Chp Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balyoz davasında verilen tutuklama kararları ile ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşener’in Dolmabahçe görüşmesini eleştirerek, "Dolmabahçe’de, son tutuklamalarla ilg

Chp Grup Toplantısı
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, demokrasiyi demokrasi yapanın seçim olmadığını, kurumlar olduğunu söyledi. Bu konuda örnekler veren Kılıçdaroğlu, "Eğer seçim demokrasiyi demokrasi yapsaydı herhalde en ileri demokrasilerden birisi Mısır olurdu. Yüzde 87 oyla geldi çünkü. Eğer seçim demokrasiyi demokrasi yapsaydı Hitler’in Almanya’sı olurdu. O da çok ağırlıklı bir oyla geldi. Ama bir ülkede kurumlar varsa, kurumlar sağlıklı çalışıyorsa, güçler dengesi ilkesi tam oturmuşsa ülkededemokrasi var demektir. Yasama, yargı, yürütme ve medya görevini yapıyor demektir. Şimdi bizde görevini yapan bir kurum var: Yürütme. Yasama yürütmenin emrinde, gündemi yürütme belirliyor. Başkan usulen başkan, kimsenin taktığı da yok. Çünkü kürsüde Başbakan konuşurken Meclis Başkanı’na diyor ki, ’sen mi susturacaksın, yoksa ben mi susturayım.’ Ne demek bu? ’İşini yap, yoksa seni oradan alırım’ demektir. Açıkça tehdittir. Bu tehdide bir şey söylediler mi Meclis Başkanları? Hayır, yuttular. Çünkü biliyorlar ki konuşurlarsa oradan olacaklar.’’ Yeni düzenlemelerle yargını artık bağımlı ve taraflı olacağını savunan Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hakim karar mı verecek? Benim istemediğim karar. Ben sana gösteririm. Emrinde zaten HSYK var. ’Değiştirin bunu, urun kellesini.’ Vuracaklar. Yerine yeni bir yargıç veya benim istediğim karar çıkacak. Bu mudur demokrasi. Baskılara direnemeyen bir medya, korkmadan ayağa kalkamayan bir medya. Korkmayın diyoruz. Neden korkuyorsunuz siz? Ödün verilerek bir yere gidilmez. Alman rahibin dediği gibi;’Önce sırayla götürdüler, sesimi çıkarmadım. Sıra bana geldiğinde sesini çıkaracak adam bulamadım’ diyor. Aynen öyle. Türkiye’yi o kulvara sokuyorlar. Hepimizin bilmesi gerekiyor, her yurttaşın bilmesi gerekiyor. Her yurttaşın dikkatli olması gerekiyor. Korkmayacağız, güçlü olacağız; beraber olacağız, birlik olacağız. Geçmişte hangi siyasal partiye oy verirse versin, bugün bütün vatanseverleri, ülkesini sevenleri görev başına çağırıyorum. CHP’nin çatısı altına çağırıyorum. Bütün bunları yapıyorlar. Bir debuna ileri demokrasi diyorlar. Kanıma dokunan da bu. Neresi ileri demokrasiymiş bunun? Telefonla konuşuyorsun, korkuyorsun, kim dinleyecek beni diye. İleri demokrasiye bakın siz. Medyayı baskılamışsın, haber yazanı işinden atın diye telefon ediyorsun, işinden atıyorlar. Adı ileri demokrasi. Özgürlük, önümüzdeki dönemlerde, önümüzdeki aylarda en çok telaffuz edeceğimiz sözcük olacaktır. Nefes alacak hal bırakmamak üzere çaba harcayacaklardır. Toplumun nefes almasını engelleyeceklerdir. Her türlü baskıyıkurarak. Baskıyı yargı aracılığıyla uygulayacaklardır.’’ ’DOLMABAHÇE’DE ERDOĞAN- KOŞANER GÖRÜŞMESİ’ Kılıçdaroğlu, hukukun herkes için olduğuna, hukukun rütbesi, makamının bulunmayacağını belirterek, ’’Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kafasında böyle bir algının değil, çok farklı bir hukuk kavramının olduğunu’’ öne sürdü. Kılıçdaroğlu, ’’Erdoğan’a göre, Başbakan’ın tartışılamayacağı, dava açılamayacağını, eleştirilemeyeceğini, sadece övüleceğini’’ ileri sürerek, ’’Öyle alışmış. Etrafındakiler de öyle alıştırmış, ’Sayın Başbakan, şurada hatan var’ deme yürekleri dahil yok’’ dedi. Konuşmasında Balyoz davasına da değinen Kılıçdaroğlu, "Bir darbe edebiyatı gidiyorlar. Sabah darbe, akşam darbe. 