Prof.dr.yılmaz: 1998 Öncesi Yapılan Çok Katlı Binalar Gözden Geçirilmeli
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Kemalettin Yılmaz, 1998 öncesi yapılan çok katlı binaların gözden geçirilerek, hasarlılık ve depreme dayanıklılık raporlarının çıkarılması gerektiğini söyledi.
Sakarya`da 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi`nde hasar gören ve onarımları yapılmayan orta hasarlı konutların yıkımıyla ilgili süreç devam ederken uzmanlar problemin sadece orta hasarlılar olmadığını, hasarsız ve az hasarlı binaların da gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
SAÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yılmaz, orta hasarlı binaların güçlendirilerek kullanılabileceğini söyledi.
Mevcut orta hasarlı binaların bir kısmı güçlendirme yapılarak kullanılabilir hale geldiğini kaydeden Yılmaz, "Bir kısmında da güçlendirme yapılmadı. Bunların sayısı da sanıyorum 1300 civarında. Bu süreç içerisinde bunların hepsi güçlendirilebilirdi veya bir kısmı yıkılarak vatandaşın kullanımına sunulabilirdi. Bunlar yapılmadı. Tabi haklı olarak vatandaş soruyor. Niye bu zamana kadar beklendi. Niye şimdi elektrik su kesildi. Ama bir şekilde bunun önlemi alınmalıydı idare tarafından. 12 yıl uzun bir zaman gerçekten de. Adapazarı gibi depreme her an açık bir bölgede bu kadar uzun süre geçmemeliydi. Bu binalar güçlendirilerek vatandaşın kullanımına sunulabilirdi. Ama ne yazık ki tek seçeneğe indirgendi bu olay. Bu zamana kadar bunlar yapılmadığı için herhalde vatandaş yapmayacak düşüncesi ile idare bunların yıkılmasına karar verdi." dedi.
Vatandaşların, "Ben binamı güçlendirmek işitiyorum, yıkılmasına razı değilim." dediği zaman orta hasarlı binaların ekseriyetinin güçlendirilebileceğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "Adapazarı’nda sadece orta hasarlı problemi yok. Adapazarı’nda hasarsız ve az hasarlı binaların da gözden geçirilmesi lazım. Çünkü yeni yönetmeliğimiz 2007’de yayınlandı. Bundan önce 1998 yönetmeliğine göre yapılan binalarda da pek sorun yok. Ancak 1998 öncesi yapılan binaların büyük oranda gözden geçirilmesi gerekiyor. Ve ben inanıyorum ki bunların önemli bir kısmı da aynı orta hasarlı binalara benzer şekilde güçlendirme gerektirecektir. Ve bu binalar şu anki durum itibariyle depreme karşı güvensiz yapılardır. Burada da vatandaşın oturması risk teşkil ediyor."
1998 öncesi yapılan özellikle çok katlı binaların gözden geçirilerek hasarlılık, depreme dayanıklılık raporlarının çıkarılması gerektiğini belirten Yılmaz, "Can ve mal emniyetleri açısından bu en az orta hasarlı binalar kadar önem arz etmektedir. İdaremizin ve vatandaşlarımızın bu binalarda yaşayan insanlarımızın bu konuda biraz daha duyarlı olması gerekiyor. Ve biz gördük, 1999’da yıkılan binaların bir kısmı hasar görmedi ama bir sonraki Düzce depreminde hiç hasar görmeyen binalar bile yıkılabildi. Ama güçlendirilen binalarda böyle bir sorun yok. Eğer bir bina hasar derecesi ne olursa olsun güçlendirildiği takdirde en az yeni yapılmış kadar sağlam olmakta, depreme karşı güvenli olmakta." diye konuştu.
Bir binanın hasarsız olmasının o binanın olası bir depreme karşı dayanacağı anlamına gelmediğini dile getiren Yılmaz, "Sadece o binada mevcut durumuyla hasar yok. Ama o bina yoruldu. 1999 depreminde o bina ciddi anlamda yorgun düştü. Yani siz bir maça çıktığınızda nefes nefese kaldığınızda bir sonraki maça hazır hale gelebilir misiniz? Kendi performansınızı toparlayabilmeniz lazım. Çünkü o binanın performansını toparlayabilmesi için yeniden gözden geçirilerek ne kadar bir performans kaybı olduğunu mutlaka belirlenmesi lazım. Aksi halde o binalar en az orta hasarlı binalar kadar ciddi anlamda risk teşkil ediyor." açıklamasını yaptı.
