Şehit Eşi, İnsan Hakları Komisyonu’nda Gözyaşları Arasında Konuştu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan `Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesi`ne yönelik kurulan alt komisyon, Şehit Binbaşı Bülent Yavuz`un eşi Hülya Yavuz`u dinledi.

Konuşurken gözyaşını tutamayan Yavuz, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile zaman zaman karşılıklı diyalog yaşadı.

AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı başkanlığında toplanan alt komisyonda konuşan Yavuz, eşini 2000 yılında Tunceli`de şehit verdiğini belirterek, ``(Vatan sağolsun) dedim yine vatan sağolsun diyorum.`` dedi.
Zaman zaman gözyaşlarını tutamayan Yavuz`a, AK Parti Ankara Milletvekili Ülker Güzel su verdi. Eşinin 1997 yılında Harp Akademisini ikincilikle, Genelkurmay`ın dil sınavında üçüncülükle kazandığını dile getiren Yavuz, eşinin ataşe olarak yurt dışına gitmeyi düşündüğünü söyledi.
Tunceli`ye tayinlerinin çıktığını ve isteyerek Tunceli`ye gittiklerini belirten Yavuz, kendisinin de gittikleri yerlerde sözleşmeli öğretmenlik yaptığını belirtti. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: ``O sırada terör durmuştu. Ufak tefek şeyler oluyordu. Büyük şeyler değildi ya da eşim bize üzülmeyelim diye öyle diyordu. Eşim, çok sevinçli oldu, yurt dışına ateşe olarak gideceğini öğrendiği bir anda ve bayramın ikinci günü şehit oldu. Çok hayalleri vardı. Uluslararası ilişkilerde doktora yapmak, İspanyolca öğrenmek istiyordu. Hepsi yarım kaldı. Sonrası için anlatılacak hiç bir şey yok. Eşimin cenazesinde bir sürü devlet adamı, biri sürü vaatler. `her zaman yanınızdayız` dediler. Hiç bir zaman yanımızda olmadılar. Ağlamayacağım demiştim ama 11 yıl boyunca çok şey yaşadık oğlumla birlikte. Çok mücadele ettik. Eşim sayesinde bir devlet dairesine yerleştirildim. Oğlum üniversiteye girdi, Biyomedikal bölümü son sınıf öğrencisi. Acı yaşamıyor muyuz? Yaşıyoruz. Ayağımızın üzerinde dimdik durmaya çalışıyoruz. Eşimle birlikte şehit olan Yüzbaşı Ercan Solak`ın eşi 8 aylık hamileydi. Aynı yerde oturuyorduk. 35 bin şehit vermiş bir ülkede bu çok küçük bir örnek. Bazen isyan ettim. Neden, neyi paylaşamıyoruz biz bu ülkede? Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, neyi paylaşamadık? İlla kan mı dökülmesi gerekiyordu, yuvalar mı yıkılması gerekiyordu- Benim eşim vatan hizmeti yapıyordu, paylaşılamayan ne bu ülkede- Çocukların eline taşlar, sopalar verilerek neyin müdafaası yapılıyor bu ülkede- Sadece bir kaç maşa. Bu nifak tohumlarını sokan onlardan başka kimse değil. Gelelim o çocuk katiline. O çocuk katiline söyleyecek hiç bir şey bulamıyorum. Onu ben insan bile görmüyorum. O nemrut herif kimin maşasıyla, kimin ocağını söndürdüyse, ellerimiz onun yakasında. Mecliste, dışarıda onu savunanların kesinlikle karşısında 70 milyon insan var. O oradan çıkmayacak. Eğer o oradan çıkarsa bu ülkede çok dengeler değişir.``
Milletvekillerinin bir sorusu üzerine Yavuz, oğlunu kendi imkanları dahilinde okuttuğunu, burs almadığını kaydetti. Yavuz, Kredi Yurtlar Kurumu`na kredi başvurusunda bulunduğunu, ``babasından maaş alıyor`` diyerek geri çevrildiğini söyledi.

