Bana göre Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresiyle ilgili tartışmalara ilişkin, ''Bana göre Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır. Bu benim şahsi görüşüm'' dedi.

Bana göre Cumhurbaşkanımızın görev süresi 7 yıldır
Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Başbakanlık, MİT, MGK Genel Sekreterliğinin 2012 yılı bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorusunu yanıtladı.

CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun ''Belki ben de Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum. Mevcut Cumhurbaşkanının görev süresi nedir?'' şeklindeki sorusu üzerine Bozdağ, Anayasanın ilgili maddesinde yapılan değişiklikten sonra Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini hatırlattı.

Mevcut Cumhurbaşkanının eski hukuka göre seçildiğini ifade eden Bozdağ, görev süresine ilişkin tartışmaları ortadan kaldıracak bir geçiş hükmünün de bulunmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin Anayasa hukukçularının bir kısmının 5 yıl, diğer bir kısmının da 7 yıl olduğu konusunda görüşlerinin bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:

''Her iki tarafın tartışmalarında da haklılık payları var. Bakanlar Kurulunda bu konuyla ilgili herhangi bir görüşme kesinlikle yapılmamıştır. Bu konuya dair Hükümetin oluşturduğu bir görüşü sözkonusu değildir. Bu konu Meclisin takdirinde olan bir konudur. Eğer Meclis çıkaracağı bir yasayla geçiş hükmü koyduğu takdirde ona göre hareket edilir. Cumhurbaşkanı eski hukuka göre seçildi. Böyle bir durumda bu geçiş hükmüyle belirlenebilir. Bu konuda kanun çıkarma, hüküm koyma yetkisi parlamentodadır.''

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın, ''Oslo'daki görüşmelerle ilgili Hakan Fidan'ı hangi tarihte İmralı'ya gönderdiniz? Dönünce nasıl bir rapor verdi?'' sorusunu yanıtlarken, MİT'in, ülkenin güvenliği ve huzurunun sağlanmasına ilişkin olarak, yasanın kendisine verdiği görevleri yaptığını belirtti. Bozdağ, ''Terörle mücadele MİT'in görevleri arasındadır. Onunla ilgili alanlarda olandan bitenden haberiniz olacak. Teşkilat, ülke güvenliği açısından gerekli olanları yasanın çizdiği sınırlar içerisinde yapacaktır, yapmaya devam edecektir. Bu konuda bir protokol kesinlikle yoktur. Bunu hem Sayın Başbakan hem de Hükümet defalarca yalanlamıştır'' diye konuştu.

-KHK'lar-

''KHK çıkarmak, TBMM'yi by-pass etmek değildir'' diyen Bozdağ, KHK çıkarma yetkisi veren kanunun, TBMM'de, komisyonlarda görüşüldüğünü anımsattı. Bozdağ, ''Meclisten ne kaçırıldı?'' diye sorarak, Bülent Ecevit'in 1974'teki Hükümet döneminde 3, 3. Hükümeti döneminde 21, DYP-SHP koolisyon döneminde 14, Tansu Çiller'in döneminde 75, DSP- ANAP- MHP iktidarında da 51 KHK çıkarıldığını hatırlattı. Bozdağ, 9 yıllık iktidarları döneminde ise 35 KHK çıkardıklarını, anayasanın verdiği yetki çerçevesinde bunu kullanmalarının, anayasaya uygun olduğunu, Meclisi by-pass etmek anlamına gelmediğini kaydetti.

Anayasa Mahkemesinin, yeni dönemde de görevlerini yaparken insan haklarından, hukuk devletinden, demokrasiden, hukukun evrensel değerlerinden yana tavır koymasının; demokrasinin geliştirilmesi açısından önemli olduğuna işaret eden Bozdağ, Türkiye'de mahkemelerin uzun zamandır, temel hak, demokrasi, hukukun üstünlüğü konusunda parlamentoları, siyaset kurumunu, yürütmeyi zorlayan kararlar vermede, son derece tutucu kararlarına şahit olduklarını söyledi.

-''Yargı arka bahçe oldu'' eleştirilerine yanıt-



Bekir Bozdağ, ''Yargı AK Parti'nin arka bahçesi oldu, tekeline girdi'' yönündeki eleştirileri de yanıtladı.

Yapılan yeni hukuki düzenlemelerle HSYK'nın yapısındaki değişikliklere işaret eden Bozdağ, şunları söyledi:

''Avrupa'da pek çok parlamento, HSYK'ya üye seçerken, 'Türkiye neden parlamentosuna güvenip de bunu koymadı' diye eleştiri beklerdik. Koyamadık, keşke onu da koysaydık, iyi olurdu, inşallah yeni dönemde, anayasa çalışmalarında bu adımı birlikte atma imkanı doğar. Yargının ele geçme imkanı söz konusu değil, bir kez oluşum buna izin vermiyor, demokratik bir seçim var, böyle seçimde yandaş yapının oluşturulması imkanı yok.''

HSYK'da soruşturma ve inceleme yetkisinin daha önce adalet müfettişlerinde bulunduğunu, müfettişlerin ise Adalet Bakanlığına bağlı olduğunu anımsatan Bozdağ, soruşturma, inceleme yetkisinin HSYK'ya bağlı Teftiş Kuruluna geçtiğini kaydetti.

-''Biz karşı çıkarız''-

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yargıyı eline geçirmek isteyen iktidar, bütün hakim ve savcılarıyla ilgili bütün yetkileri devreder mi; biz devrettik. Çünkü bizim yandaş yargıdan içimiz yandı, bu ülkenin yılları kayboldu. Bir ülkede yargı yandaş olursa, felaket bir noktaya değil, kıyamete dönüşmüş demektir. Böyle bir şey olmasın diye yargı ne AK Parti, CHP, MHP, BDP ne de başka güç tarafından ele geçirilmesin, yargıçların iradesiyle gelenler orada olsun, tarafsızlık, bağımsızlık hayata geçsin diye bu adımları attık. Bundan sonra da hiç kimse bu yapı işlediği sürece yargıyı ön ve arka bahçesi olarak göremeyecektir.''

-''10 yılda 416 kişilik artış oldu''-

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da milletvekillerinin TBMM'de farklı statüde personel çalıştırılmasına ilişkin sorusu üzerine, çoklu istihdam modelinin sadece TBMM'ye ait olmadığını, tüm kamu kurumlarında bu modelin uygulandığını söyledi.

Yakut, ''Mecliste 2002'den bu yana kadrolu ve 4-C'li toplam 1502 personel istihdam edilmiştir. 1086 kişi de emekli olmuş ya da Meclisten ayrılmıştır. 10 yıldan bu yana personel sayısında 416 kişilik bir artış olmuştur. Ancak bu artış 4-C'li personelden kaynaklanmaktadır. Kadrolu personelde ise 90 kişilik azalma olmuştur'' diye konuştu.

Konuşmaların ardından Genel Kurulda, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Başbakanlık, MİT ve MGK Genel Sekreterliğinin 2012 yılı bütçeleri kabul edildi.