Masumane duygularla gazetecilik yaptıklarına inanmıyorum
Dün akşam Beyaz TV ekranlarında yayınlanan 4 Kadın 1 Erkek programında tansiyon yine doruk noktasına ulaştı.
Her hafta farklı bir konuğun moderatörlüğünü yaptığı programı dün akşam Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk sundu.
Güncel konuların masaya yatırıldığı programda söz Oda TV’ye yapılan baskına gelince ortalık bir anda karıştı.
Sevilay Yükselir’in, “ Ben Soner Yalçın ve Oda TV’nin çok masumane duygularla gazetecilik yaptıklarına inanmıyorum” sözlerinin ardından programa Oda TV muhabiri İklim Bayraktar ve Soner Yalçın’ın eski eşi ve avukatı Feza Yalçın telefon bağlantısı yaptı.
Feza Yalçın’ın, “ Biz Sevilay Hanım hakkında bir dava açtık. Sevilay Hanım hakkında Oda TV’de bir haber çıkmadığı halde tam olarak 20 günde 5 yazı yazıldı Soner Yalçın’a hakaret içeren. Bu yazılan yazıların hepsi küçültücü ifadeler bunu üzerine 100 sayfalık bir dilekçe hazırladım ve dava açtım. Mahkemede dava sonuçlandı ve yapılan yargılama sonucunda kişilik haklarına saldırdığı kabul edildi ve kendisi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir” sözleri karşısında Sevilay Yükselir daha fazla dayanamadı ve karşı atağa geçti.
Sevilay Yükselir bu sözlere, “ Benim hakkımda haber yokmuş duydunuz mu benim avukatım da duyuyor. Sildikleri haberler benim avukatımda duruyor” karşılığını verdi.
İkili arasında tansiyon bu dakikadan sonra bir anda bile duraksamadan devam etti. Sevilay Yükselir, “ Ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum. Ben o kişinin şahınsa ve ailesine çoluğuna çocuğuna hakaret etmiş değilim” sözleri ise tansiyonu indirmeye yetmedi.
Bu tartışmanın ardından Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi programa bağlandı ve “Sevilay Yükselir bir zihniyeti anlatıyor” diyerek destek verdi.
Nükhet İpekçi “ 30 yıllık bir gazetecinin arkasında bıraktığı eserleri düşünürsek o eserlerde yayınlanan fikirler ve o zihniyet nedeniyle yakın bir süre önce TRT’de çok fazla yankı uyandırmadı fakat Ülke TV’de Mehmet Ali Ağca’nın ‘Binlerce ülkücü şehit varken bir Yahudiden söz ediyoruz bu mudur önemli’ dedi. Buradaki vurgunun bütün eserlerin bu tür zihniyetten kaynaklanıyor. Geçenlerde bir aile büyüğünü defnettik orada cami görevlileri bize Müslüman geleneklerine göre mi gömeceksiniz diye bir soru sordu bu sorunun da buraya gelmesi bu yayınlarla ilgilidir. Bu yayınlar şimdi başka kuşakları zehirleyecek. Bir panele konuşmacı katıldım ve o panelde bir gazeteci kızı olarak gazetecilerinin denetimlerinden söz etmek zorunda kaldım. Bu tür yayınlar başka bir şey söylüyor. Sevilay Hanımın anlattıklarına başka bir gözle bakmak gerekir. Gözaltında olan bir kişi hakkında şimdi mi konuşmak gerekirdi. Bu kişiselliktir değil bu bir zihniyetin tartışmasındır. Abdi İpekçi’nin kızı olarak basın özgürlünden söz etmek bana da zor geliyor” dedi.
Güncel konuların masaya yatırıldığı programda söz Oda TV’ye yapılan baskına gelince ortalık bir anda karıştı.
Sevilay Yükselir’in, “ Ben Soner Yalçın ve Oda TV’nin çok masumane duygularla gazetecilik yaptıklarına inanmıyorum” sözlerinin ardından programa Oda TV muhabiri İklim Bayraktar ve Soner Yalçın’ın eski eşi ve avukatı Feza Yalçın telefon bağlantısı yaptı.
Feza Yalçın’ın, “ Biz Sevilay Hanım hakkında bir dava açtık. Sevilay Hanım hakkında Oda TV’de bir haber çıkmadığı halde tam olarak 20 günde 5 yazı yazıldı Soner Yalçın’a hakaret içeren. Bu yazılan yazıların hepsi küçültücü ifadeler bunu üzerine 100 sayfalık bir dilekçe hazırladım ve dava açtım. Mahkemede dava sonuçlandı ve yapılan yargılama sonucunda kişilik haklarına saldırdığı kabul edildi ve kendisi tazminat ödemeye mahkum edilmiştir” sözleri karşısında Sevilay Yükselir daha fazla dayanamadı ve karşı atağa geçti.
Sevilay Yükselir bu sözlere, “ Benim hakkımda haber yokmuş duydunuz mu benim avukatım da duyuyor. Sildikleri haberler benim avukatımda duruyor” karşılığını verdi.
İkili arasında tansiyon bu dakikadan sonra bir anda bile duraksamadan devam etti. Sevilay Yükselir, “ Ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum. Ben o kişinin şahınsa ve ailesine çoluğuna çocuğuna hakaret etmiş değilim” sözleri ise tansiyonu indirmeye yetmedi.
Bu tartışmanın ardından Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi programa bağlandı ve “Sevilay Yükselir bir zihniyeti anlatıyor” diyerek destek verdi.
Nükhet İpekçi “ 30 yıllık bir gazetecinin arkasında bıraktığı eserleri düşünürsek o eserlerde yayınlanan fikirler ve o zihniyet nedeniyle yakın bir süre önce TRT’de çok fazla yankı uyandırmadı fakat Ülke TV’de Mehmet Ali Ağca’nın ‘Binlerce ülkücü şehit varken bir Yahudiden söz ediyoruz bu mudur önemli’ dedi. Buradaki vurgunun bütün eserlerin bu tür zihniyetten kaynaklanıyor. Geçenlerde bir aile büyüğünü defnettik orada cami görevlileri bize Müslüman geleneklerine göre mi gömeceksiniz diye bir soru sordu bu sorunun da buraya gelmesi bu yayınlarla ilgilidir. Bu yayınlar şimdi başka kuşakları zehirleyecek. Bir panele konuşmacı katıldım ve o panelde bir gazeteci kızı olarak gazetecilerinin denetimlerinden söz etmek zorunda kaldım. Bu tür yayınlar başka bir şey söylüyor. Sevilay Hanımın anlattıklarına başka bir gözle bakmak gerekir. Gözaltında olan bir kişi hakkında şimdi mi konuşmak gerekirdi. Bu kişiselliktir değil bu bir zihniyetin tartışmasındır. Abdi İpekçi’nin kızı olarak basın özgürlünden söz etmek bana da zor geliyor” dedi.