Sakarya`da 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi`nde hasar gören ve onarımları yapılmayan orta hasarlı konutların yıkımıyla ilgili süreç devam ederken uzmanlar problemin sadece orta hasarlılar olmadığını, hasarsız ve az hasarlı binaların da gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
SAÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yılmaz, orta hasarlı binaların güçlendirilerek kullanılabileceğini söyledi.
Mevcut orta hasarlı binaların bir kısmı güçlendirme yapılarak kullanılabilir hale geldiğini kaydeden Yılmaz, "Bir kısmında da güçlendirme yapılmadı. Bunların sayısı da sanıyorum 1300 civarında. Bu süreç içerisinde bunların hepsi güçlendirilebilirdi veya bir kısmı yıkılarak vatandaşın kullanımına sunulabilirdi. Bunlar yapılmadı. Tabi haklı olarak vatandaş soruyor. Niye bu zamana kadar beklendi. Niye şimdi elektrik su kesildi. Ama bir şekilde bunun önlemi alınmalıydı idare tarafından. 12 yıl uzun bir zaman gerçekten de. Adapazarı gibi depreme her an açık bir bölgede bu kadar uzun süre geçmemeliydi. Bu binalar güçlendirilerek vatandaşın kullanımına sunulabilirdi. Ama ne yazık ki tek seçeneğe indirgendi bu olay. Bu zamana kadar bunlar yapılmadığı için herhalde vatandaş yapmayacak düşüncesi ile idare bunların yıkılmasına karar verdi." dedi.
Vatandaşların, "Ben binamı güçlendirmek işitiyorum, yıkılmasına razı değilim." dediği zaman orta hasarlı binaların ekseriyetinin güçlendirilebileceğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "Adapazarı’nda sadece orta hasarlı problemi yok. Adapazarı’nda hasarsız ve az hasarlı binaların da gözden geçirilmesi lazım. Çünkü yeni yönetmeliğimiz 2007’de yayınlandı. Bundan önce 1998 yönetmeliğine göre yapılan binalarda da pek sorun yok. Ancak 1998 öncesi yapılan binaların büyük oranda gözden geçirilmesi gerekiyor. Ve ben inanıyorum ki bunların önemli bir kısmı da aynı orta hasarlı binalara benzer şekilde güçlendirme gerektirecektir. Ve bu binalar şu anki durum itibariyle depreme karşı güvensiz yapılardır. Burada da vatandaşın oturması risk teşkil ediyor."
1998 öncesi yapılan özellikle çok katlı binaların gözden geçirilerek hasarlılık, depreme dayanıklılık raporlarının çıkarılması gerektiğini belirten Yılmaz, "Can ve mal emniyetleri açısından bu en az orta hasarlı binalar kadar önem arz etmektedir. İdaremizin ve vatandaşlarımızın bu binalarda yaşayan insanlarımızın bu konuda biraz daha duyarlı olması gerekiyor. Ve biz gördük, 1999’da yıkılan binaların bir kısmı hasar görmedi ama bir sonraki Düzce depreminde hiç hasar görmeyen binalar bile yıkılabildi. Ama güçlendirilen binalarda böyle bir sorun yok. Eğer bir bina hasar derecesi ne olursa olsun güçlendirildiği takdirde en az yeni yapılmış kadar sağlam olmakta, depreme karşı güvenli olmakta." diye konuştu.
Bir binanın hasarsız olmasının o binanın olası bir depreme karşı dayanacağı anlamına gelmediğini dile getiren Yılmaz, "Sadece o binada mevcut durumuyla hasar yok. Ama o bina yoruldu. 1999 depreminde o bina ciddi anlamda yorgun düştü. Yani siz bir maça çıktığınızda nefes nefese kaldığınızda bir sonraki maça hazır hale gelebilir misiniz? Kendi performansınızı toparlayabilmeniz lazım. Çünkü o binanın performansını toparlayabilmesi için yeniden gözden geçirilerek ne kadar bir performans kaybı olduğunu mutlaka belirlenmesi lazım. Aksi halde o binalar en az orta hasarlı binalar kadar ciddi anlamda risk teşkil ediyor." açıklamasını yaptı.