İlahiyat Profesörü Eleştirilere Cevap Verdi
Selçuk Üniversitesi (SÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker, ’Dekolte giyersen tecavüz edilirsin’ gibi hiçbir cümle kullanmadığını söyledi.
SÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker, ulusal gazete ve televizyon kanallarında söylediği iddia edilen sözlerine açıklık getirdi. İlahiyat profesörü Çeker, Konya’dan yayın yapan KON TV’de her hafta konuk olarak katıldığı ’İslam ve Hayat’ programında medyada kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. ’Taciz’ konusunda suçun odağında kadının olduğuyla ilgili herhangi bir şey söylemediğini, bunu ifade etmesinin de mümkün olmadığını belirten Çeker, "Öyle söylemek için insanın zihnindeböyle bir kanaat olmalı. Zihnimde hiç öyle bir şey yok. Ben özellikle sarkıntılık ve taciz gibi olumsuzlukların üzerinde durdum. ’Bunların odağında kadın vardır’ gibi bir lafım olmadı. Altını çizerek tekrar söylüyorum, ’Dekolte giyersen tecavüz edilirsin’ gibi hiçbir cümle kullanmadım" dedi."KADIN TAHRİK EDİCİ, DAVET EDİCİ ŞEKİLDE DEKOLTE GİYİNİRSE SARKINTILIK KONUSUNDA AHLAKİ SUÇA İŞTİRAK ETMİŞ OLUR" Tecavüzün hangi suretle olursa olsun en ağır cezanın uygulanması gereken bir suç olduğunu belirten Çeker, bu suçu savunmanın mümkün olmadığını söyleyerek, şöyle devam etti:"Bunu savunmam mümkün değil. Birileri ben böyle dedim, diyorsa Allah’a havale edilir. Dinimizde de okuduğum, okuttuğum kültürde de en ağır cezalardan birisi bu tecavüz için tertip edilmiştir. Buna rağmen benim bunu demem mümkün değildir. Kadına ayrımcılık yapılmıştır yorumu yapıldı. Bu yoruma nasıl gidildi bilemiyorum. Ya benim söylediklerimi anlamama şeklinde olmuştur ya da kasıtlı yanlış anlama olmuştur. Kadın ayrımcılığı aklımın köşesinde olmadı. Bir başkası kadının suç unsuru olarak gösterildiğiyorumunda bulundu. Şimdi gel de sen buna tövbe estağfurullah deme. Orada merkeze erkeği aldık. Dedim ki; kadın tahrik edici, davet edici şekilde dekolte giyinirse bu sarkıntılık konusunda suça iştirak etmiş olur. Burada mahkemedeki suçu kast etmiyorum. Bir hukukçu böyle bir yorum yaptı. Bu ahlaken suç görülen bir şeydir. Yoksa mahkemeyi nereden bileceğim. Hakim nasıl takdir ederse öyle der. Ahlaken suça iştiraktir, günahtır anlamında söyledim. Bir başkası da işi töre cinayetine kadar götürdü. Törecinayetini ben bildim bileli cinayet olarak telakki ediyorum. Bunun caiz olmadığını söylüyorum. Töre cinayetinin ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyorum.""MESLEĞİMİN ERBABIYIM"Mesleğini çok sevdiğini ve öğrenciler arasında da sevilerek takdir edildiğini anlatan Çeker, bunun rektörlüğün yaptırdığı anketlere de yansıdığını kaydetti. Prof. Dr. Orhan Çeker, "Birisi, ’Bu hocanın yetiştirdiği talebelere acıyorum’ mealinde bir şeyler söyledi. Ben kendi fakültemde, ispatlı ve şahitlidir ki mesleğimin erbabıyım. Ben şimdiye kadar derse ne bir dakika geciktim ne de bir dakika eksik ettim. Şimdiye kadar da belki talebeyi en çok çalıştıran, mezun oldukları zaman lazım olacak bilgilerledonattığım, şahitli ispatlıdır. Mesleğimi seve seve yaptım. Bunu herkes talebelerimden sorabilir. Rektörlüğümüz zaman zaman bizden habersiz öğrenciler arasında anket yapar. Benim aldığım not 90 civarındadır. En çok benim dersten kalırlar. Çünkü sınıfta bıraktıysam zayıf aldığı içindir. Bunu da altını çize çize rahatlıkla söylüyorum. Candan ve içtenlikle bu mesleği yaptım" diye konuştu.RÖPORTAJIN KONUSU HADIM CEZASIYDI Tartışmalara yol açan röportajı anlatan Prof. Dr. Orhan Çeker, ülke gündeminde olan hadım cezasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, Kur’an ve sünnette böyle bir cezanın olmadığını ve işi cezaya getirmeden önce sarkıntılık, taciz gibi suçların sebepleri üzerinde durulması gerektiğini aktardığını bildirdi. Çeker, "Hadım etme cezasının Kuran’da ve sünnette olmadığını söyledim. Yani bunu tasvip etmediğimi belirttim. Ama tabii ki, zamanın devlet yetkilileri başka çare bulamazlar, mecbur kaldıklarıiçin geçici tedbir alırlar, o ayrı konu. Ben ona girmedim zaten. Ondan sonra ’aslında iş hadımlık cezaya gelmeden önce toplumda bu sarkıntılıkların, tacizlerin sebepleri üzerinde durulmalı’ dedim. Toplumumuzu çok yaygın bir ahlak eğitimine tabi tutmak gerekir. Hatta bunu milli politika halinde uygulamak gerekir. Ve bu arada dedim ki, eğer sarkıntılık veya taciz kadın vakur bir şekilde davrandığı halde erkekten gelirse bunda yüzde yüz erkek suçludur, en iğrenç hareketlerden biridir ve tabii kicezalandırılması gerekir. Ama kadın, dekolte kıyafetiyle tahrik ve davetiyle erkeği eğer bu şekilde davet ettiyse, aynı suça o da ortak olur. Bundan ’erkeği savunuyorum’ yanlışı çıkmasın. Başta erkek suçludur. Kadın böyle davranmışsa ona ortak olmuştur. Dediklerimin hepsi bu. Bunu sadece ben söylemiyorum. Batı ülkelerindeki uygulamalara bir bakın. Daha geçen hafta Rusya’da bir papaz bile hanımları uyardı ve ’dekolte kıyafetle sokaklara çıkmayın’ dedi. Yani sarkıntılık ve taciz sadece Müslüman çevreiçin tehlike değildir. Onlar bu noktada, kadın teşvik edici davranıyorsa kadını da suça ortak ediyorlar. Avrupa ülkelerinin hangisine bakarsanız var. Ben bunları ifade ettim" şeklinde konuştu. İslam dininde kadınlara verilen önemi çok iyi bildiğini dile getiren Prof. Dr. Orhan Çeker, "Dinimi çok iyi biliyorum. Başta anneler olmak üzere kadınlara dinimizde ne kadar önem verildiğini ben çok daha iyi bilirim. Benim bu dediklerimin dışında kim bir şey yazarsa, buradan alenen tekzip ediyorum. Tabii ki herkes söylediğiyle, yaptığıyla Allah katında da hesaba çekilecektir. Bu söylediklerimde de hiçbir yanlışlık yok. Doğruyu söylüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA