dönemez. Hangi
siyasi parti olursa olsun bu performanstan daha aşağı performans gösteremez. Buna vatandaşlarımız müsaade etmez. ‘Çobanın oyu, göbeğini kaşıdı‘ gibi son derece incitici kavramlar, artık siyaset tarihine gömüldü. Artık 2023 siyasetinde bu tür jargonlar olmayacak. Herkesim katkısının ön planda olduğu bir ortam olacak. Her birimizin aslında irili ufaklı Türkiye‘nin siyasi istikrarına katkısı vardır. Türkiye, 2002 yılındaki öngörülerden çok daha fazla isabet eden bir seviyeyi yakaladı. 2023 ile ilgili
tahminleri de yapabilecek bir durumdadır. Gerek siyasette, gerek iş dünyasında birbirinin ardında kalmayacak şekilde bir atılım gerekmektedir."
Kaynak: İHA
Bir konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Bu başlığı 2002 yılında konuşmak mümkün olmazdı. 3 Kasım seçimlerinden önce yükümüzün çok ağır, sorumluluklarımızın çok ağır olduğunu konuşuyorduk. Önümüze bir tablo geldi, seçme hakkımızın olmadığı bir kısım çokça rakam geldi önümüze. Edirne‘den Kars‘a kadar 4 milyar dolar yatırım 40 milyar dolarlık faiz ödeyecektik. Yalnızca iş yapacaktık. Acaba 2001 yılı değil de 2000 yılında devralsaydık ne olurdu? 2001‘in başında almış olsaydık 238
milyar dolar daha karlı olacaktık. Yani 11 birimin 1 tanesini yatırıma geriye kalanları borçlara ödeyecektiniz. O yüzden biz Türkiye‘nin her yönüyle normalleşmesini sağlamak gerekiyordu. Başka çıkar yolu yoktu" dedi.
"Bütün sektörlerde insan profili de değişti ve şu anda yaptığımız değişiklikleri yapabiliyoruz. Kendi aramızda konuşurken çok mu abartılı hareket ettiğimizi düşünüyoruz. Ama aslında Türkiye‘nin çok ciddi bir potansiyeli var. Öncelikle insan kaynakları tabii ki" diyen Yıldız, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"2001 yılındaki kayıplarımızı telafi etmek kolay olmadı. Türkiye halen normalleşmesini tamamlamadı. 2-3 ay içinde bütün sektörlerin başına aldığımız siyasi ve ekonomik istikrarın sürdürülebilir hale geldiğine inanmış olmak gerekiyor. Türkiye‘deki siyasi istikrara olan inanç ve güven, her birimizin yaptığı iş kadar önemli. Global kriz bütün eziciliği ile geldi. 2010 yılında bir çok ülke küçülürken, Türkiye büyüdü. Türkiye yurt dışında da itibarı ile büyüyecek ve cazibe merkezi haline gelecek. Türkiye‘de
özellikle katma değeri en yüksek olan madencilik sahasında, 2023 vizyonunda herhangi bir iş adamımızın enerji konusunda iş adamlarının çok ciddi açılım yapması gerekiyor. Otomatik olarak hazırlanmış bir pazar var ve sadece hizmetin götürülmesi gerekiyor. Dünyada tabii kaynakları bulunan bir çok ülke var ama bunları yönetemiyorlar. Türkiye‘deki insanımızda yönetim kabiliyeti var. Bir kısım sosyal olaylar ve bir kısım ekonomik olaylar büyük etki yaratabiliyor. Siyasi olayların tetikleyebileceği diğer olaylar
olduğu için ve spekülasyonlar olduğu için etkiler artıyor. Kötü bir haber piyasaları 10 puan etkilerken, iyi bir haber 1 puan etkiliyor. O nedenle siyasi istikrarsızlığın ekonomide oluşturacağı tahribat büyük oluyor. Türkiye‘nin istikrarına sürdürülebilirliğine, 12 Haziran‘da çok ciddi bir kırılma noktası var. Türkiye istikrarda doğru mu gidecek, yoksa kırılma mı yaşayacak. Ben tam tamına yüzde yüz bir gerçekten bahsediyorum. Bütün siyaset anlayışında bu böyledir. O nedenle Türkiye artık geri dönemez. Hangi
siyasi parti olursa olsun bu performanstan daha aşağı performans gösteremez. Buna vatandaşlarımız müsaade etmez. ‘Çobanın oyu, göbeğini kaşıdı‘ gibi son derece incitici kavramlar, artık siyaset tarihine gömüldü. Artık 2023 siyasetinde bu tür jargonlar olmayacak. Herkesim katkısının ön planda olduğu bir ortam olacak. Her birimizin aslında irili ufaklı Türkiye‘nin siyasi istikrarına katkısı vardır. Türkiye, 2002 yılındaki öngörülerden çok daha fazla isabet eden bir seviyeyi yakaladı. 2023 ile ilgili
tahminleri de yapabilecek bir durumdadır. Gerek siyasette, gerek iş dünyasında birbirinin ardında kalmayacak şekilde bir atılım gerekmektedir."