'Darbecilik zimmete para geçirmekten daha ağır bir suç'

Gazeteci Mehmet Faraç, Balyoz ve Ergenekon davası konusunda hükümet yanlısı medyanın bir linç kampanyası yürüttüğünü ileri sürdü. Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı da, Türkiye'de darbeciliğin hala yüz kızartıcı suç olarak görülmediğini savunarak, "Dünyanın her yerinde darbecilik zimmete para geçirmekten daha ağır bir suçtur" dedi.

'Darbecilik zimmete para geçirmekten daha ağır bir suç'
Gazeteci Mehmet Faraç, Balyoz ve Ergenekon davası konusunda hükümet yanlısı medyanın bir linç kampanyası yürüttüğünü ileri sürdü.

Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı da, Türkiye'de darbeciliğin hala yüz kızartıcı suç olarak görülmediğini savunarak, "Dünyanın her yerinde darbecilik zimmete para geçirmekten daha ağır bir suçtur" dedi.

Beyaz tv ekranlarında yayınlanan Özge Özsağman ile Basın Kulisi programında, Balyoz Davası'nda tutuklu eşlerinin Anıtkabir ziyareti ele alındı. Gazeteci Mehmet Faraç ile Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı'nın katıldığı programda tansiyon yükseldir. İki gazeteci arasında sıcak tartışmalar yaşandı.

Gazeteci Mehmet Faraç, asker eşlerinin eleştirilmesini bile antidemokratik bulduğunu belirterek, "İnsanlar bu ülkede orduda çok önemli görevlerde bulunmuş, orgeneral seviyesine ulaşmış, ordular yönetmiş, terörle mücade etmiş, iç ve dış tehditlere karşı yedi direnç göstermiş insanların başına bir olay geldi. Sonuçta yargı bir karar verdi tutuklanmaları konusunda ve içeri girdiler. Suçlu mu suçsuz mu bağımsız yargı bunun kararını önümüzdeki süreçte verecek" dedi.

HÜKÜMET YANLISI MEDYA LİNÇ KAMPANYASI YÜRÜTÜYOR

"Şu anda özellikle bu hükümet yanlısı medyanın bu konuda bir linç kampanyası yürüttüğünü biliyoruz" diyen Faraç şöyle devam etti:

"Bu insanlara mahkeme ergenekon terör örgütü deyimini yasaklamasına rağmen bu insanlara ağıza alınmayacak darbeci, terörist bir sürü hakaretler ediyorlar. Bunun hükümet yanlısı medya tarafından yürütüldüğü ortada. Yayın yasağı konulan materyaller, bilgiler, ifadeler, sorgular bunlar o kesime uzun süre servis edildi. Onun üzerinden bir operasyon yürütüldü. O psikolojik savaş halen yürütülüyor. O yüzden ben ordu mensuplarının özellikle bu terörle mücadele konusunda uzun yıllar görev yaptıktan sonra bugün terörist muamelesiyle içeriye atılmalarının ardından bir refleks göstermesi bir insanı dayanışmadır. Sonuçta uzun süre aynı yastığa baş koydukları eşleri içeride. Bunlar tepkilerini yansıtamıyorlar çünkü karşılarında bu tepkilerini kamuoyuna yansıtabilecek bağımsız bir medya da kalmadı. Yani bugün hükümet yanlısı olmayan medyada sindirilmiş bir biçimde bu insanların çığlığını duyaramıyorlar. Yapabilecekleri tek şey var, Kemal'in askerleri Atatürk'ün kabrine gittiler orada demokratik haklarını kullandılar, slogan attılar, içlerini boşalttılar şeklinde.

Bu çok demokratik bir eylem sonuçta
. ben bazı gazete yazarlarının orayı sanki af dileme, dayanışma yeri göstermelerine karşı çıktıklarını gördüm, tuhaf tuhaf yazılar yazıldı. İnsanların, asker eşlerinin bu tepkilerini normal karşılaması, saygı duyması hatta desteklemesi gerekir."

Faraç, tüm darbeleri kınadığını ama 27 Mayıs'ın en özgür Anayasa olduğunu da söyledi.

BALYOZ, 12 EYLÜL HAREKATI MODEL ALINARAK YAPILŞMIŞ BİR DARBE PLANI

Gazeteci-Yazar Rasim Ozan Kütahyalı ise, "Eşleri tutuklanmış kişiler gider dilediğini yapar. Devlet Bahçeli dışında Ak Parti'den bir eleştiri gelmedi. Ak Parti'den kimse niye gitti bunlar demedi. Devlet Bahçeli'de anladığım kadarıyla Balyoz ve Ergenekon süreçleri arasına mesafe koymak istiyor. Yani CHP pozisyonuna düşmek istemiyor. Bu konuda Bahçeli ortada bir pozisyon belirliyor. Öyle ergenekon üyesi olmak istiyorum diye abuk bir muhalefet anlayışına sahip değil" diye konuştu.

"Burada şunu düşünmemiz lazım" diyen Kütahyalı şöyle devam etti:

"Eğer bu generaller ve subaylar zimmete para geçirme iddiasıyla yine tutuklansaydı, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları gider miydi? Gitmezdi. O insanın yanında bile durmak istemezlerdi. Ama darbecilik suçundan yargılanan, Türkiye'de bir kaos ortamı, sokakları kan revan götürecek bir plan yapmakla suçlanan insanlara her türlü şey yapılıyor. Bu aslında şunu gösteriyor Türkiye'de darbecilik hala yüz kızartıcı suç olarak görülmüyor.
 
Türkiye'de 12 Eylül binlerce insanı öldürdü daha da ötesi on binlerce insanı vatandaşlıktan çıkardı, on binlerce insan işgenceden geçti. Bu Balyoz darbe planı da iddianemade 12 Eylül harekatı model alınarak yapılmış bir darbe plandır. Şimdi böyle bir suç zimmete para geçirmekten kat ve kat daha ağır, daha onursuz, daha şerefsiz bir suçtur eğer doğruysa. Böyle bir durumda Türkiye'de o kadar bir demokratik kültür eksikliği var ki darbecilik suçu olduğunda Türkiye laiktir laik kalacak diye yürüyebiliyorlar. Zimmete para geçirmek olsa İlhami Erdi'nin eşi Türkiye laiktir laik kalacak diyebiliyor muydu? Diyemez çünkü Türkiye'de en merkez gazetelerden biri Amiral Battı diye manşet attı. Yani Türkiye'de de dünyanın her yerinde darbecilik zimmete para geçirmekten daha ağır bir suçtur."

BEYAZ GAZETE