3 yıldır darbeyle gidiyoruz ama darbe olmadı. 500-600 kişi toplanıyormuş, darbe planları yapıyorlarmış. Bir adam darbe yapıyorsa adam gibi bulur çıkarırsın, yargılanır, mesele biter. Kimse suçluyu korumuyor, soruşturma açma demiyor. Ama sen aynı olay nedeniyle, hayatta yan yana gelmemiş kişileri, aynı potanın içine koyup, biz bunları nasıl bu potada eritir, baskı uygularız anlayışı olmaz.Dolmabahçe’de, son tutuklamalarla ilgili Sayın Genelkurmay Başkanı ile mahkemenin savcısı görüştüler. Mahkemenin savcısı Sayın Erdoğan .Siz bu görüşmeye, yargı bağımsızdır, tarafsızdır diyebilir misiniz’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın, bugünkü grup toplantısında ’’Yargının işine müdahale etmeyelim’’ yönündeki sözlerine de atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Eyvallah, doğru bir laf, yargının işine müdahale edilmez. Peki senin milletvekilin yargıya, ’Bu dosyayı inceledim, yolsuzluk yoktur,davayı açma’ diye yazı yazıyor. O milletvekiline bir şey yaptın mı? Senin bakanın, Erzurum, Erzincan’a telefon edip, ’Tutukladıklarınızı serbest bırakın’ dediğinde aklına, yargıya niye müdahale ediyorsunuz diye sormak gelmedi mi? Onlar her türlü müdahaleyi yapar, hakları var, öyle görüyorlar, hukuk anlayışı o... Ama biz eleştirdik mi, ’Yargıya müdahale edilir mi’ diyorlar. Sen hukuksuz pek çok iş yapacaksın, altına imza atacaksın, biz bir şey yapmayacağız. Bu da ileri demokrasi olacak. Sevsinler senin ileridemokrasini. Biz bunun arkasını bırakmayacağız. Sayın savcı ile görüşmeler oldu. Ne zaman çağırsalar herkes mahkemeye gidiyor, kaçan yok. Eğer delilleri karartacaklarsa, yok edeceklerse hay hay. Bunlar yokken, siz insanları hangi gerekçeyle tutukluyorsunuz? Birden bire yüz küsur kişiye tutuklama kararı verdiniz, tutuklunun avukatına söz verilmiyor. Tarafsız ve bağımsız yargıcımız ’kapıları derhal kapatın’ diyor, Afrika’daki esir kampındalar çünkü. Böyle bir anlayış, hukuk düzeni olabilir mi? Yarın bunlarberaat etti diyelim, olur ya, çünkü belgelerin büyük kısmının sahte olduğunu hepimiz biliyoruz. Hani o, bilgi yüklenen teğmen kardeşimiz vardı ya... ’Sehven yaptık biz bu işi’ diyorlar. Onu sehven yaptılar, peki asıl kimin için yapacaklardı? Demek ki başka birine niyetlendiniz. Bu olayın üzerine, halen cesaretle gitmediniz. Zamana yayıyorlar. Ama unutmayın ne kadar zamana yayarlarsa yaysınlar, bu olayların takipfimiz sözcük olacaktır. Nefeçisi olacağız.’’ "SENİN SAVCILARIN, YARGIÇLARIN, BİZE UYDURMA SUÇ ÜRETEBİLİRLER, TUTUKLAYABİLİRLER"Konuşmasında Oda TV’ye yapılan baskını ve gazeteci Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasına da değinen Kılıçdaroğlu, Yalçın’ın, pazar günleri kaleme aldığı, tarihi güncelleştiren yazılarını büyük dikkatle okuduğunu, kitaplarını kaçırmamaya çalıştığını anlattı. Yalçın’ı, ’’çalışan, üreten, kalemini satmayan, besleme ve yandaş olmayan, yalçın, kaya gibi bir adam’’ diye niteleyen Kılıçdaroğlu, internet sitesinin de yazılamayanı yazdığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Yalçın’ın, ’’Bir televizyon kanalı kuracaktık,kurdurtmamak için bu yapıldı’’ dediğini anımsatarak,’’Hortumcu, yandaş olsaydı sırtı sıvazlanırdı. Onu, arama yaparak, baskı kurarak susturacağınızı sanıyorsanız yanlış yere çarptınız, çünkü soyadı Yalçın, kaya gibi duruyor. Her türlü desteğimiz onun arkasında. Ergenekon terör örgütüne üye olmak. 