Sinema Yönetmeni Uçakan: İkinci bir Muhteşem Yüzyıl filmi yapamadık

Ünlü yönetmen Mesut Uçakan, vatandaşın televizyon veya sinema gibi görsel saldırılara karşı haklı bir duruş sergilediğini söyledi. Uçakan, “Sinemanın içerisinde olan biri olarak, bu tavırları haklı; fakat son derece yetersiz buluyorum.”dedi. Yıllarca bu



"10 MİLYON İNSANIN HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAMASI LAZIM"
Bir yönetmenin yapıtını ‘Şöyle, böyle olmuş.” diye teknik olarak eleştirmek istemediğini ifade eden ünlü yönetmen Mesut Uçakan, hassasiyetinin tarihe vurgu noktasından kaynaklandığını dile getirdi. Uçakan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir Recep İvedik gibi bir filmi.. Onu çekenler için, Şahan Gökbakar’a bir şey demiyorum. Onlar bir olayın fotoğrafını çekiyorlar. Bu ortamda böyle bir meşru hakları da var. Recep İvedik tiplemesi için diyorum.. Ve şu benzetmeyi yapıyorum: Eskiden def ile iri yarı ayılar oynatılıp, para toplanırdı. Şimdi ona benzer iri yarı bir adam çıkartıyorlar, her tarafı kıllı.. Bu ne sanattır, ne fikirdir, ne toplum meselesidir. Bundan öyle bir yaralanmış vaziyetteyim ki; en az 10 milyon insan bir meydanda toplanıp, hüngür hüngür ağlaması lazım. Nasıl oluyorda böyle bir film gelmiş geçmiş en büyük hâsılat rekorları kırıyor. Bu halka ne oldu… Biz ölümsüzlük sırrı, imtihandan bahsediyoruz, kimse dönüp bakmıyor.”
Geçmişten buyana sinema ve televizyonun önemine vurgu yaptığını aktaran Mesut Uçakan, şimdi insanların günde 4–5 saatini TV başında geçirdiğini bildirdi. Koca bir milletin adeta TV’ne esir hale geldiğini anlatan Uçakan, “Bu adeta bir tapınmadır. Tapınma nedir? İnsanın bütün algı ve konsantrasyonunu karşı tarafa vermesidir. Öyle bir tapınma söz konusu. Haliyle çoçuk, genç ve yaşlısı bu dizi ve filmlerle eğitiliyor. Halen bu dizilerin toplumun üzerindeki etkilerini konuşmak bile, bana çok geride kalmış olarak geliyor. Bir merkezden yönlendiren bu filmler. Çünkü bilinçaltına yerleşiyor. Bir merkezden yönetilmiş gibi çocuğu esrar, sigara, fuhuşa ve alkole yöneltiyor.” yorumunu yaptı.
AGD Adana Şube Başkanı Abdulaziz Kıranşal ise yaptıkları araştırmalarda toplumda adeta sosyal bir çöküntünün yaşandığını söyledi. Televole kültürüyle büyüyen çocuk ve gençlerin dezenformasyon hummasına tutulduğunu anlatan Kıranşal, uyuşturucu ile tanışma yaşının 12’ye indiğini aktardı.
Kıranşal,“Artık iki elimizi başımıza koyup kara kara düşünme vakti gelmiş ve geçmiştir. Bu tahribatın giderilmesi noktasında herkese görevler düşmektedir.”dedi.