"HANGİ ASKER ASKERİ ÖLDÜRÜR? ONLAR SİLAH ARKADAŞI"
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürtçü`nün, olayla ilgili iddialar bulunduğunu belirtip, ``JİTEM itirafçısı`` Ulaş Özer`in, ``Her şekilde bu olay, bu operasyona gönderilenlerin ölmesi üzerine plan yapıldığını gösteriyor. Yaralılara takviye destek gitmediği için donarak öldüler. Telsizden destek istiyorlardı. Talimatla sesler gelmesin telsizleri kapattık`` ifadeleriyle ilgili ne düşündüğünü sorması üzerine Yavuz, ``Bu yazıyı ben de okudum ve çok şaşırdım. JİTEM diye örgütün var olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim. Bu şahsın verdiği bilgilerin doğruları yansıtmadığını düşünüyorum. Hangi asker askeri öldürür? Onlar silah arkadaşı. Benim eşim Mustafa Bıyık paşanın elinde şehit oldu. Hala ağabeyim diye bize sürekli destek olan kişi.`` diye konuştu.
Bu davanın hala devam ettiğini belirten Yavuz, ``Bu davayla konuşmak aslında abesle iştigal`` dedi. Kürkçü, ``Abesle iştigal diye bir şey yok. Gerçekleri ortaya çıkarmak için bu soruları sormak zorundayız`` diye konuştu. Yavuz`un ``Askerler komplo kuruyor, bunun mantığı var mı?" sorusuna Kürkçü, ``Var efendim. Bu memlekette böyle şeyler oluyor, olmaya da devam ediyor.`` karşılığını verdi.

``BENİM MANTIĞIM ALMADI,SİZ ISRARLA DEVLET YAPTI DİYORSUNUZ``
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de ``Olay olduğunda Tunceli`deki hakim psikoloji, `garanti devlet yapmıştır, hiç bir örgüt orada helikopter düşüremez, devletin işi`` şeklindeydi. Halktaki algı çok önemli. Biz sadece hakikatin ortaya çıkmasını istiyoruz. Kimseyi suçlama derdinde değiliz.`` dedi.
Yavuz, ``Benim mantığım almadı. Siz ısrarla devlet yaptı diyorsunuz.`` karşılığını verdi. Aygün, ``Kuşkular var. Elimde kanıt yok. Bu eylemi örgüt yaptı ama bu eyleme gelene kadar geçen süreçleri araştırmak lazım. Bazen devletin bir eylemin yapılmasına göz yummasıyla da can kayıpları olabiliyor.`` dedi.
Yavuz`un, ``Bakıyorum Mecliste milletvekilleri terörist cenazesine gidiyorlar gerine gerine. Ayrımcılık değil mi bu sizce-`` sözlerine üzerine Kürkçü, ``Bunları dinlemek zorunda değiliz. Bunlar sorunun içinde yok.`` dedi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, terör olaylarında en çok çocukların mağdur olduğunu ifade etti. Eronat, ``Dağda çocuk yaşı 12-13`e kadar düşmüş. Bizim o çocuklardan nefret etmemiz mümkün değil. 12-13 yaşındaki bir çocuğun nefreti olmaz. Dağda bile olsalar, terörist bile olsalar, ben o çocukları masum kabul ediyorum.`` diye konuştu.
Acıların Türkü-Kürdü olmadığını dile getiren Eronat, ``Kürtlerin beşte birinin desteklediği bir örgütün de başarılı olması mümkün değil. Şehit annelerinden, dağda çocuğu ölen annelerden ortak ricam; gelin bu işi sevgiyle çözelim.`` dedi.

"KOMİSYONUMUZ BU YÖNDEKİ ÇALIŞMALARINI BAŞARIYLA SÜRDÜRÜR"
Komisyon Başkanı Bostancı, ``Acıyı çeken insanların bakışıyla hukuki ve hakikatli bakış bazen birbiriyle örtüşüp bazen birbirinden ayrılır. Çünkü acı, kimi insanları, başkalarının acılarını karşı kör edebilir kimi acılar başkalarının acılarına karşı gözlerini açar. Bizim amacımız ve temennimiz; başkalarının acılarını da görebilme istikametindedir. Ümit ediyorum komisyonumuz bu yöndeki çalışmalarını başarıyla sürdürür.`` diye konuştu.

Bostancı, komisyonunu gündeminde olan şehit öğretmen Nesrin Ünügür`ün babasının dinlenmesinin ise sağlık sorunları nedeniyle bugün gerçekleşmeyeceğini bildirdi.