3 yıldır devam ediyor, örgüt üyeliğine istediğiniz zaman gidip üye olabiliyorsunuz. Nerede bu örgüt, gideceğim üye olacağım. Bunlarda akıl mantık yok, bunlar için hukuk diye bir kavram yok ki. ’İstediğimitutuklarım, istediğim yargıca düşürürüm, istediğim kararı vermezse yargıcı değiştiririm, değiştirdikten sonra istediğimi tutuklarım, gözaltına aldırırım. Hakimlerimi atarım, arkadaşlar dava geliyor, kararı nasıl vereceğinizi bilirsiniz.’ Bu mu hukuk? Kaygımız, buradan. Hukuk, bağımsız ve tarafsız olmalı, bu özelliklerini yitirirse hukuk olmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Yargıtay ve Danıştay ile ilgili yasayı onaylamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı, hukuk konusunda çok duyarlı olduğunu söylüyor. ’İçeridekiler salıverilmesin, o nedenle derhal imzaladım’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, mademki hukuk konusunda bu kadar duyarlısın, hülleyle Anayasa Mahkemesi’ne yargıç tayin edilirken, elin nasıl vardı da o kalemi alıp, imzaladın? Anayasa Mahkemesi’ne, hülleyle hakim tayin edeceksiniz, o Mahkeme Başkanı bile bunu içinesindirecek, sonra Yargıtay, Danıştay’a ders vermeye kalkacak. Hadi canım sende, kimsin sen ders vermeye kalkıyorsun?’’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan CHP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması isteyen Kılıçdaroğlu, ’’Yargını, medyanı kurdun, iş dünyanı kendine göre oluşturdun, yasama organı zaten emrinde. Senden bir şey istiyorum, bizim dokunulmazlığımızı kaldır arkadaş, istemiyoruz dokunulmazlık’’ dedi. Demokrasinin, yargının bu kadar kirlendiği, tartışma konusu olduğu ortamda, hiçbir CHP milletvekilinin, dokunulmazlık zırhına bürünmek istemediğini belirten Kılıçdaroğlu, ’’Senin savcıların, yargıçların,bize uydurma suç üretebilirler, tutuklayabilirler, hepsini göze alıyoruz. Senin dokunulmazlığın kalsın, sen dur orada. Bu ülkeye demokrasi, özgürlük getirmek için her türlü bedeli ödemeye kararlıyız. Kimse bunun önünde duramayacak’’ dedi. Kılıçdaroğlu, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in avukatlığını yaptığının ortaya çıktığını, İyimaya’nın para almadığını söylediğini belirterek, ’’Demek ki gönül birliği var. Darbeciler ücret olarak ne verir, karşılığında tabanca aldı mı, almadı mı?’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın vaadleri için ’Kaynak benim’ demesini eleştirmesine de göndermede bulunan Kılıçdaroğlu, ’Kaynak, benim’ derken bilinçli söyledim. Bu ülkenin imkanlarını bilen insanlarız, devletin neyi var, neyi yok en iyi biz biliriz, Başbakan bilmez. Toplamayı da, çıkarmayı da en iyi biz yaparız. Kaynak niye biziz, çünkü hortumları keseceğiz, sen yandaşlarına bağladın. Hortumları kesecek olan ben olduğum için ’ben kaynağım’ diyorum, sen hortumları kesemezsin, hortumdan besleniyorsun. Milleteverdiğim söz var, bunların maskesini indireceğim" dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasını " Dün Sevgililer Günü’ydü, bütün sevgililerin gününü kutluyorum. Dün, çağların önemli bir insanı Hz. Muhammed’in doğum günüydü. O da bizim bir sevgilimiz, o insanlığa bir güneş gibi doğdu. O güneş, bütün sıcaklığıyla, her zaman var olacak’’ diyerek bitirdi. Öte yandan CHP İzmir milletvekili Canan Arıtman ise grup toplantısı öncesi gazetecilerin Başbakan Erdoğan’ın ’CHP’li kadınlar aynı tornadan çıkmışlar’ yönündeki sözlerine dava açacağını söyledi.
Kaynak: İHA